Kürtler ellerini petrole bulaştırdılar

Kürtler ellerini petrole bulaştırdılar
Kürtler ellerini petrole bulaştırdılar

Çetin ÇEKO

Irak’taki petrol rezervlerinin beşte biri Kürdistan Bölgesel Hükümeti’nin denetiminde.Irak’ta 150 milyar varil petrol rezervi olduğu tahmin ediliyor. Kürdistan Bölgesel Hükümeti’nin denetiminde olan bölgelerde isetahminler 45 milyar varillik bir rezerv olduğu yönünde.Kerkük bölgesindeki petrol rezervi ise yaklaşık 10 milyar varil. Tartışmalı olan Kerkük bölgesindeki kuyulardan şu an günde 650 bin varil petrol elde ediliyor. Kerkük petrolü, Irak petrolünün yüzde 11’ini oluşturuyor. Kürdistan Bölgesel Hükümeti’nin denetimindeki bölgelerde ise günlük 300-400 bin varil petrol üretilmektedir. Bölgesel Hükümet ve yabancı enerji kaynakları yaptıkları açıklamalarda bu rakamın 2015 yılında günlük 1 milyon varil, 2019 yılında ise 2 milyon varile çıkacağını hesaplamaktalar.  Bu da Kerkük petrolünün 3 katı fazlası bir üretim demektir.

2005 yılının Kasım ayında Kürdistan Bölgesel Hükümeti ile Norveç Petrol Firması DNO arasında Zaxo’da ilk petrol kuyusu açma anlaşması imzalandı. Kürtler, bu anlaşmadan önce 2003 yılında yani Irak savaşı öncesi Saddam döneminde de aralarında Türk, Kanada, Norveç ve Avusturalyalı şirketlerle petrol çıkarma anlaşmaları imzalamışlardı. Savaş sonrası BAAS rejiminin yıkılması Irak ve Kürdistan’daki anayasal ve siyasal değişiklikler bu anlaşmaların yenilenmesine "buy-back"yol açtı.

Bilindiği üzere Kürdistan Hükümeti’nin imzalamış olduğu petrol anlaşmaları Bağdat’ı en çok rahatsız eden konuların başında gelmektedir. Neredeyse Irak askeri birlikleri ile peşmerge güçleri sıcak çatışma noktasına geldiler. Bağdat’ın ne yapıp edip Kürtlerin elinden bu hakkı almaya çalışması, eski Irak BAAS rejiminin otonomi anlaşmasından bir yıl sonra yani 1971 yılında Amerikan, İngiliz, Fransız ve Danimarkalı petrol şirketlerinin elinde bulunan petrol kuyularını millileştirmesi hamlesini hatırlatıyor. Yapılan bu hamlenin bir ayağı da Kürtlere yönelikti. Yani Kürtlere idari özerklikle yetinin, elinizi petrole bulaştırmayın deniyordu.

Kürtler bu tarihsel deneyimden yola çıkarak ellerini petrol ve doğalgaza öylesine bulaştırdılar ki, enerji kaynaklarını kontrol edemeyen ve üzerinde hak sahibi olmayan bir Kürdistan’ın geleceğinin de oldukça zor olduğunu kavradılar. Bağdat’ın, Bölgesel Hükümet ile lisans anlaşması imzalayan şirketlere yaptırım uygulama tehdidine rağmen Kürdistan Bölgesel Hükümeti, çıkan petrol ve doğalgazın kimler tarafından hangi şartlarda çıkarılacağı ve transferinin nasıl yapılacağına artık kendileri karar veriyorlar.  Amerika’nın Kürt yönetimine “Bağdat’ın izni olmadan petrol anlaşmaları imzalanmasına karşıyız, anayasal mutabakata gidin” demesi bile Kürtleri bu talep ve fiili durumdan vazgeçirmeyecektir.

Kürdistan Bölgesel Hükümeti bugüne kadar 40 ayrı saha için 50’ye yakın şirketle petrol ve doğalgaz lisans anlaşmaları imzaladı. Bu şirketler arasında Exxon Mobil, TOTAL, Chevron ve Gazpromneft gibi dünya devi ve çok uluslu petrol şirketleri bulunmakta. Bu şirketlerin bağlı olduğu devletler ise İngiltere, ABD, Kanada, Türkiye, Çin, Macaristan, Norveç, Rusya, Fransa, Avusturya, Moldova, Güney Kore, Papu Yeni Gine, İran, İspanya, Hindistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Güney Afrika’dır.

Türkiye ile yapılan petrol ve doğalgaz boru hattı anlaşmaları ise siyasal ve ekonomik açıdan başlı başına ayrı bir önem arz etmektedir. 2013 yılında Güney Kürdistan’dan Türkiye’ye tankerlerle başlatılan petrol sevkiyatı 2014 yılı itibari ile Yumurtalık Kerkük boru hattından Ceyhan'a pompalanmaya başlandı. Türkiye’ye pompalanan petrolün Haziran ayına kadar 150 bin varile, 2014′ün Ekim ayına kadar ise 400 bin varile çıkarılması planlanıyor.

 

 

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.