Kayyum protestolarında 19. gün

Kayyum protestolarında 19. gün
Kayyum atamalarına karşı başlatılan oturma eylemeleri 19. gününde.

Lise Caddesin’ndeki oturma eylemine katılan HDP'li Meclis Başkan Vekili Mithat Sancar, kayyum politikalarının yeni bir şey olmadığını belirterek, HDP ve Kürt siyasetine dönük 4 yıldır yapılan tutuklama, sindirme ve baskı politikalarına dikkat çekti.

Kayyum atamalarını 'çürütme planı' olarak niteleyen Sancar, “Bu planı boşa çıkaracağız. Bu iktidarı halkımızın oyuyla değiştireceğiz. Bunun sözünü veriyoruz. Tüm Türkiye’de de demokrasi güçlerinin iktidarını kurmak için kararlılıkla mücadele edeceğiz."diye konuştu.

İçişleri Bakanlığı tarafından Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Adnan Selçuk Mızraklı’nın görevden alınarak yerine kayyum atanmasına karşı başlatılan Demokrasi Nöbeti 19'uncu gününde devam etti. Lise Caddesi üzerindeki nöbete, HDP milletvekilleri, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi avukatlar, Doğu ve Güneydoğu Dernekler Platformu, siyasi parti, MEBYA-DER, TUAY-DER, Barış Anneleri Meclisi, İstanbul Din Alimleri Derneği yöneticileri, Demokratik İslam Kongresi (DİK) üyeleri, TJA aktivistleri, HDP'li belediye eşbaşkanlarının yanı sıra yüzlerce yurttaş katıldı.

Nöbete katılanlar, çaldıkları düdük, alkış ve zılgıtlar eşliğinde kayyum politikalarını protesto etti. Yoğun güvenlik önlemleri alan polis, nöbetin tutulduğu alandaki yolu tek taraflı trafiğe kapattı. Cübbeleriyle nöbete destek veren ÖHD üyeleri, "Halkın iradesi gasp edilemez" pankartıyla Lise Caddesi’ndeki yerini aldı. TUAY-DER üyelerinin, "Zindanlarda yükselen güneşin sıcaklığıyla irademizi sahipleniyoruz" yazılı pankart ile nöbet yerine gelmesine izin vermeyen polisin, pankarta el koymak istemesine HDP'li vekiller izin vermedi.

 “Kayyımları belediyelerimizden göndereceğiz”

Yapılan iki saatlik eylemin ardından açıklama yapan HDP Diyarbakır İl Eşbaşkanı Zeyyat Ceylan, kayyum politikalarına karşı yükselttikleri sesinin tüm dünyaya ulaştığını söyledi. Halkın mücadelesinin kazanacağını dile getiren Ceylan, "Direnişimizi nasıl kıracağını bilemeyen AKP, ailelerimizi HDP'nin önüne göndererek meşruiyetimizi kırmaya çalışıyorlar. O aileler de bunu çok iyi bilsinler ki güvenebilecekleri biziz. Ancak beraber barışı getirebiliriz, ancak beraber dağları ve zindanları boşaltabiliriz. HDP'siz bunların hiç birini yapamazlar. Kalıcı bir barış için direnmeye devam edeceğiz. Kayyımları belediyelerimizden göndereceğiz" dedi.

“Bürokratların atanması, seçme ve seçilme hakkına açıkça saldırıdır”

ÖHD Eşbaşkanı Ayşe Acinikli de ülkede hukuk güvenliğinden bahsetmenin mümkün olmadığını söyledi. Muhaliflere düşman hukukunun uygulandığının altını çizen Acinikli, "Sandık sonucu dikkate alınmazsa demokrasi de olmaz. Bürokratların atanması, seçme ve seçilme hakkına açıkça saldırıdır. AB ve kurumları, Türkiye'ye yaptırım uygulamalıdır. Faşizm ve hukuksuzluğun sonu başladı ve durdurulmayacak. Bu yapılanlar yargılanacak ve hesabını da soracağız" diyerek, kayyumlara ilişkin yapılacak tüm hukuki girişimlere destek olacaklarını söyledi.

 “Kürtler birlik olmadan bu saldırıları geri püskürtemeyiz”

Güneydoğu ve Doğu Dernekleri Platformu Başkanı Abdulhakim Daş, gasp edilen halkın iradesi teslim edilmesi gerektiğini vurguladı. "Bugün demokrasiden söz edenler Kürdistan söz konusu olunca her şeyi unutuyorlar ve en faşist saldırılarda bulunuyorlar" diyen Daş, kayyumların "sivil darbe" olduğunu vurguladı. Kürt partilerine de çağrıda bulunan Daş, "Bugün birlik olma günüdür. Bugün yapılması beklenen budur. Kürtler birlik olmadan bu saldırıları geri püskürtemeyiz. Eğer birlik olmazsak yarın tarih bizden hesap soracaktır" şeklinde konuştu. 

“Haksızlık ve zulüm karşısında susan dilsiz şeytandır”

Halkın iradesine el koyanların tarihin çöplüğüne gideceklerinin altını çizen DİK üyesi Ekrem Baran da "İslam’dan bahsedenler hırsızlık yapmanın günah olduğunu bilmiyorlar. Bu hırsızlıktır, hak yemektir. Seçilenlerin iradesi gasp edilmiştir. Dini, dili, kültürü ne olursa olsun herkes bu dünyada yaşama hakkına sahiptir. Kimse kimseyi dilinden dininden ötürü yok sayamaz. Dinde var olan gerçek budur. Biz herkesle kardeşçe yaşamak istiyoruz. Hz. Muhammed kimseye zulüm etmemiştir, kimsenin hakkını yememiştir. Herkes belediyesine sahip çıkmalı ve hakkını aramalıdır. Haklı direniş ve mücadelelerini kutluyoruz. Haksızlık ve zulüm karşısında susan dilsiz şeytandır. Bunu kimse unutmamalıdır. Herkesin Kürtlerin yanında durması gerekmektedir" diye konuştu.

 İstanbul Din Alimleri Derneği'nden Mehmet Emin Aslan, egemen ve baskıcı zihniyeti kınayarak, “Bu halkın sesini herkes duymalıdır. Seçimle gelen seçimle gitsin. Kayyumlar, hukuki değildir. Bu tehlikeli bir şeydir" dedi.

 “Demokratik siyaseti çürütmek istiyorlar”

HDP'li Meclis Başkan Vekili Mithat Sancar ise kayyum politikalarının yeni bir şey olmadığına dikkat çekerek, HDP ve Kürt siyasetine dönük 4 yıldır yapılan tutuklama, sindirme ve baskı politikalarına dikkat çekti. "Çöktürme Planı"na işaret eden Sancar, 31 Mart seçimlerinde AKP ve MHP ittifakına kaybettirdiklerini belirterek, "Halkın birlikteliğini bozamayan ve iradesini yenemeyenler, şimdi de 'çürütme planı'nı devreye koydu. Bu planla, toplumu demokratik siyasetini ve halklar arasındaki birliği çürütmek istiyorlar. Bu planı da boşa çıkaracağız" dedi.

 “Ey iktidar ve kayyum, bu halk 'çürütme planı'nın farkındadır”

Türkiye halklarıyla kurdukları demokrasi ittifakını koruyacaklarını vurgulayan Sancar, "Halklar da bu 'çürütme planı'nın farkındadır. Birlikte bu planı boşa çıkaracağız" diye belirtti. Kayyum politikalarıyla toplumdaki bazı kesimlerin tuzağa düşürülmek istendiğinin altını çizen Sancar, şu uyarılarda bulundu: "Rant mekanizmalarıyla başkalarını kendilerine bağlamaya çalışacaklar. Herkes bu tuzağın farkında olmalıdır. Kayyum bu ve diğer şehirlerde rant, yalan ve talan ile belli kesimleri kendine bağlayarak, onları çürütecek. Lütfen bu çürütmenin farkında olsunlar. Bu iş ne belediye ne de parti meselesidir. Bu mesele toplum meselesidir. Ey iktidar ve kayyum, bu halk 'çürütme planı'nın farkındadır. Bu planı boşa çıkaracağız. Bu iktidarı halkımızın oyuyla değiştireceğiz. Bunun sözünü veriyoruz. Tüm Türkiye’de de demokrasi güçlerinin iktidarını kurmak için kararlılıkla mücadele edeceğiz."

“Barıştan bir milim geri adım atmayacağız”

Devletin derinlerinde oynanan oyunların çokluğuna ve çeşitliliğine dikkat çeken Sancar, HDP Diyarbakır il binası önünde alilerin yaptığı oturma eylemine dikkat çekerek, "Bütün annelerin evlat hasreti ve acısı da bizim acımızdır. Bu acı ve hasreti tek sebebi savaştır. Bitirmenin tek yolu da barıştır. Barıştan bir milim geri adım atmayacağız. Oynanan oyunun farkında olalım. Acılarımızı yarıştırarak bizi çürütmeye çalışıyorlar. Bu da 'Çürütme Planı'nın bir ayağıdır. Demokratik siyaset zeminin de kalmaya devam edeceğiz. Halkın iradesini kırmak için her şeyi yapacağız, barış için her türlü yolu denemeye devam edeceğiz. İç birliğimizi koruyalım. Umutsuzluk, karamsarlık yok, bu ülkeyi demokrasi güçleri ile birlikte ülkeyi yöneteceğiz. Amed'i, Van'ı ve Mardin'i alacağız, bu iktidarı da göndereceğiz" dedi.

 Nöbet, yapılan 5 dakikalık oturma eyleminin ardından sona erdi. (Kaynak: MA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.