Kuru tarım arazilerinde yüzde 80 verim kaybı var

Kuru tarım arazilerinde yüzde 80 verim kaybı var
Türkiye genelinde yaşanan ve bölgede ciddi boyutlara ulaşan kuraklıktan kaynaklı kuru tarım arazilerinde yüzde 80 verim kaybı var. Bugün çiftçiyi vuran kuraklık yarın kıtlık olarak tüm toplumu etkileyecek.

Ali Abbas Yılmaz / Özel

Ziraat Mühendisleri Odası Diyarbakır Şube Başkanı Samet Ucaman, kuraklıktan kaynaklı çiftçilere sağlanacak olan 100 TL’lik desteğin yetersiz olduğunu, çiftçinin dönüm başına 450 TL zararla yılı kapatacağını söyledi. ZMO Diyarbakır Şube Başkanı Samet Ucaman, Diyarbakır’da kuraklığın etkisini ve kuraklığa bağlı yaşanacak olan fiyat artışlarının toplumsal yaşama etkilerini Tigris Haber’e değerlendirdi.

samet-ucaman-1.jpg

‘Çiftçinin zararı dönüm başına 450 TL’

Samet Ucaman, çiftçilere sağlanacak kuraklık desteklerinin yetersizliğine vurgu yaparak şunları söyledi: “Kuruyan ekim sahalarında 3 milyon dönümlük alanda yüzde 90 verim kaybı var. Ürün elde edilemeyecek durumda. Bunun 600 bin dönüme yakını kırmızı mercimektir. 3 milyon dönümün yüzde 15’lik kısmında arpa ekili ve arpalar da bitti. 2 milyon dönümü aşkın buğday ekili alanın hepsi gitmiş. Kurudaki tarım arazilerinin bir kısmına biçer dahi girmedi, hayvan salındı otlatılmak için. Çiftçinin zarar ziyanı dönüm başına 450 TL’dir. Bu yıl kuraklıktan dolayı çiftçi bankalara, kooperatiflere olan borçlarını ödeyemeyeceği gibi yeniden borçlanacak. 100 TL’lik bir destekten bahsediliyor ama bu çiftçinin zararının yanında devede kulak bile değil. 100 TL destek çiftçinin dişinin kovuğuna yetmez. Bu desteğin çiftçiye yeterli olmasının imkânı yok. Çiftçinin bir sonraki yıl ekim yapabilmesi için en azından mevcut borçlarından kurtulması lazım. Çiftçinin girdi maliyetlerini düşürecek bir önlem de söz konusu değil. Hükümet, bir paket program şeklinde değerlendirilerek çiftçinin girdi maliyetlerini düşürecek vergi indirimlerine gidebilir. Çiftçinin tarlasına suyu götürebilmesi için enerji indiriminden yararlanması gerekir. Gübrede, ilaçta, mazotta çiftçiye vergi indirimi olabilir. Dışarıdan gelen ürünler yüksek vergi sistemine tabi tutulmadığı için üreticiye haksız bir rekabet de söz konusu.”

samet-ucaman-2.jpg

Çorba fiyatları 5-6 kat artacak

Kuraklıktan dolayı gıda sektöründe ciddi fiyat artışlarının yaşanacağına dikkat çeken Ucaman, şöyle konuştu: “Dünyada kırmızı mercimeğin yetiştiği alanlar bizim bölgemizdedir. Kanada bir dönem gelip buradaki tohumu götürse de kalite açısından yerli kırmızı mercimek ile Kanada mercimeği kıyas bile edilemez. Bölgede yetişen kırmızı mercimeğin kalitesi Kanada mercimeğinden çok üstündür. Burada 15 dakikada eriyen mercimek nerede, Kanada’nın saatlerce kaynayan ama ağızda lastik gibi olan mercimeği nerede? Dünyada kırmızı mercimekte bir numarayız, ama bu sene kuraklıktan dolayı mercimek de yok. Dolayısıyla çorba fiyatlarının 5-6 kat artacağı bir döneme giriyoruz. Yem fiyatları artacak ve şuan bir kısım vatandaş ot satmıyor. Ot karaborsaya düşecek. Böyle bir tabloda sütün, yoğurdun, peynirin fiyatının aynı kalma şansı yok. Yumurtadan tavuğuna, büyükbaştan küçükbaşa kadar fiyatlar artacak. Bunun sofralarımıza yansıması çok farklı olacak. Yani bugün çiftçiyi vuran kuraklık yarın tüm herkesi vuracak. Yarın tefeciye borçlanan ve borcunu ödeyemeyen çiftçinin başına yeni dertler açılacak.”

‘Sertifikalı tohum, ekstrem koşullara dayanıklı değil’

Mahalli tohumlukların sertifikalı tohumlarla rekabet edememesinde devletin tarım politikasının etkili olduğuna işaret eden Ucaman, sözlerini şöyle sürdürdü:  “Desteklemeleri sertifikalı tohum ekenlere veriyoruz. Bu sayede mahalli tohumluklar yok oluyor. Bu toprakların on bin yıldır endemik bitkisi olan ve buradaki ekstrem koşullara karşı dahi toleranslı olan mahalli tohumluklar ekili olsaydı, bu kuraklıkta verim kaybı en fazla yüzde 35 olurdu. Şuan sertifikalı tohum ekiliyor ve optimum alanda maksimum verimden bahsediliyor. Ama bu nasıl sağlanacak? Sertifikalı tohumun yanında şu, şu gübreleri, şu, şu ilaçları kullanacaksınız ve şu kadar da su olacak diyorlar. Bu koşullar sağlanmazsa verim elde edemezsiniz. Çünkü sertifikalı tohum, ekstrem koşullara dayanıklı değil. Biz sahada incelemelerimizde gördük ki, gübreyi atanların arazisi kuraklıktan daha fazla etkilenmiş. Çünkü yağmur yağmayınca gübre ekini yakmış.”

Tarım Orkam-Sen’den kuraklık açıklaması

Tarım, Orman, Çevre ve Hayvancılık Hizmet Kolu Kamu Emekçileri Sendikası (Tarım Orkam-Sen), Diyarbakır, Urfa, Mardin Şubeleri, Ziraat Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi, Mezopotamya Ekoloji Derneği de kuraklık açıklamasında çiftçilerin dönüm başına girdi maliyetlerine ve çiftçinin kuraklıktan dolayı uğradığı zarara ilişkin bilgilendirmede bulundu.

Yüzde 80 zarar var

Tarım Orkam-Sen açıklamasında, kuraklığın bölgedeki tüm illeri etkilediğine dikkat çekilerek, “Bölgede hububatta yükselen mazot, gübre, ilaç ve tohum girdileri ile birlikte çiftçiye 1 dönüm maliyeti kiralama verileri ile birlikte yaklaşık 450-500 lira iken, bu yıl maalesef hiçbir gelir elde edemeyecektir. Meteorolojik verilere göre bölgede Yağışlar, 1978 ile 2021 arası bölgede %14, 2020 yılı Mart ayı yağışlarına göre %56 azalma gerçekleşmiştir. Yani mevcut durumda 2021 yılı bir önceki yıla göre %56 yağışta azalma mevcuttur. Dolayısıyla bölgede bu kuraklık ciddi bir boyuttadır. Buğday, Arpa, Mercimek vb. bitkilerin sulu tarım yapılamayan alanlarda maalesef % 80’i zarar görmüş ve bunun telafisi de şuan bulunmamaktadır. Diyarbakır genelinde şu anda yaklaşık 600 bin dönümü aşan mercimek, bir milyon dönüm arpa, 3 milyon dönüm kuru buğday üretimi bulunmaktadır. Sulu tarım alanı ise en fazla yüzde 17-20 civarındadır.  Tüm bu tarımsal alanlarda çiftçinin bu yıl hasat yapamayacak durumda olduğunu görülmekteyiz” denildi.

Gıda fiyatları artacak

Açıklamada, kuraklıktan kaynaklı yaşanacak kıtlığa vurgu yapılarak, “Urfa İlinde yaklaşık 3 milyon ekili buğday alanının 1 milyon 200 bini kuru arazide üretildiği, kuraklıktan dolayı kıraç alanlarda yüzde 70 oranında ürün kaybı oluştuğu, Kıraç alanda 1 milyon dönümlük arazide arpa ekildiği ve bu alanda da yüzde 80'e yakın rekolte kaybı olacağı ön görülmektedir. Mardin ve ilçelerinde kuru tarım yapılan  850 bin dekar araziden % 85 oranında verim kaybı yaşandığını görmekteyiz. Bu arazilerde buğday başta olmak üzere mercimek ve arpada üretilmektedir. Batman, Siirt, Şırnak şu an kuraklığın etkisini yaşıyor. Çiftçi sahada acı hakikati yaşıyor, perişan olmuş durumda. Tarlaya bağladığı sermayeyi kurtaramadığı için alternatif çareler bulmanın derdinde. Önlem alınmadığı takdirde toplumsal ve ekonomik boyutta ciddi sorunlar ortaya çıkacaktır. Başta un olmak üzere, bulgur, saman ve yem bitkileri fiyatlarında da ciddi bir artış yaşanacağını, tahıl ve bakliyat üretimindeki sıkıntının et ve süt üretimini de etkileyeceğini söylüyoruz. Et ve süt üreticisi yem bulamayacak, bulamayınca işi bırakacak. Etin sütün kilosu artacak, ekmeğinden, bulguruna, makarnasından, etine, sütüne vatandaş her şeyi çok daha pahalı alacak. Mevcut kuraklıktan kaynaklı ürün elde edilemediğinden önümüzdeki yıl için Türkiye'nin tahıl ve bakliyat ithal etmek zorunluluğu olacağı sonucu da ortaya çıkmaktadır. Ayrıca pandemi nedeniyle dünya genelinde alınan gıda tedbirlerine yönelik ülkelerin tedbirlerinden kaynaklı, maliyetin çok daha artacağı bir reel gerçekliktir. Buğday tohumunun bir tonu 3.500 lira. Mercimek tohumluğu ise tonu 7-8 bin liradır. Gübre, mazot, zirai ilaç fiyatları oldukça yüksek maliyetlerde. Türkiye dünya borsalarına göre taban fiyatı belirliyor ve kendini haklı konumuna çıkarıyor ama bugün Romanya, Rusya gibi ülkelerdeki çiftçinin maliyeti ile Türkiye ile aynı değil, ülkemizde tarımsal girdiler çok daha pahalıdır. Bu yüzden Türkiye, taban fiyatı yapılan masraflara göre belirlenmeli” ifadelerine yer verildi.

‘Dönüme en az 350-400 lira destek’

Açıklamada, son olarak çiftçinin zararının karşılanması gerektiği belirtilerek, “Çiftçi girdi maliyetlerinin desteklenmeli, bankalara ve Tarım Kredi Kooperatifleri'ne olan borçlar ertelenmelidir. Mevcutta ödenen desteklere ek olarak dönüme en az 350-400 lira destekte bulunulması gerekiyor. Yanlış Tarım ve su politikalarından vazgeçip gerçekçi politikalar oluşturulmalıdır. Devletin bu kuraklıkta üreticiye sahip çıkması ve acilen afet bölgesi ilan etmesi gerektiğini söylüyoruz” denildi.

 

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.