Özel'den Erdoğan'a: "Bu millet seni affetmeyecek"
TİGRİS HABER - CHP Genel Başkanı Özgür Özel, yaptığı konuşmada, şunları söyledi:
"Silivri'de bu ülkenin şerefli askerlerine, vatanseverlerine, aydınlarına, gazetecilerine FETÖ kumpasları kurdular. Dönemin Başbakanı, o zaman kendisini o davaların savcısı ilan etmişti. Askerler tutsak edilmiş, gazeteciler süründürülmüş, tüm aydınlar susturulmaya çalışılmıştı. Dönemin Başbakanının zırhlı araç verdiği, 'Arkasında ben varım' dediği Zekeriya Öz diye bir savcı vardı. O gün o beyefendinin havasından yanına yaklaşılmıyordu, kibirliydi. Kimi isterse alıyor, en dokunulmazlara dokunuyor, onları sözde itibarsızlaştırıyor, Tayyip Erdoğan'ın siyaseten önünü açıyor, etrafında temizlik yapıyordu. Gün geldi 15 Temmuz darbesinde Tayyip Erdoğan'ın ne istediyse verdikleri, etle tırnak oldukları, altlarına verilen tanklarla milleti ezmeye, kaldırdıkları uçaklarla meclisi bombalamaya kalktıklarında adeta bir sıçan gibi Türkiye'yi ilk terk edenlerden birisi o kudretli Zekeriya Öz olmuştu."
Özel, "Tayyip Erdoğan'ın yetki verdiği, arkasında durduğu ve kendisi için siyasi operasyonlar yaptırdıklarına sesleniyorum. Masumiyet karinesini ihlal eden, gizlilik ilkelerini ihlal eden birtakım internet sitelerine yalanlarınızı, iftiralarınızı gerçek gibi verdiğiniz, birtakım gazetelerle, televizyonlarla insanlara itibar suikastı yaptığınız bu süreçler asla unutulmaz. Zekeriya Öz'ün sonunu yaşamak istemiyorsanız, akıllı olun, hukuktan ayrılmayın, iftiracı olmayın" dedi.
O gün Zekeriya Öz'ün arkasında duran Erdoğan'ın her şey ortaya çıktığında "Rabbim ve milletim beni affetsin" dediğini söyleyen Özel, şu ifadeleri kullandı:
"O günlerde Ergenekon'da, Balyoz'da, Askeri Casusluk'ta kurulanlar ne kadar kumpassa, bugün Ekrem Başkana ve arkadaşlarımıza kurulan en az o kadar kumpastır. Sakın, yarın karşımıza çıkıp da 'Aldatıldım, kandırıldım, Rabbim ve milletim beni affetsin' demeyesin. Bu sefer bu aziz millet seni affetmeyecek, bunun hesabını senden soracak. Geçtiğimiz sefer, 'Ordunun içinde bir yapılanma var, bu yapılanma darbe yapacak, biz darbeye karşı demokrasiyi savunuyoruz' dediler. Şimdi bırakın darbe yapacaklara karşı demokrasiyi savunmayı, giriştikleri işle, hem geçmiş seçimin seçilmiş belediye başkanına, hem gelecek seçimin cumhurbaşkanı adayımıza, milletimiz takdir ederse bir sonraki cumhurbaşkanına Ekrem İmamoğlu'na darbe girişiminde bulundular. Şüphesiz her darbenin bir karargahı vardır. Bu darbenin karargahı Beştepe'dir. Şüphesiz her darbenin silahları vardır, bu darbenin silahı yargıdır. Her silahın mühimmatı vardır, bu silahın mühimmatı yalandır, iftiradır."
Erdoğan çıkmış bugün utanmadan 'Ülke güvenliğini tehdit eden, uluslararası ayağı olan, kolları Anadolu'ya uzanan ahtapot tipinde bir suç örgütü ortaya çıktı' diyor. Hayatımda duyduğum en büyük iftira, en büyük yalan. Önce kendini savcının yerine koyuyordu, şimdi hakimin yerine koymuş. Bir tek kanıt yok, yalanları ispatlayacak bir tek kanıt yok. Ben arkadaşlarıma güveniyorum. Biz seçtiklerimize güveniyoruz. Silivri, evlatlarına güveniyor. Cesaretiniz varsa yargılamayı TRT'den yayınlayın. Erdoğan'ın iddia ettiği bir tane kanıt çıkmadığı gibi, yalancı şahitler, gizli tanıkların söylediği her şey boşa çıkmıştır. MASAK raporu, kağıt peçete gibi döküldü, bir tane kanıt çıkmadı. Çaresiz kaldılar, arkadaşlarımızı teker teker gecenin bir vakti, sabahın bir köründe nereye gittiklerini bilmeden alıp savcılara götürüyorlar. Savcılar, küçücük çocuğu olan kadınlar, 'İstediğim gibi ifade vermedin, 30 yıl yatarsın. Ama bu ifadenin altına bir imza atarsın, Silivri'ye dönmeden çocuğuna kavuşursun diye baskıyla, tehditle, şantajla iftira attırmaya çalışıyorlar. Bu baskıya teslim olmayanlara, namusunu, arkadaşlarını satmayanlara, iftiracı olmayanlara bin selam olsun."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.