Levent Ersöz'ün işkence ettiği yurttaşlar köylerini istiyor

Levent Ersöz'ün işkence ettiği yurttaşlar köylerini istiyor
Şırnak Beytüşşebap ilçesine bağlı Ortalı köyünde korucu olmayı reddettikleri için 2001 yılında dönemin İl Jandarma Komutanı olan Levent Ersöz'ün emri ile köyleri yakılan Bahattin Aslan, köylerine dönmek istediklerini açıkladı.

Şırnak Beytüşşebap'ın Ortalı köyünde korucu olmayı kabul etmedikleri için 2001 yılında köyleri yakılan ve ağır işkencelerden geçirilen köy sakinleri, doğdukları yeri terk ederek Van'a göç etti. Tüm zorluklara ve engellere rağmen hiç kimsenin yaşamadığı köylerine geri dönmek için devletten mağduriyetlerinin giderilmesini isteyen köyün eski muhtarı Bahattin Aslan, "2001 yılında köyümüz basıldı. Ben o zaman köy muhtarıydım. Beytüşşebap Jandarma Alay Komutanlığı emriyle bu köylere baskın düzenlendi. Köyü boşalttılar. Bırakmadılar köye bir daha geri dönelim. 2 bine yakın hayvan vardı köyde, o hayvanlara ne oldu biz bilmiyoruz" dedi.

'Su yerine kıpkırmızı kan akıyordu'

Köylerin boşaltılmasının ardından 36 arkadaşı ile birlikte gözaltına aldığını, "Ölürüm Türkiyem" şarkısı dinletilerek, 13 gün boyunca işkence gördüklerini anlatan Aslan, Ergenekon davasından ceza alan dönemin İl Jandarma Komutanı JİTEM mensubu Emekli Tuğgeneral Levent Ersöz, Alay Komutanı Recep Onur ve Kaymakam Vekili Hakan Torun'un işkencesine maruz kaldığını söyledi. Yaşadıklarını sanki o anları yeniden yaşıyormuş gibi zorlanarak anlatan Aslan, "Bizi bir hamama aldılar. Çırılçıplak soyup, baş aşağı bağlayıp Filistin askısı ile işkence yapıp, elektrik verdiler. Sonra başımıza soğuk su döküyorlardı. Başımızdan dökülen su kıpkırmızı oluyordu. Su yerine kıpkırmızı kan akıyordu. Bazı arkadaşlar dayanamayıp işkenceden bayılıyorlardı. Daha önce hapis yatan Ilıcalı köyünden Nuri Acar'ı işkenceden öldürdüler. Bizi Cıvol köyünün aşağısına getirip Öcalan'ın posteri ve devlete ait silahları yanımıza koydular. Bizi öyle kameraya çekip 'Terörist yakaladık' dediler. Orada bize 13 gün boyunca taciz içerikli ve ağza alınmayacak her türlü işkenceler yapıldı. Levent Ersöz benim başıma silahın dipçiğiyle vurdu. Bu işkencelerden sonra sara hastalığına yakalandım. Köylerimizi boşalttılar. 2 bin koyunumuza ne olduğunu halen bilmiyoruz" dedi. 

'Köye dönemiyoruz çünkü köy diye bir şey kalmamış'

Kato Dağı'nda ne olduysa askerin kendilerine sorduğunu ve kendilerini sorumlu tuttuğunu anlatan Aslan, "Köyde göçe zorlanan çok aile değişik illere gitti. Mağdur oldular. Şimdi daha mağdurlar. Çok aile şu an bile ekmek bulamıyor. O dönem bizi işkenceden geçiren Albay Recep Onur, şimdi İzmir'de emekli olmuş parasını alıp rahat rahat yaşıyor. Biz mağdurlar nasıl köyümüze gideceğiz peki devlet yardım etmezse? İyi bir süreçteyiz bu süreçle beraber devletin yardımıyla köyümüze geri dönmek, köyümüze cami, okul yapılmasını istiyorum. Devlet bilmelidir zulümle bir yere varılamaz" diye ifade etti.

'Devletin bu mağduriyetimizi gidermesi lazım'

İşkence sonrası sakat kaldığını ve iş göremez raporu aldığını söyleyen Aslan, "Şu an hiçbir iş yapamıyorum. Köye geri dönmek istiyorum, köye gidip sil baştan her şeyi yapacağım ama elde, avuçta bir şey yok. Devletin bu mağduriyetimizi gidermesi lazım. Devletin bize yardım etmesi lazım, yardım etmezse nasıl gideriz köyümüze. O zaman bizim köyde binlerce hayvan vardı, şimdi ise hiçbir şey yor. Şu an devlet diyor 'Köyüne git hasarını açıkla ondan sonra ben sana para veririm.' Para olmadan nasıl köye döneriz? Devletin önce maddi yardım yapması lazım ki biz de gidip köylerimizi yeniden kuralım. Köye geri dönüş projesi güzel bir şey, ama köyde hiçbir şey sağlam kalmamış. Ne ev, ne okul, ne cami var. Devlet hepsini yıktı, şimdi de yapmak zorunda" dedi. 

'Hükümet köye geri dönüş projesini açıkladı ama devamı gelmedi'

Öte yandan aynı sıkıntıları çeken ve koruculuğu kabul etmediği için zorla köyünde çıkartılan Lütfi Abi de, "Köyümüz boşaltıldığı zaman biz Van'a yerleştik. Köyde arsamız çok olunca hayvancılık ve tarımla uğraşıyorduk hayatımıza devam ediyorduk. Van'a geldikten sonra çalışabileceğim hiçbir iş yok. Yer olmadığı için hayvancılıkla da yapamıyoruz. Biz devletin köyleri boşaltılan yurttaşlara yardım etmesini istiyoruz. Mağduriyetimizi gidermesi lazım ondan sonra köye daha rahat döneriz. Hiç olmasa köye döndüğümüzde elimizde bir sermaye olur, bir şeyler yaparız. Şu an biz çaresiz bir şekilde bekliyoruz. Ne olacak onu da bilmiyoruz. Hükümet köye geri dönüş projesini açıkladı, ama devamı gelmedi" diye konuştu.

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.