11 yılda zirvede

11 yılda zirvede

Çocukluk hayali ambulans şoförü olmaktı ama yaşamın tesadüfleri onu dünyaca ünlü bir yemek şirketinin en genç yöneticilerinden biri yaptı.

Baba mesleğiyle hayat mücadelesine devam eden Batman’lı genç işadamı Mehmet Akif Sözer, Sözer Catering şirketi ile Türkiye ve dünyada hatırı sayılır bir pozisyona ulaşırken, yakın zamanda Meşhur Tavacı Recep Usta’yı devralarak Diyarbakır ‘ın yemek kültürüne yeni bir renk kattı.

Geçtiğimiz günlerde görkemli bir açılış ile Diyarbakır halkına yeni konseptiyle hizmet veren Tavacı Recep Usta’nın yeni işletmecisi Sözer’in, 11 yıllık kısa ticari hayatında ulaştığı başarının hikayesi Tigris Haber’de.

Hayalim ambulans şoförü olmaktı

Ticaret hayatına atılmak gibi bir hayali olmadığını belirten Sözer, “Çocukluk arkadaşlarımdan birinin söylediği bir sözü hiç unutmam; ‘Küçüklüğümde Allah’u Teâlâ benim elime bir kâğıt kalem verse ben hayatımı böyle çizemem’. Belki bir araba bir ev ve bir eş isterdim. Şuan Allah’a çok şükür 2000 tane personelim var, kurumsal bir firmayız, aile şirketiyiz. Yemek sektörü dışında eğitim, temizlik, taahhüt gibi birçok alanda işimiz var. Küçüklüğümde hayalim ambulans şoförü olmaktı ama Allah bana daha güzel bir hayat nasip etti” diye konuştu.

 

Kendinizden kısaca bahseder misiniz, Mehmet Akif Sözer kimdir?

Ailenin üniversite okumayan tek çocuğu

1984 doğumluyum ve Batman’da yemek sektöründe faaliyet gösteren bir işadamıyım. 11 yıldır Sözer Caterıng firmasının tek yetkilisiyim. Evli ve iki çocuk babasıyım. Altı kardeşiz ve altı kardeşten Üniversite okumayan bir tek ben varım.

Ailenizin ticaret geçmişi var mı, ticarete atılmanız nasıl oldu?

“Şirketimin ana kuruluş temasında babamın mesleği var”

Benim babam aşçıdır ve yemek sektörüne girmemin temelinde bu yatıyor. Şirketimin ana kuruluş temasında babamın mesleği var. Babam Türkiye Petrollerinin askeriyeye bağlı bir kampında yemek yapıyordu. Babam oradan emekli olduktan sonra eve geldi. Sonra babamın bir komutanı aradı ve babamın kadrolu olarak çalıştığı yeri ona ihale ile verdiler. Hiç unutmam 2003 yılıydı ve küçük bir ihaleydi. Bu tarihten itibaren 4 – 5 yıl çalıştıktan sonra benim çabamla şirketleştik. Kurduğum yemek şirketi ile sektördeki faaliyetlerimize devam ettik. Tabii bununla beraber temizlik işleri, taahhüt işleri vb… birçok sektörde varız. Ama yemek bizim için temel ve çok önemli bir sektördür. Kuruluşumuzdan kısa bir süre sonra çok büyük işlere imza attık. 10 yıldır yurt içinde yurt dışında çok ciddi firmalar ile iş yapıyoruz. Yurtdışında 4 ülkede iş yapıyoruz. Özellikle Arap ülkelerinde faaliyetimiz var ve bugün Libya’da 20 bin kişiye Caterıng hizmeti veriyoruz. Yurt içinde birçok ilde faaliyetlerimiz var. Zaten Batman’da Türkiye Petrollerinin yemek işini biz yapıyoruz. Bunun yanında Eskişehir, Diyarbakır, Konya, İstanbul ve Ankara’da varız.

Yemek Sektörüne girmeden önceki hayatınıza dair neler söylemek istersiniz?

“Her girdiğim ihaleden aldığım para ile dikey bir şekilde yükselmeye başladım”

Babamın yanında yemek sektörüne atılmadan önce bir dershane öğrencisiydim. Bir gün arkadaşlarımdan biri beni bir ihaleye götürdü. O zaman bir dershane öğrencisi olarak saçlar dimdik, gençlik dönemi işte. Neyse, arkadaşım vesile oldu ve Valiliğin bir ihalesine beni götürdü. Babam müteahhitmiş bunu da o zaman öğrendim. Arkadaşımın yardımıyla birkaç evrak alarak ihaleye girdik ve hiç unutmam o zaman biz 300 milyon bir para aldık. Ben bu para ile kendime bir motosiklet aldım. O gün öğrendim ki, böyle bir sektör varmış. Her girdiğim ihaleden aldığım para ile dikey bir şekilde yükselmeye başladım. İlk zamanlarda 5 -10 ihaleye girdikten sonra bu sefer internet üzerinden, ya da diğer firmaların dosyalarında ne var ne yok, bu iş nasıl yapılır derken, babam Şeyhmus Sözer adına olan şahıs firmasını Sözer taahhüt şeklinde değiştirdim. Tabii işimiz yemek olduğu için de şirketin adını Sözer Caterıng olarak çevirdim ve artık kendi başıma küçük bir iş aldım.  İlk aldığım iş ise Batman Ağız ve Diş Hastanesinin temizlik işiydi. Sonrasında Kadın Doğum Hastanesinin yemek işini aldım. O zaman şansımız vardı, çünkü rakip çok yoktu ve ahbap çavuş ilişkisi daha fazlaydı. Kamu ihale kurumu bu kadar gelişmemişti, kanunlar bu kadar bilinmiyordu. İnsanlarda daha çok hatır gönül ilişkisi vardı, kimse kimseyi kırmıyordu. Şimdi bir ihale almak ‘Deveye hendek atlatmaktan daha zor’ diyebilirim.

Bugünden geriye baktığınızda, gençliğinizde buraya geleceğinizi düşünüyor muydunuz? Gençliğinizdeki hayaliniz neydi, ne olmak istiyordunuz?

“Ambulans şoförü olmak istiyordum”

Ben bunu aslında 17 yaşımda annelerle yemekteyken konuşmuştum. Ailem üniversiteyi okumamı istiyordu. Çocukluk arkadaşlarımdan birinin söylediği bir sözü hiç unutmam; ‘Küçüklüğümde Allah’u Teâlâ benim elime bir kâğıt kalem verse ben hayatımı böyle çizemem’. Belki bir araba bir ev ve bir eş isterdim. Şuan Allah’a çok şükür 2000 tane personelim var, kurumsal bir firmayız, aile şirketiyiz. Yemek sektörü dışında eğitim, temizlik, taahhüt gibi birçok alanda işimiz var. Küçükken hep ambulans şoförü olmak isterdim. Çünkü küçüklüğümden beri bir araba tutkusu vardı. Ama ambulans şoförlüğü yerine Allah bana daha güzel işler nasip etti.

 

Bugün Diyarbakır’dasınız ve Meşhur Tavacı Recep Usta markası ile halka hizmet veriyorsunuz. Bölgede son bir yılda birçok işletme kapanırken ve binlerce insan işsiz kalırken, siz böyle bir dönemde Batman’dan buraya gelip iş kuruyorsunuz ve Diyarbakır halkına istihdam sağlıyorsunuz. Neden Diyarbakır?

“Recep Usta’nın isim hakkını 49 yıllığına aldık”

Recep Ustanın kendisiyle de zaten tanışıyordum. İşlerim için Diyarbakır’dan geçerdik ve geliş gidişlerde Recep Usta’ya uğrayıp yemek yerdik. Daha önce burası var olan faaliyette olan bir işletmeydi ve biz sadece buranın işletmesini devraldık. Tabii ki, Recep Usta markası, bizimle birlikte yeni bir yüz yeni bir konsept kazandı. Recep Usta’nın isim hakkını 49 yıllığına aldık. Recep Usta’nın sessiz sakin, gözü yormayan bir konsepti vardı ve iş ziyaretlerimiz için şehir dışına gidip geldiğimizde Recep Usta’nın leziz yemekleri bizim için vazgeçilmezdi. Tavacı Recep Usta’yı devralmamızın temel amacı bu markayı büyüterek halka en iyi hizmeti sunmaktır. Yaptığım işten müthiş keyif alıyorum ve yapabileceğimin en iyisini yapmak için uğraşıyorum. İnşallah başladığımız bu işten anlımızın akıyla çıkarız.  Tabii ki, bir süre bugünkü Recep Usta konseptiyle devam edeceğim ve 6 ay bir yıl kadar gidişatı gözlemleyeceğim. İstediğim gelişme ivmesini yakalayamazsam da mutlaka farklı bir konsept değişikliğine gideceğim. Çünkü insanların yaşam tarzı sürekli olarak değişiyor, gelişiyor ve ben de bu değişimi yakalamak için farklı bir konseptle yoluma devam edeceğim. Yenilenmeyen tek şey yeniliktir.

Minyatür bir organik pazar

Açıkçası ileride organik ürünlerin teşhir edildiği bir bölümle bugünkü konseptimizi farklılaştırmayı düşünüyorum. En yakın zamanda organik ürünlerin sergilendiği, satışının yapıldığı bir bölümle Diyarbakır halkına en iyi hizmeti vermeye başlayacağız. Aslında bu değişikliği açılışımıza yetiştirmeyi düşünüyordum ama kış sezonu dolayısıyla bunu gerçekleştirmemiz pek mümkün olmadı. Manav, şarküteri, et reyonlarının bulunduğu bölümde organik ürünleri sergileyeceğiz. Türkiye’de bu konseptin çok büyük işletmeleri var ancak biz burada sadece bunun bir minyatürünü yapacağız. Çünkü Recep Usta’nın alanı büyük bir organizasyon için yeterince elverişli değil. Bundan dolayı minyatür bir bölüm olacak ama çok şık olacak.

 “Mutlaka başaracağım”

Başladığım işin en iyisini yapmaya kararlıyım ve mutlaka başaracağım. Ben en tehlikeli bölgelerde bu işi yaptım. Bağdat’ta yemek işini yaptım. Çalık enerji ile 22 milyon dolarlık yemek işi bitirmişim. Power Plant projesi, dünyanın en büyük termik santrali projesidir. ENKA ile çalışmışım. Karadeniz Elektrik ile gemide yemek yapmışım. Bugün dünyada Bağdat’tan, Basra’dan, Necef’ten daha tehlikeli bir yer var mı? Diyarbakır Batman’a yarım saat mesafededir.

 

Diyarbakır yemek kültürü köklü bir kültür, siz yeni konseptinizle bu kültüre yeni ne katabilirsiniz, nasıl bir fark yaratabilirsiniz?

“Yeni konseptimizle Diyarbakır halkına yeni bir renk katacağız”

Tabii ki, en başta buraya bir renk katacağım. Mesela burada yemek yedikten sonra çıkışta organik yumurtanızı alabileceksiniz. Çok güzel bir şarküteri bölümümüz olacak ve bütün ürünlerimiz % 100 organik olacak. Kendi üretimimiz olan organik ürünleri tescilli olarak Diyarbakır halkının hizmetine sunacağız. Makarna’dan şehriyeye kadar her şeyi kendi üreteceğiz. Zeytinyağ’dan domatese kadar her ürünü organik olarak çok şık bir tasarımla halkımızın beğenisine sunacağız. Diyarbakır öyle çok sosyal alanın, aktivitenin olmadığı bir yer ve biz buraya kattığımız renk ile Diyarbakır halkına yeni bir soluk katacağız. Yemek yenirken harcanan zamana daha da rahatlatıcı bir atmosfer kazandıracağız. İnsanlar her zaman değişik bir şeyler görmek ister. Aynı olan şeyler insana sıkıntı verir. İnsanlar yıllarca evinde aynı rengi dahi görmek istemezler o nedenle de birkaç yılda bir mobilyalarını, perdelerini değiştirme ihtiyacı hissederler. Biz de tam da yeni konseptimizle Diyarbakır halkına yeni bir renk katacağız. Recep Usta’nın konseptine, kalitesine yaraşır şık bir bölümle organik pazarımızı hizmete açacağız. Ayrıca, Batman’dan geldiğimiz için Batman’ın yemek kültürünü de katabiliriz.

Biraz da Meşhur Recep Usta’nın lezzetlerinden bahsedelim…

“Recep Usta’nın et seçimi çok özeldir”

Tavacı Recep Usta’nın ana kalemi, bildiğiniz üzere tavadır. Recep Usta’nın bütün personelleri kadroludur. Buradan giden bir personel Bursa’ya gider, Bursa’daki İstanbul’a gider. Yıllardır Recep Usta’da çalışan personellerin yeri değişse de Recep Usta markası değişmiyor. Recep Usta’da kaburga ve tava vazgeçilmez iki ana yemektir. Artı tatlı, soğuk meze, ekşili dolma, içli köfte ikramı, Recep Usta’nın vazgeçilmez tatlarıdır. Recep Usta’nın en büyük özelliği ise kullandığı etin çok taze, çok genç ve kendi isteğine göre kestiriyor olmasıdır. Yani, Recep Usta’da kullanılan et normal bir işletmede kullanılan et gibi değildir. Recep Usta’nın et seçimi çok özeldir ve maliyeti çok yüksektir. Recep Usta’da bir tavanın pişmesi ve servis edilmesi 7,5 dakikadır. Çiğ et üzerinde önceden herhangi bir işlem yapılmamış, marine edilmemiş halde alınır ve kor ateşte 7 dakika pişirilerek servis edilir. Evde bir et yemeği yapsanız bir buçuk saat pişirmeniz gerekir.

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

“Recep Usta, klasik bir lokanta değil”

Biz Diyarbakır halkı için çok güzel bir işletmeye tekrardan hayat verdik. 58 insanımıza istihdam sağladık. Recep Usta, klasik bir lokanta değil, ciddi ve güzel bir projedir. Recep Usta yeni konsepti ile ışık, renk, tasarım olarak protokole çok uygundur. Aşçıları olsun, garsonları olsun çok nitelikli ve güler yüzlü bir kadro ile hizmet veriyoruz. Recep Usta’da, lezzetli tatların fiyatı da oldukça uygundur. Hizmetimizin kalitesi ve yemeklerimizin gramajı göz önüne alındığında fiyatlarımızın oldukça uygun olduğu halkımız tarafından da görülecektir. Recep Usta farkıyla, 240 gram et tava 34 TL’dir. Recep Usta’da 3 kişilik tava ile 4 kişi rahat doyar. Yani 3 kişilik yemeği dörde böldüğünüzde hesabın çok daha uygun olduğunu göreceksiniz. Halkımız için hizmetimizin kalitesini maksimuma çıkarırken fiyatlarımızı ise minimize ettik. Çok güzel bir açılış yaptık, Oscar ödülü gibi bir açılış etkinliğimiz oldu. Açılış etkinliğimizle Tavacı Recep Usta’nın Diyarbakır halkına yeniden hizmet verdiğini duyurmayı amaçladık. Diyarbakır halkını yeni lezzetler tatmaya, yeni işletme anlayışını görmeye bekliyoruz.”

 

Ali Abbas YILMAZ / Özel haber

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Diyarbakır Haberleri