7 günlük yürüyüş başladı: Talep Öcalan’ın fiziki özgürlüğü

Özgür Kadın Hareketi (TJA) öncülüğünde başlatılan “Umutla Özgürlüğe Yürüyoruz” yürüyüşü, Diyarbakır’da başladı. Yaklaşık 250 kadının oluşturduğu kortej, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünü talep ederek Ankara’ya doğru yola çıktı.

Şirvan Oktay Görer

TİGRİS HABER - Kadınların talepleri

Kadınlar, “Öcalan’a özgürlük” ve “Barışa yürüyüş” pankartlarıyla Diyarbakır merkezinde yürürken, binlerce kişi korteji sloganlarla uğurladı. Etkinliğin amacının Kürt sorununun demokratik çözümüne dikkat çekmek ve Öcalan’ın özgürlüğünün barışın anahtarı olduğunu vurgulamak olduğu belirtildi.

DBP’den açıklama

DBP Diyarbakır İl Eş Başkanı Ruçen Elyakut, uğurlama töreninde yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı: “Yürüyüşümüz, kendi özgürlüğünü toplumun özgürlüğünün önüne koymayan Kürt Halk Önderi’nin fiziki özgürlüğü içindir. Sayın Öcalan’ın özgürlüğü, demokratik bir toplumun, siyasal çözümün ve barış içinde yaşamın anahtarı olacaktır.”

‘Barış mücadelesi zorunluluktur’

Burada konuşan TJA aktivisti Sabahat Tuncel, kadınların barış, özgürlük ve demokrasi için yıllardır emek verdiğini, bedel ödediğini vurguladı. Sabahat Tuncel, “Savaş, ölüm, zulüm demek coğrafyamızın talan edilmesi demek. Savaş ortamı, yaşam alanının olmadığı bir ortamdır. Kadın için bu ortam iki katlı bir zahmete dönüşüyor. Kadınlar sadece evlatlarını yitirmiyorlar bu savaşta aynı zamanda yaşam alanlarını terk etmek zorunda kalıyorlar, coğrafyası yerle bir oluyor. O yüzden barış mücadelesi bizim için tercih değil, zorunluluktur. Kültürümüzü ve dilimizi barış ortamında inşa edebiliriz. İktidarlar bizim bu talebimizi hep yok saydılar. Yüz yıldır bu ülkede Kürtler barış diye haykırıyor şimdiye kadar ne yazık ki anlamlı bir cevap verilmedi” şeklinde konuştu.

‘Sayın Öcalan’ı dinlemeden barış olmaz’

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Ekim 2024’te yaptığı açıklamayı hatırlatan Sabahat Tuncel, konuşmasına şöyle devam etti: “Bundan bir yıl önce Sayın Öcalan’a ‘gelsin siyaset yapsın’ çağrısı önemli ve anlamlıydı. Biz yüz yıllık inkarın son bulmasını diliyoruz. Bu Sayın Öcalan’ın parlamentoda siyaset yapması ve sorunun parlamentoda çözülmesi anlamına geliyor. Bu çok kıymetliydi. Sayın Öcalan buna cevap verdi. 27 Şubat’ta ‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’ yaptı. Barış bölümü devletle ilgili, Demokratik toplum bizimle ilgili bir bölüm. Yani nasıl yaşamak istiyorsak, öyle bir geleceği inşa edeceğiz. Ama bunun için devletin inkar siyasetinden vazgeçmesi gerekir. PKK çağrıya olumlu cevap verdi. Silahları yakmış bir örgütün demokratik siyasete katılmamasında ki engel, devletin politikasında ısrar etmesidir. Komisyonun iki sorumluluğu vardı. Tarafları dinleyerek birinci sorumluluğunu yerine getirdi ama Sayın Öcalan’ı dinlemediler. Sayın Öcalan’ı dinlemeden barış olmaz. Bunu akli selim olan herkes söylüyor. Devlet Bahçeli ne diyordu? ‘Kuş tek kanatlı uçmaz.’ Barış kuşunun uçmasını istiyorsak, o zaman Sayın Öcalan’ı dinlemek gerekir. Temel aktörlerinden biridir. Sayın Öcalan merkezinde olmasaydı böyle bir süreci tartışmıyor olacaktı. 20 yıldır ağır izolasyon altında olmasına rağmen, Sayın Öcalan’ın rolünü olduğundan küçük göstermeye çalışan zihniyet, anlaşılır gibi değil. Bu sürece barışa yönelik bir direnç var. Bu direnç Kürtlerden yana değil, devletten yanadır.”

‘Kendi özgürlüğümüzü sayın Öcalan’ın özgürlüğünde görüyoruz’

Sabahat Tuncel, “Biz Kürtler barıştan yana olduğumuzu hep ifade ettik. Numan Kurtulmuş, ‘Türklerin gururuyla, Kürtlerin onuru kırılmayacak’ demişti. Gelinen noktada şimdiye kadar Türklerin gururu için Kürtlerin onurunu kırmaya devam ediyorlar. Bunu kabul etmek mümkün mü? Annemiz Meclis’te Kürtçe konuşamadı, dile dönük baskılar devam ediyor. Onurlu barış olacaksa, Kürt kadının, gencinin sesini duyacaksınız. Biz umutla özgürlüğe yürüyen kadınlar olarak, bu gerçekleri bir kez daha hatırlatmak, barış kapısını kapatmamak, yeni yolu yürüyebilmek için devlete sorumluluklarını hatırlatıyoruz. Devletin yapması gereken şeylerden biri tarafların özgür koşullarını yaratmasıdır. Devlet özgür koşulda çalışmasını yapıyor ama Kürt tarafı aynı durumda değil. Bir yıl oldu ama İmralı’da hala tecrit politikaları devam ediyor, bu tecrit barışı da tecrit ediyor. O yüzden Ankara’ya yürüyoruz. Ankara’da, ‘Sayın Öcalan’ın özgürlüğü halkın özgürlüğüdür’ diyeceğiz. Sayın Öcalan yaptığı bir görüşmede şöyle ifade etti: ‘Benim özgürlüğüm halkın özgürlüğündedir. Tek başına benim özgürlüğümü gündem yapmıyorum.’ Sayın Öcalan kendi özgürlüğünü Kürt halkının özgürlüğünde görüyor. Biz Kürtler, Kürt kadınları olarak da kendi özgürlüğümüzü Sayın Öcalan’ın özgürlüğünde görüyoruz. Bu bir şart değil, gerekliliktir. Özgür olmadan gerçek anlamda barış mümkün değil. Biz bu barışın gerçek olmasını istiyoruz” şeklinde konuştu.

‘Barış köprüsü kuruyoruz’

Sabahat Tuncel, “Biz daha savaşların konuşmasını istemiyoruz. Bir anne mecliste, ‘Biz çocuklarımızı değil, silahları gömmek istiyoruz’ dedi. Yaşam için Ankara’ya yürüyoruz. İktidara sesleniyoruz: Daha siz Amed’den çıkışımıza izin vermediniz, daha yolumuz uzun. Ama bilin ki biz kararlıyız. Bu halk 50 yıldır özgürlük yolunu yürüdü, yürümeye devam edecek. Çok büyük emek, bedel verdi ama asla vazgeçmedi. Biz bu halkın evlatlarıyız. Onurlu barış istiyoruz. Bunun çaba ve emekle gerçekleşeceğini biliyoruz. O yüzden Amed’den Ankara’ya yürüyoruz. Kadınların taleplerini buradan alıp, Ankara’ya götürüyoruz. Amed’den Ankara’ya barış köprüsü kuruyoruz. Özgürlük yürüyüşümüz uzun süredir devam ediyor, devam edecek” ifadelerini kullandı.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Diyarbakır Haberleri