Kadın avukatlar: Yargının eril zihniyetten kurtulması gerekiyor

DİYARBAKIR - Kadın hukukçular ise bu tartışmaları doğru bulmadıklarını ve kadın cinayetlerine karşı tahrik indirimlerinin kullanıldığı bir yargı sisteminde idamı tartışmanın doğru olmayacağını belirtti. Kürdistan ve Türkiye'de artan kadın katliamlarına ilişkin Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Danışma ve Uygulama Merkezi (KADUM) Koordinatörü Av. Serap Yiğit Erkuş, Türkiye'de yıllardır kadın kıyımlarının olduğunu ancak devletin bu kadın kıyımlarının önüne geçmek için her hangi bir çabasının olmadığını söyledi. Erkuş, medyanın kadın cinayetlerini veriş tarzını da eleştirerek, "Medyadaki işleyiş ve dizilerdeki işleyiş, topluma suç işlemeyi özendiren bir zihniyet yerleştirdi. Medyanın dili de sanıkları kahramanlaştırmıştır. Çok yönlü bir sorun var" dedi. 

'Yetkililerin söylemleri cinayetleri muştu ve teşvik ediyor'

Devlet ve hükümet yetkilerinin kadın katliamlarından birinci derecede sorumlu olduğunu, "Kadın boğun eğmek ve ittiat etmek" söylemleri ile kadın kıyımlarının toplum nezdinde meşrulaştırıldığını ve teşvik edici olduğunu dile getiren Erkuş, "N.Ç. davası var. 12 yaşındaki bir çocuk 26 kişinin tecavüzüne uğradı. Ancak yargı 'rızası vardı' şeklinde ödüllendirdi" hatırlatmasında bulundu. 

Yalçın: İstanbul Sözleşmesi sadece kağıt üzerinde var

İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi Kadın Komisyonu üyesi Av. Gamze Yalçın ise, var olan kanunların kadınları korumaya yeterli olmadığını ifade ederek, İstanbul Sözleşmesi'ne atıfta bulunarak, bu sözleşmenin Türkiye tarafından işletilmediğini, sadece kağıt üzerinde kaldığını söyledi. Yasin Kobulan(Diha)