Pandemi genç avukatları vurdu

Pandemi genç avukatları vurdu
Diyarbakır Barosu’nun 47’inci Olağan Genel Kurulunda yönetime aday olan 5’i kadın 16’sı erkek olmak üzere 21avukattan biri olan Av. Mehdi Özdemir, avukatlık mesleğinin biriken ve çözüm bekleyen sorunlarını Tigris Haber’e değerlendirdi.

Ali Abbas Yılmaz - Özel

Genç avukatlar için Genç Ofis uygulaması

TİGRİS HABER - Pandemi sürecinde genç avukatların yaşadığı ekonomik sorunlarının daha da arttığına değinen Av. Mehdi Özdemir, “Ekonomik krizin özellikle genç arkadaşlarımıza yansıması, mesleğin icrasında karşılaşılan ekonomik sıkıntılar da baş göstermekte. Bu anlamda avukat arkadaşların bürolarının giderlerini karşılamakta zorluk çektiği, kendi kişisel harcamalarını karşılamakta zorluk çektiği, avukatlık mesleğini icra ettikleri için ortaya çıkan Bağ Kur ödemeleri, vergi ödemeleri konusunda güçlük çektiklerini görmekteyiz. Bu durum kendi içinde avukatlık mesleğinin icrasında açıkçası ciddi anlamda problem yaratıyor. Diyarbakır Barosu’nun genç meslektaşlarımıza ilişkin olarak özellikle büroları olmayan avukat arkadaşlara Genç Ofis uygulaması ile büro tahsisinin yapılması ve bu büroyla birlikte bu minvaldeki giderlerden muaf tutulması gerekmekte. Bu noktada avukat arkadaşların dosya takibi ve karşılaştıkları diğer problemler açısından Diyarbakır Barosu’nun kendi yönetimsel anlayışı içerisinde bir çözüm üretmesi gerekir” dedi.

1 Eylül 2010 tarihinde avukatlık mesleğine Diyarbakır Barosu’nda başlayan Av. Mehdi Özdemir, baronun 47’inci Olağan Genel Kurulunda yönetime aday olan 21 meslektaşından biri.

Diyarbakır Barosunun yönetimsel anlayışının daha da geliştirilmesi gerektiğini kaydeden ve genç avukatların yaşadığı sorunlara dikkat çeken Özdemir, avukatların ruhsat iptaline karşı ciddi bir karşı duruş sergilenmesi gerektiğini belirtti.

Tigris Haber’in sorularını yanıtlayan Av. Mehdi Özdemir, Çoklu Baro Yasası’nın avukatlar için ciddi bir tehdit olduğunun altını çizdi.

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

“Dünya Barış Günü’nde avukatlığa başlamam, avukatlık pratiğimin barışa vesile olmasını amaçlamamdandır. Yaklaşık 10 yıllık avukatlık pratiğimde hak temelli bir avukatlık yapmaya çalıştım. Bu noktada sayısız dava pratiği, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde, Anayasa Mahkemesi’nde başvurular yaptım ve bu anlamda avukatlık mesleğimi sürdürmekteyim.

Neden aday oldunuz?

Diyarbakır Barosu tarihi misyonu ve kimliği gereği toplumsal sorunlara duyarlı bir noktada yer almaktadır. Benim avukatlık pratiğimin özünde toplumsal sorunlara duyarlı, hak temelli bir avukatlık yatmaktadır. Bu anlamda Diyarbakır Barosu’nun içerisinde aktif çalışan bir avukat olarak bu dönem içerisinde yönetime dahil olmak ve bu sorunlara daha etkin müdahale etmek için aday oldum.

Yeni dönemde Diyarbakır Barosu’nun yönetimsel anlayışında ne gibi değişiklikler bekliyorsunuz?

Diyarbakır Barosu kendi içinde tarihi misyonuna uygun olarak hep bir muhalif kimlik içerisinde hareket etti. Toplumsal sorunlara duyarlı, hak ihlallerini yer yer gideren yer yer toplumsal sorunların içerisinde çıkan keyfi uygulamaların çözülmesinde olanak sağlayan bir baro kimliği ön plana çıktı. Bizim açımızdan önemli olan nokta hak temelli yaklaşımın devam etmesi, kendi içimizde sayıca artan meslektaşlarımızın varlığıyla birlikte mesleğe, meslektaşa dair ciddi oranda sorunlar baş gösterdi. Bu sorunların çözümü noktasında ortak bir irade sergilememiz gerekiyor. Yönetimsel metodolojiaçısından kendi içimizde daha profesyonel ve insan odaklı bir yönetimsel anlayışın ortaya konulması gerekiyor. Bu açıdan Diyarbakır Barosu’nun geçmiş dönem pratiğini de gözeterek, tarihi misyonuna uygun bir şekilde hak temelli, mesleğe ve meslektaşa dayalı sorunlarda ortak, akılcı bir çözüm sağlayıcı bir pozisyonda yönetimsel bir anlayışın sergilenmesi gerekir.

Söz konusu yönetimsel anlayışı biraz açar mısınız?

Değişmesi gereken husus özet olarak şu; insan odaklı bir yönetimsel anlayışı benimsememiz gerekiyor. Diyarbakır Barosu kendi içinde kurumsal kimliğinin gerektirdiği ölçüde toplumsal sorunlara duyarlı ve refleks gösterir pozisyondadır. Bunun aksini iddia eden herhangi bir meslektaşımız bulunmamakta. Ancak mesleğe ve meslektaşa dair yaklaşımda ortaya çıkan mesleki sorunların çözümlenmesinde ciddi anlamda profesyonel bir yönetimsel anlayışın da ortaya konulması lazım. Şunun yapılması gerekir; Diyarbakır Barosu Başkanı, Diyarbakır Barosu Yönetim Kurulu üyeleri, kendi içinde yönetimsel anlayışı, Diyarbakır Barosu’ndaki merkezler (İnsan Hakları Merkezi, Çocuk Hakları Merkezi, Kadın Hakları Merkezi)  ve komisyonların kendi içerisinde aktif, kendi yürütme kurulları ile birlikte ortak bir çalışma yürütebilmesi gerekir. Her bir avukat arkadaşın Diyarbakır Barosu’nda aktif bir şekilde çalışması gerekiyor ki, Diyarbakır Barosu kendi kurumsal kimliğine uygun etkin bir çalışma yürütebilsin.

Avukatların yaşadıkları sorunlara dair neler söylemek istersiniz?

Avukat arkadaşların mesleki sorunları genel anlamda mesleğin uygulanmasında karşılaşılan problemlerdir. Hepimiz kendi açımızdan avukatlık pratiğimizde, kolluk içerisinde, adliye içerisinde mesleğin icrası sırasında üçüncü kişiler tarafından yer yer kısıtlamalarla, yer yer engellemelerle karşılaşmaktayız. Mesleğe dair bu anlamda karşılaşılan problemleri kurumsal kimlik içerisinde Diyarbakır Barosu’nun aktif bir çalışması ile giderilmesi lazım. Son süreç itibariyle, pandemi sürecinin de etkisiyle birlikte ortaya çıkan bir ekonomik kriz söz konusu. Ekonomik krizin özellikle genç arkadaşlarımıza yansıması, mesleğin icrasında karşılaşılan ekonomik sıkıntılar da baş göstermekte. Bu anlamda avukat arkadaşların bürolarının giderlerini karşılamakta zorluk çektiği, kendi kişisel harcamalarını karşılamakta zorluk çektiği, avukatlık mesleğini icra ettikleri için ortaya çıkan Bağ Kur ödemeleri, vergi ödemeleri konusunda güçlük çektiklerini görmekteyiz. Bu durum kendi içinde avukatlık mesleğinin icrasında açıkçası ciddi anlamda problem yaratıyor. Diyarbakır Barosu’nun genç meslektaşlarımıza ilişkin olarak özellikle büroları olmayan avukat arkadaşlara Genç Ofis uygulaması ile büro tahsisinin yapılması ve bu büroyla birlikte bu minvaldeki giderlerden muaf tutulması gerekmekte. Bu noktada avukat arkadaşların dosya takibi ve karşılaştıkları diğer problemler açısından Diyarbakır Barosu’nun kendi yönetimsel anlayışı içerisinde bir çözüm üretmesi gerekir.

Çoklu Baro sistemini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Çoklu Baro yasası kendi içerisinde avukatlık mesleğine ilişkin bir tehdittir. Avukatlık mesleğine yönelik tehdit 1 Eylül Adli Yıl açılış etkinliğinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamasıyla birlikte ortaya çıktı. Ruhsatların iptalini gündeme getiren Recep Tayyip Erdoğan, kendi içerisinde avukatlık mesleğini, ‘kendi müvekkilleriyle özdeşleşen avukatlar’ açısından sonlandırılması gerektiğini ifade etti. Bu bizim açımızdan Çoklu Baro Yasası’nın getirilmek istendiği yerin açık bir göstergesidir. Biz ruhsat alamayan avukat arkadaşlar için şuan bir mücadele gösterirken, aslında ruhsat sahibi olan avukat arkadaşların da mesleğinin tehlike altına olduğunu görmekteyiz. Bu bizim açımızdan ciddi bir problemdir. Diyarbakır Barosu’na kim seçilirse seçilsin öncelikli yapılması gereken hadise, mesleğe dair bu tehditlere karşı bir duruş sergilemektir.  Eğer bu duruşu sergileyemezsek, kendi içimizde doktorların meslekten ihraçlarını, öğretmenlerin meslekten ihraçlarını nasıl gördüysek ve bu noktada bir mücadele sergilediysek, aynı şekilde avukatların ihraçlarıyla da karşılaşabilir ve bu anlamda mağduriyetler yaşayabiliriz. Bizim öncelikle yapmamız gereken genç meslektaşlarımıza ilişkin ruhsat alamayan arkadaşlarımızla dayanışma içerisinde olmak, onların sorunlarını gidermek ve bununla birlikte ruhsat sahibi avukat arkadaşlara ilişkin mesleğe dönük tehditleri bertaraf edici diplomasi çalışmalarını yürütmemiz gerekiyor.

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.