‘Kuşkular’ ve ‘Emin’ olmak

‘Kuşkular’ ve ‘Emin’ olmak
“Dünyanın sorunu, akıllılar hep kuşku içindeyken aptalların küstahça kendilerinden emin olmalarıdır’’

Bir düşünür böyle söylemiş.

Genelde dünyanın böyle bir sorunu olduğuna göre özelde de durum böyledir değil mi?

Belki meseleyi biraz daha açmakta yarar var.

Akıllılar sadece kuşku içinde midir?

Sanırım biraz da ironi var bu belirlemenin içinde.

Toplumsal manada meseleye baktığımızda;

Akıl ve kuşku buluşmasını bir miktar tedbir, toplumsal sorumluluk olarak da algılamak mümkün.

 

Özellikle de toplumsal meselelerde ‘mesafeli duruş’ tan kaynaklı kuşku içinde olmak, kendinden emin olmanın küstahça duruşundan sanırım daha evladır.

Bu durumun bireysel yâda grupsal manadaki tezahürünün sonuçlarını ülkeyi yönetenlerin halet-i ruhiye sinden anlamak mümkün.  

 

Düşünürün söylediğini genellemeden alıp kendi özelimize indirgediğimizde; Durum tam da böyle değil mi?

Hem yaşadığımız coğrafya açısından hem de bizi ‘yöneten’‘Yönettiğini’ zanneden kesim açısından meseleye baktığımızda;

Gözlerimize, beynimize hitap eden şekil ‘Küstahça’ değil mi?

Küstahlığın zirve yaptığı noktada ise kendilerine zerk ettikleri ‘emin’ olma ‘İksir’inin etkisiyle gözlerimizin içine bakarak bizimle dalga geçiyorlar.

 

Yolsuzluk ve hırsızlığın alenen savunulduğu, kılıf uydurulduğu bu sürecin azınlıktaki taraflarının kendinden‘Emin’ tavırları ‘küstahça’ değil mi?

 

Yeni demokratik Anayasa çıkmadı, yüzde 10 barajı ertelendi, TMK ve TCK değişiklikleri yapılmadı, düşünce ve ifade özgürlüğüyle ilgili yasal düzenlemeler rafa kaldırıldı.

 

Bu konular siyasetteki eksikliklerdir. Siyasetteki eksiklik belki tolore edilebilir bir durumdur. Eksiklikler karşılıklı konuşulur, yürüyen parlamento sürecinde yeniden masaya yatırılır, ortak çözümler üretilebilir. Ancak hırsızlık ve yolsuzluk konusu kabul edilemeyeceği gibi savunulacak bir durum değildir.

 

Yasama-Yürütme-Yargı erklerini güvensiz hale getiren ‘Hırsızlık’ ve ‘Yolsuzluk’ meseleleri karşısında ortak çözüm üretme şansı hemen hemen hiç yoktur. Kuşku ile küstahça kendinden emin olma koşullarının aynı potada erime ihtimali yoktur.

 

Kuşku, olabilecekler karşısında temkinli ve tedbirli olmaktır.

Temkin ve tedbir elden bırakıldığı an küstahça kendinden emin olmanın kucağında teslimiyet bayrağı çekilir. Aslında topluma dayatılan da böyle bir durumdur. ‘Gelin bir olalım, birlik olalım’ sloganının ruhunda yatan da böyle çağrıdır.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.