Mümin Ağcakaya
Dünyada uzun geçmişten beri insanların çoğunun yaşadığı açlık sorunu bir türlü çözüm bulunamıyor. Dünyanı kaynakları bütün insanların beslenme sorunun çözmeye yeterli olduğu halde insanlar neden açlık, yoksulluk sorunu yaşıyor. Bu sıkıntıların yaşanmasının temel nedeni insanın hep daha fazlasına sahip olma hırsı, bencilliği dünyada bazı kesimler sınırsız servete ve olanaklara sahip olurken büyük çoğunluğun açlık ve yoksulluk içinde yaşamasına neden oluyor.
Dünyada üretilen gıdanın üçte biri çöpe giderken, dünya nüfusunun büyük çoğunluğu açlık sorunu yaşıyor. Bir avuç insan sınırsız sermaye ve olanaklara sahipken insanlar yaşaması için temel ihtiyaç maddelerine ulaşamıyor. Bu adaletsizlik ahlaki bir çöküşün yaşanmasına neden oluyor.
Yoksulluk çekme sadece gıdaya ulaşmada değil; sağlıktan eğitime, sosyal hizmet alımına kadar yaşamın tüm alanlarına yansıyan bir adaletsizlik de eşlik ediyor. Açgözlülük sadece fiziki doygunluk değil ruhu doymayan kişidir. Ne kadar servete sahip olunursa olunsun eksikliği giderilemiyor ve o boşluğu doldurulamıyor.
Bu durum; sadece kişisel servete sahip olanlarda değil, gelişmiş denilen ülkelerde de görülmektedir. O ülkelerin ortaya çıkan israfları bile ne kadarolağan üstü boyutlarda olduğu hakkında yazılanlar insanları hayretlere düşürmektedir. Dünyada yoksulluk çeken kesimlerinin görmemezlikten gelinmesi de vicdanları kanatmaktadır.
Dünyada ve çevremizde yaşanan açlık ve yoksulluk toprağın beslenmeye yetersizliğinden değil, insanın açgözlülüğünden kaynaklanmaktadır. Aç gözlülerin doymazlığı, başkalarının açlığına sebep olmaktadır. Yani dünyadaki açlık sorunu kaynakların yetersizliğinden değil, açgözlüler tarafından aç bırakılmasından kaynaklanmaktadır. Temel sorun kaynak ve gıda yetersizliğinden değil adalet ve vicdan kıtlığındandır. İnsanoğlunun köreltemediği hep benim olsun bencillik hırsıdır. Kaynaklar herkese yeterli ama açgözlülerin iştahını bastırmaya yetmeyen, gözünün toprakla bile doymayan hırsıdır.