İşçi haklarında merak edilenler

İşçi haklarında merak edilenler
Çalışma yaşamında sıkça sorulan işçi ücretleri ve iş sözleşmesi fesihleri üzerine değerlendirmelerde bulunan gazetemiz yazarlarından Kılıçaslan ve Gölcü, işçi haklarına dikkat çektiler.

TİGRİS HABER - Tigris Haber ekonomi yazarları Adil Kılıçaslan ve Sercan Gölcü, işçi ücretleri, iş sözleşmeleri ve sözleşme fesihleri üzerine emekçilerin merak ettikleri soruları yanıtladılar.

Tigris Haber: İşçi ücretinin ödenme şeklini ve ödeme zamanı açıklayabilir misiniz?

Sercan Gölcü: Ücret kural olarak işin yapılmasından sonra ödenir. Buna karşılık, taraflar arasında özel bir anlaşma veya gelenek varsa, ücret, iş görme ediminin yapılmasından önce veya yapılması sırasında ödenebilir. Aynı şekilde, yıllık izne ayrılan işçilere de izin ücretleri, ödeme günü beklenmeksizin peşin olarak ödenmek gerekir. İş Kanununu 32/5.maddesi; ücretin en geç ayda bir ödeneceğini, iş sözleşmeleri veya toplu iş sözleşmeleri ile bu sürenin bir haftaya indirilebileceğini hüküm altına almıştır. Bu hüküm emredici bir hükümdür.

Bu itibarla, tarafların daha uzun periyotlarla ödeme anlaşması yapmaları yasaya aykırılık teşkil edecektir. Sonuçta ancak ücreti ile geçimini sağlayan işçinin uzun süre bu ücreti almadan hayatına devam etmesinin çok da kolay olmayacağı yadsınamaz bir gerçektir. İş kanunu 32.madde, ücret ödemelerine üst sınır koyarken aynı zamanda tarafların anlaşması ile bu sürenin bir haftaya kadar indirilebileceğini hüküm altına almıştır. Bu itibarla, işçi lehine yorum yapılarak aslında bu sürenin tarafların anlaşmasıyla bir günlük ödemelere kadar indirilebileceği kabul edilmelidir.

Ücretin ödenme zamanından önce, iş sözleşmesinin sona ermesi durumunda ödemenin ne zaman yapılması gerektiği üzerinde de durmak gerekir. Örneğin, bir aylık aralıklarla ücretini alan işçinin, iş sözleşmesinin çalışma süresinin on beşinci gününde yanlardan biri tarafından feshedildiği durumlarda, işçi ödeme için yine ödeme gününü mü beklemek zorundadır. Bu gibi durumlarda işveren, standart ödeme gününü beklemeyip, en geç iş sözleşmesinin son bulduğu anda işçinin ücretine ilişkin ödemeyi yapmak durumundadır.

Banka hesabına değil de, işyerinde yapılacak ücret ödemelerinde, işverenin ödeme günü olarak çalışma günlerini belirlemesi, ücret ödemelerini tatil gününde yapmaması gerekir. İşveren, işçinin ücretini, tatil günü veya dinleneceği bir günde ödeyemez. İşçinin çalışma amacıyla işyerinde bulunduğu bir sırada ücretinin ödenmesi en makul olanıdır.

Adil Kılıçaslan: İşçi edimini önce yerine getirme yükümlülüğü altındadır. Bu yüzden önce çalışıp daha sonra ücrete hak kazanmaktadır. İşverenin de bu borcuna uyarak ona zamanında ücretini ödemesi gerekir. İşverenin ücret ödemelerini yerine getirmemesi halinde işçinin hak kaybı ortaya çıkacak. İş Kanununun 34.maddesine göre ücret, mücbir neden olmaksızın ödeme gününden itibaren yirmi gün içinde ödenmezse, işçi iş görme borcunu yerine getirmekten kaçınabilir. Hatta iş görme borcunu yerine getirmeyenlerin sayısı bireyselin ötesinde toplu bir nitelik kazansa bile bu durum bir grev olarak değerlendirilmeyecektir. Ayrıca bu sebepten ötürü, işçinin iş sözleşmesi feshedilemeyecek, yerlerine başka işçi alınamayacak ve onların işleri de başkalarına yaptırılamayacaktır. Görüldüğü üzere yasa, ücretin ödenmesine ilişkin işvereni zorlayıcı hükümler getirmiş bulunmaktadır.

İş Kanunu m.34’ e göre işverenin ücret ödeme borcunu yerine getirmemesi eğer mücbir sebepten kaynaklanmışsa işçinin iş görmekten kaçınma hakkını kullanabileceği belirtilmiştir. Mücbir sebeplerle ücret ödenmemesi halinde işçi bu hakkını kullanamayacaktır. Mücbir sebepler ise; deprem, sel, yangın, kasırga ve savaş hali gibi önceden ön görülmesi mümkün olamayan genelde doğal afet türü olaylardır. Bu durumda işveren, maddi imkansızlık, işlerin kötü olması, işyerindeki makinelerin bozulması ve hatta genel ekonomik kriz gibi nedenlerle yirmi günlük süre zarfında işçinin ücretini ödememesi halinde, işçinin çalışmaktan kaçınma hakkı söz konusu olabilecektir.  İşçinin çalışmaktan kaçınma hakkını kullanabilmesi için ücretin ödenmeme miktarının kısmi olarak gerçekleşmiş olması da yeterli olacaktır. Bu kısmi miktarın çok küçük miktarlar olması halinde buna bağlı olarak çalışmaktan kaçınmanın dürüstlükle bağdaştığı da söylenemeyeceği kanaatindeyim.

Tigris Haber: İşçilerin ücret ve diğer haklarını ne tür durumlarda verilmez?

Sercan Gölcü: İşçinin çalışmaktan kaçınma hakkını kullanması halinde, bu durum, Borçlar Hukuku çerçevesinde bir ödemezlikdef”i olarak kabul edilerek, işçiye çalışmadığı süre için bir ödeme yapılması söz konusu olmayacaktır. Çünkü işçi, kendi iradesi ile çalışmamıştır ve bu yüzden bir ücret hakkının olduğu da söylenemeyecektir (Narmanlıoğlu, 2014, s.311). İşçinin ücretinin ödenmesindeki aksamaya İş Kanununun 24.maddesi de farklı bir sonuç bağlamış bulunmaktadır. Yasa hükmüne göre; işveren tarafından işçinin ücreti kanun hükümleri ve sözleşme şartlarına uygun olarak hesap edilmez ve ödenmezse, işçi iş sözleşmesini sözleşmenin süresinin veya ihbar süresinin bitimini beklemeksizin haklı nedenle feshedebilir. Bu fesih, işçiye sözleşmesini tek taraflı sona erdirerek varsa kıdem tazminatını elde ederek işten ayrılma imkânı da sağlayacaktır. İş Kanunu 34 hükmü gereğince, gününde ödenmeyen ücretler için yasa gereği olarak mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanacaktır. Bunun Türkiye’ de faaliyet gösteren özel ya da kamuya ait tüm bankalar içindeki en yüksek mevduat faizi olduğu söylenebilir. Ayrıca bankanın Türk bankası olması şartı bulunmamaktadır. Eğer ücret alacağı toplu iş sözleşmesinden kaynaklanıyorsa, bu durumda uygulanacak faiz, bankalarca uygulanan en yüksek işletme faizi olacaktır.

Adil Kılıçaslan: işverenin konkordato ilan etmesi, işveren için aciz vesikası alınması, iflası veya iflasın ertelenmesi nedenleri ile işverenin ödeme güçlüğüne düştüğü hallerde geçerli olmak üzere, işçilerin iş ilişkisinden kaynaklanan üç aylık ödenmeyen ücret alacaklarını karşılamak amacı ile İşsizlik Sigortası Fonu kapsamında ayrı bir Ücret Garanti Fonu oluşturulur. Ayrıca, bu madde kapsamında yapılacak ödemelerde, işverenin ödeme güçlüğüne düşmesinden önceki son bir yıl içinde aynı işyerinde çalışmış olması kaydıyla temel ücret üzerinden ödeme yapılacaktır. Ücret garanti fonu kapsamına gireceklerin bu yasada düzenlenmesi, bu fondan yararlanacak işçi kavramını da genişletmiş bulunmakta ve diğer yasalara tabi işçileri de bu kapsama almış bulunmaktadır. Ücret kesme cezası başlıklı İş kanununun 38.maddesine göre, İşveren toplu sözleşme veya iş sözleşmelerinde gösterilmiş olan sebepler dışında işçiye ücret kesme cezası veremez. Ayrıca, yasaya göre, işçi ücretlerinden ceza olarak yapılacak kesintilerin işçiye derhal sebepleriyle beraber bildirilmesi gerekir. Yasa, yapılacak kesintiler için bir sınırlama getirmiş bulunmaktadır. Buna göre, işçi ücretlerinden bu yolda yapılacak kesintiler bir ayda iki gündelikten veya parça başına yahut yapılan iş miktarına göre verilen ücretlerde işçinin iki günlük kazancından fazla olamaz. Kesilen paraların, işçilerin eğitimi ve sosyal hizmetleri için kullanılmak üzere, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının hesabına, cezanın kesildiği tarihten itibaren bir ay içinde yatırılmak gerekir.

Tigris Haber: İş sözleşmeleri hangi şekle tabidir? Sözleşmelerde bildirim şartına uymayan taraflara uygulanan müeyyideler nelerdir?

Sercan Gölcü: İş sözleşmesi, bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi, diğer tarafın (işveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşmedir. İş sözleşmesi, Kanunda aksi belirtilmedikçe, özel bir şekle tâbi değildir. Süresi bir yıl ve daha fazla olan iş sözleşmelerinin yazılı şekilde yapılması zorunludur. Bu belgeler damga vergisi ve her çeşit resim ve harçtan muaftır. Yazılı sözleşme yapılmayan hallerde işveren işçiye en geç iki ay içinde genel ve özel çalışma koşullarını, günlük ya da haftalık çalışma süresini, temel ücreti ve varsa ücret eklerini, ücret ödeme dönemini, süresi belirli ise sözleşmenin süresini, fesih halinde tarafların uymak zorunda oldukları hükümleri gösteren yazılı bir belge vermekle yükümlüdür. Süresi bir ayı geçmeyen belirli süreli iş sözleşmelerinde bu hüküm uygulanmaz. İş sözleşmesi iki aylık süre dolmadan sona ermiş ise, bu bilgilerin en geç sona erme tarihinde işçiye yazılı olarak verilmesi zorunludur. Belirsiz süreli iş sözleşmelerinin feshinden önce durumun diğer tarafa bildirilmesi gerekir. Bildirim şartına uymayan taraf, bildirim süresine ilişkin ücret tutarında tazminat ödemek zorundadır. İşveren bildirim süresine ait ücreti peşin vermek suretiyle iş sözleşmesini feshedebilir.

Kanunun 18, 19, 20 ve 21 inci maddelerinin uygulanma alanı dışında kalan işçilerin iş sözleşmesinin, fesih hakkının kötüye kullanılarak sona erdirildiği durumlarda işçiye bildirim süresinin üç katı tutarında tazminat ödenir. Fesih için bildirim şartına da uyulmaması ayrıca dördüncü fıkra uyarınca tazminat ödenmesini gerektirir. Otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.

Adil Kılıçaslan: İşverence geçerli sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli olmadığı mahkemece veya özel hakem tarafından tespit edilerek feshin geçersizliğine karar verildiğinde, işveren, işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır. İşçiyi başvurusu üzerine işveren bir ay içinde işe başlatmaz ise, işçiye en az dört aylık ve en çok sekiz aylık ücreti tutarında tazminat ödemekle yükümlü olur.

Mahkeme veya özel hakem feshin geçersizliğine karar verdiğinde, işçinin işe başlatılmaması halinde ödenecek tazminat miktarını da belirler.  Kararın kesinleşmesine kadar çalıştırılmadığı süre için işçiye en çok dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer hakları ödenir. İşçi işe başlatılırsa, peşin olarak ödenen bildirim süresine ait ücret ile kıdem tazminatı, yukarıdaki fıkra hükümlerine göre yapılacak ödemeden mahsup edilir. İşe başlatılmayan işçiye bildirim süresi verilmemiş veya bildirim süresine ait ücret peşin ödenmemişse, bu sürelere ait ücret tutarı ayrıca ödenir.  İşçi kesinleşen mahkeme veya özel hakem kararının tebliğinden itibaren on işgünü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. İşçi bu süre içinde başvuruda bulunmaz ise, işverence yapılmış olan fesih geçerli bir fesih sayılır ve işveren sadece bunun hukuki sonuçları ile sorumlu olur. Bu maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri sözleşmeler ile hiçbir suretle değiştirilemez; aksi yönde sözleşme hükümleri geçersizdir.

Tigris Haber: İşçinin iş sözleşmesini hangi sebeplerden dolayı derhal feshetme hakkı vardır? İşçi hangi koşullarda dava açabilir?

Sercan Gölcü: İşçi değişiklik önerisini bu süre içinde kabul etmezse, işveren değişikliğin geçerli bir nedene dayandığını veya fesih için başka bir geçerli nedenin bulunduğunu yazılı olarak açıklamak ve bildirim süresine uymak suretiyle iş sözleşmesini feshedebilir. İşçi bu durumda 17 ila 21 inci madde hükümlerine göre dava açabilir. Taraflar aralarında anlaşarak çalışma koşullarını her zaman değiştirebilir. Çalışma koşullarında değişiklik geçmişe etkili olarak yürürlüğe konulamaz. İşçinin aşağıda belirttiğim haklı nedenle derhal fesih hakkı vardır.

İş sözleşmesinin konusu olan işin yapılması işin niteliğinden doğan bir sebeple işçinin sağlığı veya yaşayışı için tehlikeli olursa.  İşçinin sürekli olarak yakından ve doğrudan buluşup görüştüğü işveren yahut başka bir işçi bulaşıcı veya işçinin işi ile bağdaşmayan bir hastalığa tutulursa.  İşveren tarafından işçinin ücreti kanun hükümleri veya sözleşme şartlarına uygun olarak hesap edilmez veya ödenmezse,  Ücretin parça başına veya iş tutarı üzerinden ödenmesi kararlaştırılıp da işveren tarafından işçiye yapabileceği sayı ve tutardan az iş verildiği hallerde, aradaki ücret farkı zaman esasına göre ödenerek işçinin eksik aldığı ücret karşılanmazsa, yahut çalışma şartları uygulanmazsa.

Adil Kılıçaslan: İşverenin ödeme sıkıntısına düştüğü durumlarda, konkordato veya iflas halinde, kanun gereğince bütün alacaklar bekler, önce işçi hakları ödenir. Bu gibi durumlarda mahkemeye başvurmazsanız hak sahibi olamazsınız. Hak doğuran durumların delilleri; ücret ödemesi banka kanalı ile yapılıyorsa ve ücret ödeme tutarı ile bankaya yatırılan tutar uyuşmazsa. Önceki ödemelerinizde, bayram parası, ikramiye, prim, fazla mesai, ayni yardım gibi ödemeler varsa, bu ödemelerin de eklenmesi gerekmektedir. İşyerinde beraber çalıştığınız kişiler arasında bulaşıcı hastalık taşıyan birisi varsa ve ailenizi korumak istiyorsanız ya işveren bu durumu kanıtlayıp işsizlik fonundan ücret almanız için müracaat etmeli. İşyerine ücret ödemeleri ile ilgili dava açma hakkınız 5 yıldır. (Tigris Haber Merkezi)

 

 

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.