Saadet Partisi Diyarbakır il Başkanından fesih açıklaması; “Barışın önünü açalım, kardeşliği büyütelim”
TİGRİS HABER - Saadet Partisi Diyarbakır İl Başkanı Abdurrahman Ergin, PKK’nin fesih kararı ile ilgili bir açıklama yaptı. Ergin, “Türkiye, tarihi bir dönemeçten geçiyor. Elli yıldır süren çatışmanın, ayrışmanın, acının ardından yeni bir başlangıcın eşiğindeyiz. PKK’nın silah bırakma ve örgütsel yapısını feshetme yönündeki açıklamaları, uzun yıllardır süren kan ve gözyaşının sona ermesi için önemlidir. Bu süreç sağduyu, sorumluluk ve samimiyetle değerlendirilmelidir” dedi.
Ergin, “Elli yıl boyunca çok şey kaybettik; Gençlerimizi, evlatlarımızı kaybettik; Umutlarımızı erteledik, huzurumuzu yitirdik. Ama bugün artık kayıpları telafi etme, kardeşliğimizi yeniden inşa etme, Türkiye’yi barışın ve adaletin ülkesi kılma zamanıdır.” İfadelerini kullandığı açıklamasında özetle şu görüşlere yer verdi;
“Bu süreç, sadece bir örgütün silah bırakmasıyla değil; aynı zamanda halkı ötekileştiren, kimlikleri görmezden gelen, sorunları bastırarak çözmeye çalışan bir zihniyetin değişmesiyle anlam kazanır. Çünkü barış, sadece silahların susması değil; hakların tanınması, adaletin tesisi ve özgürlüklerin teminat altına alınmasıdır.
Saadet Partisi ve Milli Görüş Hareketi olarak bizler; bu ülkenin her ferdini, kökeni ne olursa olsun, Allah’ın bir emaneti olarak görüyor; kardeşliğin, adaletin ve haysiyetli bir yaşamın herkesin hakkı olduğuna inanıyoruz.
Milli Görüş, Kürt meselesine her zaman cesurca yaklaşmış; çözüm için somut ve kapsamlı öneriler sunmuştur. 1991 ve 1994 yıllarında hazırlanan raporlarla, 2009 yılında “Gönüllü Birliktelik ve Kardeşlik” başlığıyla yayınladığımız çalışmayla, 2017’de düzenlediğimiz çalıştaylarla bu meseleye yaklaşımımızı açıkça ortaya koyduk.”
Abdurrahman Ergin, bu meselenin sadece AK Parti’nin, DEM Parti’nin ya da bir başka partinin meselesi olmadığını, tüm Türkiye’nin meselesi olduğuna dikkat çekerek, “Bu uğurda ödenen bedel nasıl 86 milyonun omzundaysa, barışın inşası da hepimizin ortak sorumluluğudur” dedi.
Abdurrahman Ergin yazılı açıklamasından ana başlıklar şöyle;
Mağduriyetler giderilmeli
Bugün de aynı ilke ve inançla diyoruz ki: Kimlik, dil ve kültürel haklar anayasal güvenceye kavuşturulmalıdır. Düşünce, ifade ve örgütlenme özgürlüğü üzerindeki tüm kısıtlamalar kaldırılmalıdır. Kürt halkının siyasi temsil hakkı tanınmalı; halkın iradesi, kayyım uygulamalarıyla gasp edilmemelidir. Geçmişteki hukuksuzluklarla yüzleşilmeli; adalet tecelli etmeli, mağduriyetler giderilmelidir.
Muğlak kavramlarla olmaz
Barışı kalıcı kılmak istiyorsak, sadece “Terörsüz Türkiye” gibi muğlak kavramlara sığınmak yetmez. Bizim ihtiyacımız olan, herkes için “Yaşanabilir Bir Türkiye”dir. Yaşanabilir bir Türkiye’de: Ne kayyımlar vardır ne faili meçhuller. Ne asimilasyon vardır ne inkâr. Ne gözaltı korkusu vardır ne siyasi yasaklar. Ne dışlayıcı bir dil vardır ne de ötekileştirme. Yaşanabilir bir Türkiye’de; adalet vardır, hukuk vardır, özgürlük vardır, sevgi, saygı ve kardeşlik vardır.
Bu bağlamda açıkça çağrı yapıyoruz: Türkiye Büyük Millet Meclisi, bu süreci ele almak üzere olağanüstü gündemle toplanmalı, milletin iradesi, temsilciler eliyle yeniden sürece dahil edilmelidir.Kapalı kapılar ardında yürütülen müzakerelerin yerini, halkın bilgisi ve gözetimi altında yürüyen şeffaf ve kapsayıcı bir süreç almalıdır.
Destekliyoruz, tereddütlerimiz var
Süreci destekliyoruz; ancak bazı ciddi tereddütlerimiz de var: Geçmişte her fırsatta muhalefeti terörle ilişkilendiren, Siyasetçileri montaj videolarla hedef gösteren, Kendi iç muhataplarını meşru gösterip, başkalarını yaftalayan bir iktidarın, bugün samimiyetle bu süreci yürüteceğine dair ciddi kuşkularımız var.
Herkesi sorumluluğa davet ediyoruz
Ancak biz buna rağmen barış sürecinden geri durmuyoruz. Çünkü biz inanıyoruz ki tarihi ortak olanların kaderi de geleceği de ortaktır. Ya birlikte var olacağız, ya birlikte yok olacağız. Saadet Partisi olarak biz, barışın, adaletin ve toplumsal huzurun inşasına katkı sunmaya hazırız. İktidarı da muhalefeti de sorumluluğa davet ediyoruz.
Kürt meselesi siyasi hesaplara kurban edilmeden, insan onuruna yakışır bir çözümle ele alınmalıdır. Türkiye artık çatışmalardan değil, kardeşlikten beslenen bir geleceği inşa etmelidir. Bugün de bir kez daha çağrımızı yineliyoruz: Gelin barışın önünü hep birlikte açalım, kardeşliği hep birlikte büyütelim! (Haber Merkezi)
Kaynak:Haber Merkezi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.