Konferanstan çarpıcı talepler

Konferanstan çarpıcı talepler
Diyarbakır Barosu tarafından "Ağır Suçların Etkili Soruşturmasında Uluslararası Deneyim" konulu konferansın sonuç bildirgesi açıklandı.

 Diyarbakır Barosu tarafından "Ağır Suçların Etkili Soruşturmasında Uluslararası Deneyim" konulu konferansın sonuç bildirgesinde hak ihlallerinin etkili soruşturulması için gerekli kimi tespitlerde bulunulurken, geçmişle yüzleşmek için hakikat komisyonunun kurulması, zorla kaybettirilmelere ilişkin DNA bankasının oluşturulması, toplu mezarların açılmasında Minnesota ve İstanbul Protokolü'ne uyulması gibi talepler yer aldı. 

 

Diyarbakır-Diyarbakır Barosu tarafından Liluz Otel'de yapılan, "Ağır Suçların Etkili Soruşturmasında Uluslararası Deneyim" konulu konferans iki günlük oturumların ardından açıklanan sonuç bildirgesiyle sona erdi. Konferansın sonuç bildirgesinde "Geçmişle yüzleşmek için hakikat komisyonunun kurulması" ve "Zorla kaybettirilmelere ilişkin DNA bankasının oluşturulması" gibi talepler yer aldı. Hazırlanan sonuç bildirgesi Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi tarafından okundu. 


Bildirgede ulaşılan bazı sonuçlar ise şu şekilde sıralandı: 

* Suçların ortaya çıkarılmasında, faillerin tespiti ile adalet önüne çıkarılmasında ceza soruşturmalarının ve yargının başarısızlığı nedeniyle, dünyanın pek çok ülkesinde oluşturulan bir hakikat komisyonunun kurulması gereği, böyle bir komisyonun toplumsal cinsiyet eşitliği değerleri temelinde ve toplumsal ihtiyaçları ve değerleri (ana dil gibi) içerecek biçimde oluşturulması gerekmektedir.

* Kayıp aileleri bu sürecin temel paydaşıdır. Hak savunucuları, mesleki uzmanlığa sahip olanlar ve örgütleri, kayıp aileleri ile birlikte, süreci yürütmeli ve yönetmeli, özellikle veri toplama sürecindeki ikinci mağduriyetlerden koruyabilmelidir. 

* Hakikat arayışında, hakikatin bütün unsurlarıyla araştırılması gerekir. Bu araştırma sadece bir meslek alanına özgü değildir. Adli tıp, hukukçular, mağdur aileleri ve insan hakları örgütleri ve akademinin beraber çalışmasını gerektirir. Dolayısıyla mücadelenin ana ayağını oluşturan bu kapsamlı, tamamlayıcı araştırmaların ve eylemliliklerin ortaklaşılmış, zamana dayalı ve sonuç alıcı bir planlama çerçevesinde yapılması ihtiyacı bulunmaktadır. Aynı zamanda uluslararası mekanizmaları harekete geçirecek işbirliklerinin oluşturulması da bu plana dâhil edilmelidir.

* Mevcut yasal düzenlemelerin ve olanakların etkili kullanımın sağlanması, bu konuda akademik alan ve aktivistlerin bütün olasılıkları gözeten çalışmaları yoğunlaştırması gerekmektedir. Mevcut anayasa ve bu anayasanın 15. Maddesi ağır insan hakları ihlallerinin zaman aşımına tabi olmaksızın soruşturulup cezalandırılmasını engellememektedir. Savaş, sıkıyönetim ve olağanüstü hallerde işlenen ağır suçların soruşturulması ve zaman aşımına uğramasını engelleyen hiçbir anayasal hüküm hukuka uygun olamaz. Dolayısıyla kapatılmış dosyalarla ilgili başvuruların bu perspektifte yeniden açılması için Anayasa Mahkemesi'ne başvuru yapılması, uluslararası ve bölgesel mekanizmaların bu anlamda zorlanması gerekmektedir.

* Toplu mezarların açılması, bulguların incelenmesi ve gerekli soruşturmaların açılmasında Minnesota ve İstanbul Protokolü kurallarına uyulmalıdır.

* Veri toplama, inceleme, analiz etme ve müdahale etme kapasitelerinin güçlenmesi için ortak ve yaygın çalışmalar gerçekleştirilmelidir. 

* Yalnızca kimlik tespiti olmayan, aynı zamanda cezasızlıkla mücadeleyi güçlendiren ve adaletin tesisine hizmet edecek olan bu çalışmaların bağımsız temelde yapılması ve izlenmesi gereklidir. 

* Suçların ortaya çıkarılmasında kamu ve özellikle de soruşturma makamlarıyla işbirliği yapmanın imkânları zorlanmalıdır."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.