Kadınlar öne çıkın!

Kadınlar öne çıkın!
TÜRKONFED çatısı altında faaliyet gösteren Diyarbakır İş Kadınları Derneği (DİKAD) tarafından düzenlenen "DİKAD Ekonomi Kadın Zirvesi"nin ilki Diyarbakır'da yapıldı.

Tigris Haber- DİKAD'ın, Ekonomi ve Kadın Zirvesi iş dünyasını Diyarbakır'da buluşturdu

‘Kadın Zirvesi’nin öne çıkan konu başlığı, kadınların yönetim mekanizmalarında yer almalarının önündeki engellerin kaldırılması oldu.

DİYARBAKIR'da, Diyarbakır İş Kadınları Derneği (DİKAD) tarafından bu yıl ilk kez düzenlenen, 'Ekonomi ve Kadın Zirvesi’nde kadınlar yine protokolün arkasında kaldı. ‘Kadın zirvesinde’ protokolün ön sırlarında erkek egemenliği sürerken, DİKAD Yönetim Kurulu Başkanı ve birkaç kadın ancak protokolün on sırasında yer alabildi.

img_9401.jpg

Diyarbakır İş Kadınları Derneği (DİKAD) tarafından bu yıl ilk kez düzenlenen, 'Ekonomi ve Kadın Zirvesi', İş, siyaset ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerini bir araya getirdi. Zirveye, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, eski bakanlardan AK Parti Diyarbakır Milletvekili Mehdi Eker, Vali Hasan Basri Güzeloğlu, TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkan vekili Ali Eroğlu, DİKAD Yönetim kurulu Başkanı Reyhan Aktar, Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Kaya, DOGÜNSİFED Yönetim Kurulu Başkanı Aziz Özkılıç, Diyarbakır Ticaret odası Başkanı Engin Yeşil,  Karacadağ Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Hasam Maral,  AK Parti MKYK üyesi Mehmet Emin Yılmaz, AK Parti Diyarbakır eski milletvekili Galip Ensarioğlu, Sur Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Abdullah Çiftçi, STK temsilcileri ile iş kadınları katıldı.

Doğu Anadolu bölgesinde kadının istihdamının önündeki engeller ve kadının ekonomiye katılımının artırılmasında çözüm önerilerinin mercek altına alındığı zirve öncesi açılış konuşması yapan DİKAD Başkanı Reyhan Aktar, kadınların istihdama kazandırılması için yaptıkları çeşitli çalışmalara dikkat çekti.

'Kadın istihdamında Bölge Türkiye ortalamasının altında'

Kadın istihdamını ve kadın girişimciliğini arttırma yönünde çalışmalar yürüttüklerini belirten Aktar, 380 kadını ve genci girişimcilik eğitimleri kapsamında çalışma yaşamına kazandırdıklarını söyledi. Çalışma yaşamına kazandırılan kadınların alanda karşılaştıkları sorunları tespit etmek ve bu sorunların açılması için çözüm önerileri geliştirmek için çaba harcadıklarını dile getiren Aktar, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: "Kadın istihdamı konusunda maalesef bölge olarak Türkiye ortalamasının çok altındayız. Türkiye'de kadın istihdamımız yüzde 32-33'ler düzeyindeyken, bölgemizde Diyarbakır ve Şanlıurfa ilimizde yüzde 22'yle karşı karşıyız. Bu rakamları incelerken kadın girişimciliği ve istihdamında en yüksek katkıyı sağlayan eğitim düzeyinin olduğunu görmekteyiz. Türkiye'de üniversite mezunu kadınlarımızın iş dünyasına katılım oranları yüzde 72'ler düzeyinde. Yine Diyarbakır -Urfa bölgesine geldiğimizde bu oran, yüzde 50'lileri bulmakta, dileğimiz yapmış olduğumuz araştırmalarda da karşımıza çıkan kadının iş dünyasına kazandırılması konusunda önünde en büyük olarak engel teşkil eden, kadının eğitime ulaşmasındaki sıkıntısı ve kadınlarımızın geleneksel aile yapısı sorununu yapıcı çözüm önerilerimizle aşacağımızı hedefliyoruz." 

img_9421.jpg

Her alanda tam eşitlik!

Kadın girişimciliğinin önündeki engelleri in kaldırılması için çeşitli özüm önerileri sunduklarını belirten Aktar, “Bunlardan bir tanesi kadının geleneksel aile yapısı içerisinde kadın ve erkek modelleri çizilirken, erkeğin gelir getiren modeli, kadınsa evde bu ekonomiyi idare edici taraf olarak sınıflandırılmış olmasından ziyade kadın ve erkeğin eşit işbölümü yapabileceği, evde ve işte üretime katkı sunabileceği bir yapı olması gerektiğine inanıyoruz. Yani, esas ihtiyacımız olan şudur ki, kadınların iş hayatı kurmak ile aile hayatı kurmak arasında bir tercih yapmamasını sağlayabilecek politikalara ihtiyaç duymaktayız.”şeklinde konuştu.

DİKAD Ekonomi Kadın Zirvesi’nin öğleden sonraki oturumlarına katılan Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan: "Bizim orta gelir seviyesinden yüksek gelir seviyesine çıkabilmemiz için teknolojiye yatırım yapmamız, ihracatı artırmamız, ihracatı KOBİ'lere, esnafa yaymamız, kadın girişimci sayımızı dünya ortalamasına en azından çıkarmamız lazım" diye konuştu.

Zirvede konuşan Bakan Pekcan, üniversite yıllarından bu yana yaşamındaki bazı gelişmeleri paylaştı.

Kadınların iş yaşamına katılım oranı Türkiye'de yüzde 34,7

Erkeklerden pozitif ayrımcılık beklendiğini, salonda da erkek katılımcı olmasının kadınlar için avantaj olduğuna işaret eden Pekcan, "Demek ki karar verici pozisyonda hala onlar olduğu için bize pozitif ayrımcılık yapacaklar. Ama kızlarımızın da bu konuda çaba göstermesi, katılımcı olması gerekiyor. Bu doğrultuda çalışmalarımıza devam edeceğiz." şeklinde konuştu. Kadınların iş hayatına katılım oranının Avrupa'da yüzde 52'lerde, dünya ortalamasının ise yüzde 50'lerde olduğuna dikkati çeken Pekcan, Türkiye'de hala bu yılın temmuz ayı verilerine göre bu oranın yüzde 34,7 olduğunu belirtti.

Pekcan, son 5-10 yılda yüzde 54 artışla buralara gelindiğini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ama bu rakamlar yeterli değil, bunu artırmamız lazım. Bizim orta gelir seviyesinden yüksek gelir seviyesine çıkabilmemiz için teknolojiye yatırım yapmamız, ihracatı artırmamız, ihracatı KOBİ'lere, esnafa yaymamız, kadın girişimci sayımızı dünya ortalamasına en azından çıkarmamız lazım. Burada alacağımız yol var ve yapacağımız çok şey var."

‘Esnek çalışma koşullarında da kadınlara çok büyük fırsatlar var’

Kadınların eğitimine de girişimciliğine de son derece önem verdiklerini, sivil toplum kuruluşlarına bu konuda çok iş düştüğünü vurgulayan Pekcan, sivil toplum kuruluşlarının yönlendirme, teşvik etme, eğitim, finansal desteklere erişim konusunda kadın girişimciliğini desteklemesi gerektiğini bildirdi.

Bugün Türkiye'deki istihdamın yüzde 73,5'ini KOBİ'lerin sağladığını, ihracatın da yüzde 55'inin KOBİ'ler tarafından gerçekleştirildiğini anlatan Pekcan, şunları kaydetti: "Kadının iş gücüne katılımı ve kadının girişimci olmasıyla onları daha da ön plana çıkaracağız. E-ticaret alanında da kadınlarımızı destekliyoruz. Esnek çalışma koşullarında da kadınlara çok büyük fırsatlar var. Kadın girişimcilere özellikle e-ticaret alanında eğitim veriyoruz. Bakanlık olarak 2 hafta önce sosyal kooperatifçilik tanıtım ve eğitim trenini yola çıkardık. Bu tren yıl sonuna kadar 11 ili tamamlayacak. Ankara'dan başladı Eskişehir ve tüm Ege havzasındaki illerimizi dolaşıyor. Her gittiği ilde sanayi ve ticaret odalarımız, valilikler, belediyelerle paneller, çalıştaylar düzenliyoruz, kooperatifçiliğin tanıtılması için."

89035.jpg

Bakan Pekcan, her gittikleri ilde öğrencilere kodlama eğitimleri verdiklerini dile getirdi.

"Kadın girişimci" denildiğinde daha çok el emeği, göz nuru oluşturulan tarım kooperatifi ya da gıdaların anlaşıldığını, ancak kendisinin böyle düşünmediğini belirten Pekcan, "Kadınları teknoloji konusunda da girişimci olmaya davet ediyoruz. Kadınları teknolojiye yatırım yapmak, teknolojiye özendirmek durumundayız. Kadınlarımızı da bu yönde destekliyoruz, kadın kooperatifçiliğine önem veriyoruz." diye konuştu.

Kooperatif kurmak isteyen kadınlara destek

Bakanlık olarak 172 kadın kooperatifinin kuruluşuna destek olduklarını anlatan Pekcan, kadın kooperatiflerinin kurulmasına da son derece kolaylık getirdiklerini vurguladı.

Kooperatif kurmak isteyen kadınlara ticaret il müdürlüklerini ziyaret etmeleri halinde her türlü kolaylığın sağlanacağını ifade eden Pekcan, hem Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı hem de Tarım ve Orman Bakanlığı ile imzaladıkları protokol ile 3 bakanlık olarak kadınların kooperatifçi, girişimci ve ihracatçı olmalarını destekleyeceklerini söyledi.

Bakanlık bünyesindeki Kooperatifçilik Genel Müdürlüğünde bir çalışma masası kurduklarını, bu çalışma masasının eğitim programları vereceğini belirten Pekcan, kadın kooperatiflerini istedikleri her türlü eğitim ile ilgili destekleyeceklerini kaydetti. Pekcan, "Bu doğrultuda kadın potansiyelini, özellikle eğitimli kadın potansiyelini çok iyi kullanmamız lazım. Kızlarımızın vazgeçmemesi, ısrarcı olması lazım." ifadelerini kullandı.

 İhracat rakamları

Cumhuriyet tarihinin en yüksek ihracat rakamını 31 Ekim itibarıyla açıkladıklarını hatırlatan Pekcan, 31 Ekim'in kendileri için uğurlu bir gün olduğunu vurguladı. Bakan Pekcan, "Fas bize anti-damping uyguluyordu. Onun da birinci panelini biz kazandık. İnşallah bundan sonraki panelleri de kazanacağız." diye konuştu.

Konuşmasının ardından DİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Reyhan Aktar, Bakan Pekcan'a plaket ve tablo hediye etti. Daha sonra zirveye katılanlar Bakan Pekcan ile hatıra fotoğraf çektirdi.

img_9471.jpg

‘Güçlü kadın, güçlü toplum ve güçlü ekonomi, güçlü demokrasi ve güçlü bir Türkiye…’

Türkonfed Yönetim Kurulu Başkan vekili Ali Eroğlu, Kadının iş yaşamında katılımında Geçmiş dönemlere kıyasla mesafe alınmakla birlikte Türkiye’nin AB  ve dünya standartlarının gerisinde olduğuna vurgu yaparak, “Ülkemizde kadınların iş gücüne katılım oranı yüzde 33’ler seviyesinde seyrederken, AB’de bu oranın yüzde 50’lerin üstünde olduğunu hatırlatmak isterim. Son on yılda kadın istihdamını yüzde 10 arttıran ülkemizin toplumun yarısını oluşturan kadınların pozitif ayrımcılık değil, tam eşitlikle adil bir şekilde iş hayatına katması durumunda büyüme ve kalkınmada önemli bir sıçrama yaratmak mümkündür. Bugün dünyada iş gücünün yüzde 40’ın kadınlar oluşturmaktadır. 2025’e kadar toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması halinde dünya ekonomisinde 12 trilyon dolarlık bir katkının ortaya çıkacağı uzmanlarca düşünülüyor ve hesaplanıyor. İşgücü açsından kadın erkek uçurumundan kaynaklanan ekonomik kaygımız Gayrı Safi Mili Hasıla’mızın yüzde 25’ine tekabül ederken kadın elinin, emeğinin değmediği ülkelerde ekonomik kayıp yüzde 30’lara kadar çıkıyor. Kadınların aktif katılımı üretim, bereket, refah ve kalkınma sağlıyor. Girişimci kadınların sayısının artırılması üst düze karar alma mekanizmalarında kadınların da yer alabilmeleri için yapılması gerekenler aslında çok basit; toplumsal cinsiyet eşitliği temelinde kadının çok yönlü güçlendirilmesi; siyaset, iş ve toplumsal hayata kadınların aktif katılımını sağlayacak politikaların hayata geçirilmesi ülke kalkınması için olmazsa olmazdır. Gelişmiş bir ekonomi ve gelişmiş bir demokrasiye giden yol kadının güçlendirilmesinden geçmektedir. Güçlü kadın, güçlü toplum ve güçlü ekonomi, güçlü demokrasi ve güçlü bir Türkiye demektir.”diye konuştu.

‘Geçici değil köklü reformlara ihtiyaç var!’

Kadınların kayıtdışı çalışma alanlarının erkeklerden daha yüksek seviyede olduğuna işaret eden Eroğlu, “Kadınları kayıtdışı çalışmaya iten en önemli etken eğitim seviyesi yetersizliğidir. Ülkemizde kadınlarda kayıtdışı istihdam oranı lise altında yüzde 53 iken bu oran lise mezunlarında yüzde 25, meslek lisesinde yüzde 20, üniversite mezunlarında yüzde 10’dur… Kız çocuklarının okul öncesinden yüksek öğrenime uzanan süreçte nitelikli ve kaliteli bir eğitim almalarını sağlamalıyız. Yine, prim ve teşvik sisteminde iş kurmak isteyen kadınların odağa alındığı destekleyici politikalar üretmeliyiz. Gelir vergisi uygulamasında cinsiyete duyarlılık geliştirilmesi önemli bir kazanım olacaktır. İlk defa iş kuran kadınların primlerinin yarısı hazine tarafından karşılanmasından, doğum borçlanması primlerinin devlet tarafından ödenmesine, bakım sigortasından, çocuk ve yaşlılık bakım hizmetlerine kadar kadınların iş ve sosyal hayata katılımlarının önündeki tüm engellerin kaldırılması gerekir. Ülkemizin kalkınma ve sürdürülebilir bir büyümeyi yakalayabilmesi ve bölgeler arası eşitsizliğin giderilebilmesi için şu iç tuzaktan; orta gelir, orta demokrasi ve orta eğitim tuzaklarından kurtulmak için hep beraber çalışmalıyız. Kadın işgücü ve istihdamında AB ülkeleri seviyesine gelmek zorundayız. Bu tuzaklardan ancak toplumsal eşitliği temelinde siyasal, ekonomik, sosyal ve toplumsal sınırları ortadan kaldırdığımızda çıkabiliriz. Bunun için de geçici değil köklü reformlara ihtiyaç vardır. En önemli reform olarak ise zihinsel ve kültürel olarak kendimizi değiştirebiliriz. Çağımızın insanının artık cinsiyet eşitsizliği utancını üzerinden atması gerekiyor. Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün sözleriyle konuşmamı sonlandırmak istiyorum; ‘Bir toplum, bir millet erkek ve kadın denilen iki cins insandan meydana gelir. Mümkün müdür ki, bir toplumun yarısı toprağa zincirlerle bağlı kaldıkça diğer yarsı göklere yükselebilsin. Bizim toplumumuz için ilim ve fen lazım ise bunları aynı derecede hem kadınlarımızın hem erkeklerimizin iktisap etmesidir.’ diye sözlerini noktaladı.

img_9480.jpg

‘Toplumsal, sosyolojik değişim yaşıyoruz’

AK Parti Diyarbakır Milletvekili Mehdi Eker de Diyarbakır'ın çok acılar yaşadığını, Sur içinin yakılıp, yıkıldığını anımsattı. Eker, "Bu, kör ideolojiler ve uluslararası hain planların tezahürüdür. O uluslararası hainlerin tuzaklarına düşen terör örgütünün yakıp, yıkmasıyla oldu. Bunun yükünü de kadınlar çekti. Biz bir toplumsal, sosyolojik değişim yaşıyoruz. Bu bir gerçek, bunun farkında olunmalı." dedi.

‘Kültürün üzerimizdeki tesiri: Aşmamız gereken temel mesele bu!’

Sağlıksız kentleşmenin sorunlarını yaşadığımıza işaret eden Eker, konuşmasını şöyle sürdürdü: Bütün bu sorunlardan çıkış için karamsar mıyız, ümitsiz miyiz asla! Kendi medeniyet değerlerimize, insanımıza, kadınlarımıza inanıyoruz. Tarihsel süreç içerisinde binlerce yıllık bir tarihten bahsediyoruz. Bu topraklar çeşitli medeniyetlere ya yuva ya beşik ya da mekan oldu. O medeniyetlere baktığımızda belirli süreçlerde belirli yıkımların, tadilatların, acıların yaşandığını tarihten biliyoruz. Bu son yaşadığımız da buna benzer bir şey. Ama bunu hep birlikte aşacağız. Bundan şüphemiz yok! Bunu aşmanın iki boyutu var. Bu sosyolojik süreç içerisinde bir yandan gelenek ve kültür kodları bir yandan ekonominin gerekleri, yeni değişen sosyolojik şartlar, yeni toplumsal yapı. Bu yeni toplumsal yapıda kadınların, erkeklerin iş kurması,  iş geliştirmesi, eğitilmesi vs. Biz bu gelenek ve göreneklerle çatışmadan ama değişen sosyolojinin ihtiyaçlarını dikkate alarak hangi modellerle yeni istihdam ve iş geliştirme projeleri yapacağız. Aslında sorun bu! Çünkü geleneğin üzeremizdeki tesirini, kültürün üzerimizdeki tesirini, yüzerce, binlerce yılda genetik yapıya dönüşmüş olan etkileri birden değiştirmemiz mümkün değil. Bunun da farkında olmalıyız. Ben tam da bu zirvenin buna hizmet edeceğini, bunu geliştireceğini düşünüyorum. İkinci olarak ise anayasa dahil mevzuatla ilgili hanımlar lehine büyük mesafeler kat ettik. Anayasaya pozitif ayrımcılık maddesi koyduk. Bundan daha ileri bir düzenleme olamaz. Peki, sorun bitiyor mu, bununla çözülüyor mu; hayır! Sorun nerede peki, sorun uygulamada! Uygulama ise neyle ilişkili, kültürle ilişkili. Bu kültürün teşekkül etmesiyle ilişkili. Toplumun geleceğini şekillendiren kodları şifreleyen varlığın bizatihi kendisi. Aşmamız gereken temel mesele bu!”

‘Türkiye’de iş yapma kolaylaştı’

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz da, huzur ortamının çok önemli olduğunu vurguladı.

"Geçtiğimiz 15-16 yıl içinde Türkiye ekonomisi ortalama yüzde 5,7 büyüme kaydetti. Bir taraftan da gelir dağılımını iyileştirdi. Daha güçlü sosyal politikalarla toplumsal yapı güçlendirildi." diyen Yılmaz, bugün ise çeşitli tedbirlerle ekonomide yeniden dengelenmeyi sağlayıp, sürdürülebilir büyüme ekonomisini oturtma ve uzun vadeli ekonomik büyümeyi devam ettirme çabası içinde olunduğunu ifade etti. Yılmaz, Dünya Bankasının "İş Yapma Kolaylığı Raporu"nda Türkiye'de iş yapma kolaylığında çok ciddi bir iyileşme olduğunun görüldüğünü belirterek, bunun, Türkiye'de iş yapma kolaylığının ve çalışma hayatının daha da iyileştiğini gösteren çok güzel bir haber olduğunu dile getirdi.

 ‘İhracatımız çok önemli ilerleme kaydediyor’

İçinden geçilen süreçte Türkiye ekonomisine yönelik saldırıların hep birlikte göğüslenmesini gerektiğini vurgulayan Yılmaz, şöyle devam etti: "Aslında bir taraftan da bunu fırsata dönüştürmemiz gerekiyor. Türkiye ekonomisi uzunca bir dönemdir cari açığı yüksek olan bir ekonomi. Bu da dış dünyanın tasarruflarını kullanmaya sevk ediyor bizi. Daha çok girişimcilikle, üretimle, ihracatla çıkacağız bu süreçten. Bu sürecin de başlatıldığını görüyoruz. İhracatımız çok önemli bir ilerleme kaydediyor. İnşallah 170 milyar dolar, rekor seviyede ihracatı bu yıl göreceğiz. 'İnsanın belini kırmayan darbe güçlendirir.' diye bir söz var. Ekonomimize dönük saldırılar, ekonomimizin bünyesini daha da güçlendirmemize ve uzun vadeli olarak daha da yukarıya çekmemize vesile oluyor. Son 15 yıl içinde eğitimle ilgili muazzam adımlar attık. Kadınlarımız, kızlarımız eğitimin değişik kademelerinde çok daha iyi durumdalar." ifadesini kullanan Yılmaz, eğitime yapılan yatırımların hemen sonuç vermediğini, uzun bir süreçten sonra sonucun görüldüğünü, AK Parti'nin, kadınların ve kızların eğitimine yaptığı yatırımların sonuçlarının da önümüzdeki yıllarda çok daha fazla görüleceğini dile getirdi.

‘Önümüzdeki dönem kadınların ekonomik hayata katıldığını göreceğiz’

Kadının aile ve iş hayatındaki rolüne değinen Yılmaz, "Kadın, aile ve iş hayatı arasında tercih yapmaya zorlanmamalı. İkisini bir arada yürütebilecekleri ortamları oluşturmak durumundayız. Bunun çaresi, daha esnek çalışma modelleri ve ihtiyaca uyarlanmış altyapıların kadınlara sunulması." diye konuştu.

Yılmaz, "Önümüzdeki dönem kendi doğal mecrası içinde son derece hızlı bir şekilde kadınların ekonomik hayata katıldığını göreceğiz. Kadın girişimciliğinin desteklenmesi gerekiyor. Kadın girişimcilerin çalışmalarına pozitif ayrımcılık yapılıyor. Projelerde bunlar yapılıyor. Pozitif ayrımcılık konusu önemli. Esas önemli olan rekabetçi bir ortamda öne çıkmayı başarmak. Asıl olan herkesin eşit ortamda rekabet edebilmesi." değerlendirmesinde bulundu.

 ‘Ülkemizin birliği, beraberliği konusunda ortak bir anlayış sergilemek durumundayız’

Yılmaz, özel sektör yatırımları için huzur ve güven ortamının çok önemli olduğunu, huzur ortamını bozanların sadece insanların hayatlarına zarar vermediğini, bir taraftan da ekonomiyi, kalkınmayı ve gelişmeyi baltaladığını, bölge girişimcisinin kaçmasına neden olduğunu anlattı. Cevdet Yılmaz, şunları kaydetti: "Sonuçta bu bölge yoksulluk, işsizlik sorunuyla karşı karşıya kalıyor. Bu bir realite. Bununla mücadele etmenin yolu siyasi düşüncemiz ne olursa olsun, ülkemizin birliği, beraberliği konusunda ortak bir anlayış sergilemek durumundayız. Terör örgütlerine karşı net bir tavır sergilemek durumundayız. Bunda da kadınların çok önemli bir role sahip olduğunu düşünüyorum. Kadınların daha çok huzuru istemesi, huzuru desteklemesi ve sahiplenmesi, seslerini yükseltmesi son derece önemli. Bölgede çok sloganlar dinledik, çok fazla ideolojik tartışmalar yapıldı. Artık yeter. Bizim buna ihtiyacımız yok. Reel, geleceğimizle ilgili konuları daha çok konuşmamız, tartışmamız, birlikte buna katkı sağlamamız gerekiyor."

Dünya gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ’ın moderatörlüğünde Bölgesel Kalkınma Politikaları oturumu yapıldı. Oturuma, Aksoy Holding Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Aksoy, ELİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Yasemin Açık, Karacadağ Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Hasan Maral ve DTSO Başkanı Mehmet Kaya katıldı. Oturumda, kadınların iş yaşamına katılımını engelleyen sorunlar masaya yatırıldı. Oturumda ilk sözü alan Karacadağ Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Hasan Maral, kadınların iş dünyasına katılımının önündeki en büyük engelin topumun kültürel kodlarına işleyen erkek egemen sistemin davranış tarzının aşılamaması olduğuna işaret etti. Ardından konuşan Prof. Dr. Yasemin Açık ise kadın girişimciliğinin önünü açmak için bugüne kadar yaptıkları çalışmalara ilişkin bilgiler paylaştı. Açık’ın ardından söz alan Aksoy Holding Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Aksoy, eğitimin önemine vurgu yaptı. Türkiye kadınlarının kendilerinden önce çocuklarını düşündüğünü belirten Aksoy, dünyanın hiçbir ülkesinde böylesine bir fedakârlık olmadığını ifade etti. Özellikle kız çocuklarının eğitimine büyük önem verilmesi gerektiğinin altını çizen Aksoy, her açıdan donanımlı bir neslin yetiştirilmesinin ekonomik kalkınma ve kadınların iş yaşamına katılımında belirleyici rolüne işaret etti. Aksoy’un ekonomik kalkınma meselesi üzerine Singapur örneğini ele alamsı ise katılımcıların oldukça ilgisini çekti. Singapur’un ekonomik kalkınma modeline ilişkin bir sunum yapıldı. Sunumda yapay olarak kurulan endüstri şehirlerine projesi örnekleri paylaşıldı.

‘Karar mekanizmalarında kadınlar yok!’

DİKAD’ın düzenlediği ‘Ekonomi Kadın Zirvesi’nin “Bölgesel kalkınma Politikaları” oturumunda konuşan DTSO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kaya, DİKAD ve DOGÜNKAD’a organizasyon için teşekkür etti. DTSO olarak söz konusu çalışmaları yakından takip ettiklerini ve destek verdiklerini ifade eden Kaya, sözlerini söyle sürdürdü: “Bakanımız da ifade etti, kuşkusuz girişimcilik çok önemlidir. Biz DTSO olarak girişimciliği desteklemeye önem vermekteyiz. İŞKUR kayıtlarına göre 2013-2018 yılları arasında %50 yakın kadın girişimci oranı var. Kadınların nüfusun %50 olmasına rağmen, hangi sektöre bakarsak bakalım kadınların olmasına rağmen, oranı daha düşük. Genel olarak tarım sektöründe yoğunlaşmış durumda. Düşük seviyede bir ekonomiye katılım var. Hükümetimiz son dönemde hangi teşvik politikası açıklanırsa açıklansın kadına ekstra pozitif ayrımcılık sağlayan uygulamalar var. KOSGEB desteklerine bakıldığında erkeğe 30.000 veriliyorsa, kadına 50.000 veriliyor. Evet, bunlar var. Bunların olmasına rağmen neden somuta giden bir şeyler elde edemiyoruz. Evet, genel olarak bu tür politikalar ve yapılar kadının karar mekanizmasındaki temsiliyetinde ki yetersizliğinden ve ikincisi de bu programların daha çok erkek eksenli hazırlanmasından kaynaklı. Kadınların tek başına hazırladığı programlar değil. Bundan dolayı DİKAD’ın bu zirvesini önemsiyoruz.”

‘Mutlaka kadının yöneten konumuna gelecek yapılar kurmak lazım’

 Kadınların yönetim mekanizmalarında yer almasının önemine değinen Kaya şöyle konuştu: “Bunu nasıl arttırabiliriz? Yeni yöntemler geliştirmemiz gerekiyor. TOBB’nin 20 delegesi var, bunlardan bir tanesi bile kadın değil. Mutlaka kadının yöneten konumuna gelecek yapılar kurmak lazım. Bunu da erkeklerin çoğunlukta olduğu yapılar içinde değil, kadınların tamamen kendilerinin içinde olduğu yapıların kurmanın doğru olduğuna inanıyorum. Biz DTSO olarak Kadın Meclisi çalışması başlattık ve hemen de tüzüklerini oluşturdular. 20 kişilik kurul oluştu, biz bunu mecliste onayladık, bütçesini biz karşılayacağız. TOBB’ne bir örnek model olmasını istiyoruz. Çünkü son 10 yılda %2 bir kadın temsiliyet artışı beklenen seviyeye gelmemişse yeni bir yöntem denemek gerekiyor.”

Kadınlar yönetime!

DTSO’da Kadın Meclisi’nin ilk toplantısını yaptığına değinen Kaya, “Sizleri de o meclise davet ediyorum. O mecliste kadın meclisiyle birlikte sizi ağırlayacağız. Kadın seçilmekte zorluk çektiği yerlere yerleşerek, iradesini yansıtacağı alanları kendisi yaratacak.” diye konuştu.  

Kadınlar birleşiyor!

Bölgedeki iş kadınlarının birlikteliğine vurgu yapan Kaya, şunları ifade etti: “Bir diğer başarılı yön, ağ oluşturuyorlar. Doğu ve Güneydoğu illerindeki kadın STK’ların birlikteliği yapıyorlar. Tek tek illeri dolaşarak ve kadın STK’larla bir araya geliyorlar ve TSO’lar onlara destek veriyor. Bir araya gelerek bir ağ oluşturuyorlar ve daha sonra batı illerinde de aynı şeyi uygulayacaklar. Bu ağla ekonomiye doğru katılımın yolu açılacak ve kendileriyle ilgili doğru çözümü bulacaklar.”    

‘Kadının girdiği her yerde değişim olur’

DOGÜNSİFED Yönetim Kurulu Başkanı Aziz Özkılıç ise ‘Kadın Zirvesi’nde yaptığı konuşmada şunları ifade etti: “Çalışan kadın üreten kadındır. Dolayısıyla nüfusumuzun yarısını oluşturan kadınlarımızın her alanda eşit temsiliyet hakkına sahip olması gerekir. Ekonomik, politik, eğitim ve sosyal alanlarda da bağımsız olmaları önemlidir. Bu bağlamda kadınlarımızın ekonomik, sosyal ve eğitim konumlarını olumlu yönde geliştirmek için gerekli çalışmaların hız kazanması gerekmektedir. Yapılan ve yapılacak olan çalışmalar ile ülkemizde kadın istihdamı sorunlarına ilişkin daha somut değerlendirmeler ve öneriler çerçevesinde pozitif sonuçlar mümkün olacaktır. Kadının girdiği her yerde değişim olur. Ekonomik, sosyal ve eğitim olarak her yönden güçlü kadın güçlü ülke demektir.”

Zirve, "Bölgesel Kalkınma Politikaları", "Marka Kadınlar" ve "İş Dünyası ve Sivil Toplumda Kadın" başlıklı oturumlarla devam etti.

img_9506.jpg

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.