Amedspor Teknik Direktörü Sinan Kaloğlu, geçtiğimiz günlerde Boluspor maçı öncesi yaptığı ilk kapsamlı basın toplantısında sinevizyon destekli bir sunumla karşımıza çıktı. Dört maçlık süreçte yapılanları ekranlar üzerinden aktarmayı tercih ederek hem kamuoyunu hem de biz basın mensuplarını bilgilendirmek istedi. Ancak açık konuşmak gerekirse, bu tür teknik sunumların açıklayıcılığı oldukça sınırlı. Toplantıda da belirttiğim gibi; futbolu konuşmanın en sağlıklı yolu, karşılıklı soru–cevapla fikir alışverişidir. Tek taraflı bir slayt anlatımının bugün ortaya çıkan tablo karşısında ne kadar yetersiz kaldığını hepimiz gördük.
Bir kez daha altını çizmek gerekir.
Futbolda sistem oyuncuya göre kurulur; oyuncu sisteme zorla uydurulmaz.
“Bu Sistemin Mevcut Kadroyla Şimdilik Yürümesi Çok Zor Gözüküyor ”
Kadro derinliği sınırlıyken, yaş ortalaması yüksekken ve savunmanın bel kemiği Uğur Adem Gezer takımdan ayrılmışken 3’lü savunmada ısrar etmek başlı başına riskliydi. Üstelik buna Alberk Koç’un yokluğu, ardından son antrenmanda sakatlanan Hasan Ali Kaldırım’ın da takımdan uzak kalması eklenince sistem tamamen orturamamasının belki de en büyük etken olduğu ortaya çıkmış durumda
Bu konuyla ilgili özellikle son günlerde takımda 3 önemli sporcunun ayrılması ardından sol bek oyuncusu Hasan Ali Kaldırım sakatlıklı eklenince stopersiz 3’lü savunmanı çok zor olacağını ortada bir gerçek.
Boluspor karşısında yaşananlar, bu gerçeğin en iyi ve net ispatı ise 4-1’lik alınan ağır yenilgiyle ortaya net bir şekilde yansıdı. Sadece bir skor değildi; doğru yönetilmeyen bir sistem denemesinin sonucuyla birlikte sistemin ısrarla devam edilip yada edilmeyecek mi? Merak konusu
3-5-2 sistem bir takımda genel anlamda uyum İster, Atletizm İster. Kondisyon ister. Ama Amedspor’da şimdilik bunlar yok diyebilecek kadar az 3-5-2 sisteminde; yüksek atletizm, doğru pozisyon alma, sürekli iletişim, savunma uyumu
gerektirir.
Amedspor’da ise bu uyum henüz oluşmadı. Sahada bunun örneklerini fazlasıyla gördük.
Koyaute’nin sol stoper, Celal’in sağ stoper, Murat’ın sol bek, Felix’in sağ bek olarak zorlanması kâğıt üzerinde mümkün olsa da pratikte her maçta kaçak veren bir yapı oluşturuyor. Sistem kâğıt üzerinde güzel görünse de sahada uygulama tamamen başka bir gerçeklik.
Orta Sahadaki Kırılma Noktası: Oktay’ın Gidişi ve Aytaç Tercihi
Takımın orta sahadaki dinamizmini sağlayan isimlerin başında Oktay Aydın geliyordu. Çok koşan, alan kapatan, ikinci topları toplayan bir oyuncuydu. Oktay’ın gidişiyle birlikte orta sahadaki direncin azaldığını gördük
Bu kaybın üzerine, tempolu futbol gerektiren 3-5-2 sistemine
fiziksel olarak ağır kalan Aytaç Kara ile başlamak
doğru bir tercih miydi? Bilemiyorum
Açıkçası tartışılır.
Aytaç’ın tecrübesi elbette değerli. Ancak hâlâ tam ritmini bulamamış
Net bir gerçek var:
3-5-2, orta sahada dinamik oyuncular olmadan ayakta duramaz.
Amedspor şu an o dinamizmi sergileyemiyor.
Geçmişte 3-5-2’nin Tarihi ve Yanıltıcı Romantizmi
Sistemin mucidi Arjantinli teknik adam Carlos Bilardo, 1986 Dünya Kupası’nda 3-5-2’yi Maradona’ya alan açmak için uygulamıştı. Yani sistem, dönemin en özel oyuncularından birinin etrafında şekillendirilmişti.
Bir kez daha hatırlatalım:
Sistem oyuncuya göre kurulmuştu; oyuncular sisteme uydurulmamıştı.
Bugün Amedspor’un mevcut kadrosu ise 3-5-2’nin gerektirdiği atletizme, geniş alan savunmasına ve tempoya sahip görünmüyor. Dolayısıyla sahaya sağlıklı yansımaması şaşırtıcı değil.
Kâğıt Üzerinde Güzel, Sahada Uygulamada Eksik
Amedspor’un 3-5-2’de ısrar etmesi;
üretkenliği düşürüyor,
savunmada boşluklar yaratıyor,
oyuncuların pozisyon dengesini bozuyor.
Sporun içinden gelen birçok meslektaşım da aynı noktaya dikkat çekiyor. Boluspor maçı, tüm bu uyarıların sahadaki karşılığı oldu.
Unutmayalım:
Futbol, sadece dizilişlerle kazanılmaz.
Önemli olan, elinizdeki oyuncu grubuna uygun sistemi bulmak ve bunu sahaya doğru şekilde yansıtmaktır.
Bugün itibarıyla 3-5-2’nin Amedspor’da karşılık bulmadığı çok net.
Asıl Soru: Doğru Sisteme Ne Zaman Dönülecek?
Teknik Direktör Sinan Kaloğlu, bu gerçekliği ne kadar görecek?
Ve daha da önemlisi…
Doğru sisteme ne kadar hızlı dönecek?
Cevabı önümüzdeki haftalarda hep birlikte göreceğiz.