ANKARA - İnsan Hakları Derneği (İHD) üyeleri, "Kayıplar Haftası"na ilişkin, Meclis Dikmen Kapısı önünde eylem yaparak kayıpların akıbetinin belirlenmesini istedi. HDP Grup Başkan Vekili Pervin Buldan, HDP Mardin Milletvekili Erol Dora ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağababa ve İHD üyelerinin katıldığı açıklamada, üzerinde 1979-2008 yılları arasında gözaltında kaybedilen yurttaşların isimlerinin yazılı olduğu pankart açıldı. Açıklamada konuşan İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, gözaltında kayıplar için 19 yıldır sürdürülen mücadelenin belirli bir aşamaya geldiğini belirterek, "BM Kişilerin Gözaltında Kayıptan Korunmaları ile ilgili Uluslararası Sözleşmesi 20 Aralık 2006 tarihinde kabul edilip imzaya ve onaya açılmıştır. İnsan hakları savunucuları ve kayıp yakınlarının defalarca çağrısına rağmen AKP iktidarının BM Kayıplar Sözleşmesi'ni onaylamamasını buradan bir kez daha kınıyoruz" dedi.
"3 bin 58 cenaze çıkarılmayı bekliyor"
İHD'nin verilerine göre, Türkiye'de gözaltında 940 civarında gözaltında kayıp vakası tespit edildiğini kaydeden Türkdoğan, "Kayıpların yarından fazlasının halen akıbetine ulaşılamamıştır. Geçen yıl yaşamını yitiren Berfo Ana'nın oğlu Cemil Kırbayır'ın akıbetini araştırmak için sürdürdüğü mücadele hafızalara kazınmıştır. Bu siyasal iktidar Berfo Ana ve onun gibi yüzlerce, binlerce anayı rahatlatacak adımları bir an önce atmak durumundadır" diye konuştu.
Yaklaşık 224 toplu mezarda 3 bin 58 yurttaşın cenazesinin usulüne uygun olarak çıkarılmayı beklediğini de kaydeden Türkdoğan, insan hakları savunucuları olarak, toplu mezarları araştırmak için vakıf kuracaklarını söyledi.
"Sorumlular bulunmadan süreç gelişmez"
Eşi kaybedilen HDP Grup Başkan Vekili Pervin Buldan ise bir kayıp yakını olarak yargısız infazlar ve faili meçhul cinayetlerin Türkiye'nin kanayan yarısı ve bir kara lekesi olduğu belirtti. Buldan şunları kaydetti: "Biz Türkiye'de kayıplar bulunmadığı ve sorumluların yargılanmadığı sürece bir barış sürecinin gelişeceğine inanmıyoruz. Yıllardır evlerine ateş düşen kayıp yakınları, bir haber alabilmek için onların kemiklerine ulaşabilmek için sadece onların bir mezarı olabilmek için mücadele ettiler, seslerini dünyaya duyurdular. Ama ne yazık ki, bu sesi dünya duymasına rağmen Türkiye'deki sorumlular, yetkililer bu sesi bir türlü duymadı. " (diha)