Sambur: Ortadoğu'da egemenlik mücadelesi herkese kaybettirir

Sambur: Ortadoğu'da egemenlik mücadelesi herkese kaybettirir
Prof. Dr. Bilal Sambur, Ortadoğu'da devletlerin, toplumların, mezheplerin, kültürlerin ve ırkların bir birini bitirmek için iktidar mücadelesi verdiğini belirterek, "Bu gün Ortadoğu'da hiç kimsenin tek başına egemen olma gücünde değildir. Eğer egemenlik i

DİYARBAKIR - Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bilal Sambur, Medine Sözleşmesi'nin bugün neden Ortadoğu kompleksinde tekrardan gündeme geldiğini anlamak için "bugün Ortadoğu'da ne oluyor ve Medine Sözleşmesi'nin ne getirdiği"ne bakmak gerektiğini ifade ederek, bugün Ortadoğu'ya bakıldığı zaman görünen tablonun kısacası devletlerin, toplumların, mezheplerin, kültürlerin, ırkların bir birini bitirmek, yok etmek üzerine kurulu bir tablonun karşılarına çıktığını belirtti. Ortadoğu'nun bu gün bir kan deryasını andırdığını dile getiren Sambur, "Ortadoğu bu gün bir kan deryası, bir mezbaha aslında. Bu mezbaha her gün daha çok insanı kendi içerisine çekiyor. Neden mezbaha oluyor? Bu da birileri Ortadoğu'da tek başına hakim olmaya çalışıyor. Yani egemenlik mücadelesi. Suriye'de yapılan nedir? Aslında kimin iktidar olacağı mücadelesidir. Irak'a baktığımız zaman kim egemen olacaktır. İran mı daha egemen olacak, Suudi Arabistan mı, Türkiye mi? Yani Ortadoğu'da herkes bir egemenlik peşinde. Bu sürdürülebilir bir durum değil. Ve tabiî ki bu egemenlik mücadelesinden geçmişte olduğu gibi, bugün de en çok etkilenenlerin Kürtlerin olduğunu vurgulamak lazım" dedi. 


'Ortadoğu'da bu farklı ırklar, farklı mezhepler bir arada nasıl yaşayabilir?'

"Ortadoğu'da bu farklı ırklar, farklı mezhepler bir arada nasıl yaşayabilir"in tartışılması gerektiği kaydeden Sambur, "Bu noktada Medine vesikası dediğimiz Hz. Peygamber'in Medine'ye hicretinden sonra farklı din gruplarını, farklı toplumsal kesimlerini bir araya getirip, egemenlik temelinde değil, hukuk modelinde bir temel kurması, bir antlaşma paradigması geliştirmesi bizim için esin kaynağı oluyor. Yani Ortadoğu, bir arada yaşamayı yine bu coğrafyada yaşanan pratiklerden öğrenebilir. Bu da tabiî ki bir arada yaşamanın yolu hukuk, hukuku yeniden keşfetmek, barışı, özgürlüğü keşfetmek için gerekli bir yol. Medine vesikası bu bağlamda Ortadoğu halklarının bu gün bir arada yaşama değil de, bir arada çatışma çıkmaz sokağından nasıl çıkılacağını yol göstermesi, bir yol haritasının değerlerini göstermesi açısından önemlidir" ifadesinde bulundu. (Diha)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.