KADINLARIN ZORUNLU TOPLUMSAL ROLLERİ

KADINLARIN ZORUNLU TOPLUMSAL ROLLERİ
 Özel Haber
Toplumsal cinsiyet rolleri, toplum tarafından kadınlara ve erkeklere biçilen, biyolojik cinsiyetten kaynaklanan değil, kültürel olarak inşa edilmiş rollerdir.

Betül Nergiz SUNAR

TİGRİS HABER- Kadınlara biçilen zorunlu toplumsal roller, tarihsel olarak aile içinde ev içi işler ve çocuk bakımı ile sınırlı kalmıştır. Bu roller, kadınların kamusal alandaki varlığını ve katılımını sınırlandırmıştır.

Günümüzde, kadınların toplumsal rollerinde önemli bir değişim yaşanmaktadır. Kadınlar; eğitim, istihdam ve siyaset gibi alanlarda erkeklerle eşit haklar elde etmeye başlamıştır. Ancak, kadınların toplumsal rollerinde hala devam eden bazı zorunluluklar bulunmaktadır.

Bu zorunlu toplumsal rollerden bazıları şunlardır:

  • Ev içi işler ve çocuk bakımı: Ev içi işler ve çocuk bakımı, geleneksel olarak kadınların sorumluluğu olarak kabul edilmektedir. Bu sorumluluklar, kadınların iş hayatındaki ilerlemesini ve kariyerini olumsuz etkilemektedir.

Kadınların ev içi işler ve çocuk bakımı üzerindeki sorumluluğu, ekonomik ve sosyal faktörlerden kaynaklanmaktadır. Ekonomik faktörler arasında, kadınların erkeklere göre daha düşük ücretli işlerde çalışması ve iş gücüne katılımının erkeklere göre daha düşük olması yer almaktadır. Sosyal faktörler arasında ise kadınların çocuk bakımı ve ev içi işlerde daha yetenekli ve istekli olduğu yönündeki toplumsal önyargılar yer almaktadır.

Kadınlar, ev içi işler ve çocuk bakımı nedeniyle daha az mesai yapabilmekte, iş seyahatlerine katılamamakta ve kariyerlerinde yükselememektedirler. Bu durum, kadınların ekonomik bağımsızlığını ve sosyal statüsünü olumsuz etkilemektedir.

  • Cinsel objeleştirme: Kadınların, cinsel obje olarak görülmesi ve bu yönde davranılması, toplumsal cinsiyet eşitliğinin önündeki önemli bir engeldir. Bu durum, kadınların cinselliklerine odaklanmasını ve diğer özelliklerini göz ardı etmesini sağlamaktadır.

Kadınların cinsel obje olarak görülmesi, çeşitli şekillerde gerçekleşebilmektedir. Bunlardan bazıları:

  • Medyada kadınların cinsel obje olarak tasvir edilmesi, toplumsal cinsiyet eşitliğinin önündeki önemli bir engeldir.
  • Reklamlarda kadınların cinsel obje olarak kullanılması, toplumsal cinsiyet eşitliğinin önündeki önemli bir engeldir.

Kadınların cinsel obje olarak görülmesi, kadınların toplumsal katılımını ve bireysel özgürlüğünü sınırlandırmaktadır. Bu durum, kadınların kendilerini değersiz hissetmelerine ve şiddete maruz kalma risklerini artırmaktadır.

Kadınlar, erkeklere göre daha fazla şiddete maruz kalmaktadır. Bu şiddet, fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik boyutlarda olabilmektedir.

Kadınlara yönelik şiddet, çeşitli nedenlerden kaynaklanmaktadır. Bu nedenlerden bazıları şunlardır:

  • Toplumsal cinsiyet eşitsizliği, erkeklerin kadınlara karşı güç ve kontrol kurmalarına neden olmaktadır. Bu durum, kadına yönelik şiddetin yaygınlaşmasına yol açmaktadır.
  • Toplumda kadınlara yönelik önyargılar, kadınların şiddete maruz kalma riskini artırmaktadır. Bu önyargılar, kadınların şiddete uğramalarının normalleştirilmesine ve cezasız kalmasına neden olmaktadır.

Kadına yönelik şiddet, kadınların bireysel özgürlüğünü ve toplumsal katılımını sınırlandırmaktadır. Bu durum, kadınların kendilerini güvensiz hissetmelerine ve psikolojik sorunlar yaşamalarına neden olabilmektedir.

Bu zorunlu toplumsal roller, kadınların bireysel özgürlüğünü ve toplumsal katılımını sınırlandırmaktadır. Bu rollerin ortadan kaldırılması için, toplumsal cinsiyet eşitliği bilincinin artırılması ve kadınların güçlendirilmesi gerekmektedir.

Toplumsal cinsiyet eşitliği bilincinin artırılması için yapılması gerekenler şunlardır:

  • Toplumda toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda farkındalık oluşturulması için çalışmalar yapılması gerekmektedir. Bu çalışmalar; eğitim, medya ve kültür gibi çeşitli araçlarla gerçekleştirilebilir.
  • Medya, eğitim ve kültür gibi alanlarda toplumsal cinsiyet eşitliğine vurgu yapılması gerekmektedir. Bu alanlarda, toplumsal cinsiyet eşitliği mesajlarının verilmesi, toplumsal cinsiyet eşitliği bilincinin artırılmasında önemli rol oynayacaktır.
  • Kadınlar ve erkekler arasında eşitlik ilkelerinin benimsenmesi için çaba gösterilmesi gerekmektedir. Bu çabalar, toplumsal cinsiyet eşitliği konusundaki tartışmaların ve farkındalığın artırılması için gereklidir.

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.