Kayıtlara geçmeyen infaz!

Kayıtlara geçmeyen infaz!
Mardin’in Midyat İlçesi’nde 1995 yılında yaşanan ve çatışma süsü verildiği ileri sürülen olayda, 13 yaşındaki Fatma Erkan’ın, 2 PKK’li ile birlikte infaz edildiği ortaya çıktı.

DİYARBAKIR - Mardin'in Midyat İlçesi’ne bağlı Çalpınar (Sitê) Köyü’ne 14 Ekim 1995 tarihinde askerler tarafından düzenlenen baskında, 2'si PKK'li 3 kişinin infaz edildiği ortaya çıktı. Bugüne kadar kamuoyundan saklanan olayda infaz edilen 3 kişi arasında kayıtlara “PKK'li” olarak geçen 13 yaşındaki Fatma Erkan'da bulunuyor. Görgü tanıklarının beyanına göre akşam saatlerinde köyü çembere alan asker ve korucular, hiçbir ikazda bulunmadan PKK'lileri yaylım ateşine tuttu. Açılan ateşe karşılık bile veremeyen 2 PKK'li, olay yerinde yaşamını yitirirken, Erkan da kurşunların hedefi oldu. İddialara göre, çatışma olmamasına rağmen bir askerin de yaşamını yitirdiği belirtilen çatışmadan bir gün sonra dönemin Midyat Cumhuriyet Savcısı Atilla Cengiz, olay yerine gitti.

Çıplak ayaklı kız çocuğu!

Hazırladığı "Olay yeri tespit ve otopsi tutanağı"nda "güvenlik" nedeniyle olay yerine birgün sonra gidebildiğini öne süren Cengiz, olayla ilgili incelemesine ise detaylı şekilde yer veriyor. Köyün tam ortasında açık bir şekilde meydana geldiği belirtilen infazı "çatışma" olarak niteleyen savcı Cengiz, hazırladığı tutanağın devamında ise, "Örgüt mensubu" olarak tanımladığı Erkan'ın, bir 30 santim metre boylarında 45 kilo ağırlığında 13-14 yaşlarında kumral saçlı buğday tenli, kahverengi gözlü "Bir kız çocuk cesedi" olduğunu ifade ederken, giydiği kıyafetleri ise şu dikkat çekici cümleler ile tanımlıyor: "Üst kısmında açık kahverengi gömlek olduğu alt kısmında karışık renkli etek, pembe eşofman olduğu, ayaklarının çıplak olduğu, her iki ayağının yanında da terlik olduğu."

“İsmi yok ama sıfatı var: Terörist”

Olay tarihinden bir kaç ay önce korucu olmadıkları için köylerinden zorla göç ettirildiklerini belirten baba Hasan Erkan, yıllardır suskun kalmalarına neden olan “korku” nedeniyle çocuğunun cenazesinin dahi kaldıramadığını söyledi. O dönem var olan baskı, şiddet ve cinayetlerin kendisi gibi tüm yöre sakinlerini sindirdiğini ve birçok olayın bu nedenle karanlıkta kaldığını dile getiren baba Erkan, İHD Diyarbakır Şubesi üzerinden yargıya taşıma kararı aldıklarını belirtti. Çocuğuna ait bir kimliğin bulunmadığını, bu nedenle resmi kayıtlara "Kimliği belirsiz kadın terörist…" olarak geçtiğini dile getiren Erkan, şunları kaydetti:

"Kızım bir yandan infaz edildi diğer yandan yaşı küçük olmasına rağmen kayıtlara PKK'li olarak geçti. Bu kabul edilemez bir durumdur. Hazırlanan olay yeri tutanağına bakıldığı zaman bile bunun bir infaz olduğu ap açık anlaşılabilir. Hadi bunu da geçtim. Kayıtlara kimliği belirlenemeyen olarak geçti. O zaman üzerinde kimliği bulunamadığı için 'kimliği belirsiz' olarak kayıtlara geçmişler. Onun dışında kızıma dair en ufak bir ibare yok. Ben de DNA için 2010 yılında Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı'na başvuruda bulundum. O zaman savcıya olup biteni anlattım. Savcı da bana 'Bugüne kadar nerdeydin' diye çıkıştı. Oysaki neler yaşadığımızı bilemezlerdi ki. DNA sonucunda kızım olduğunu kanıtladım.” 

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.