Askıda sevgi!

NACİ SAPAN
Naci SAPAN
Cumartesi günü akşam saatlerinde yaşamımı sürdürdüğüm evin balkonundayım. Sezai Karakoç Kültür Merkezinin bahçesine nazır bir balkon. Gündüz 42 dereceyi geride bırakmanın hazındayım, hafif esen sıcakla karışık rüzgârın mutluluğu da var.
Parmaklarım telefonun notlar bölümüne kayıyor, bir şeyler yazıp sosyal medyaya katkı sunayım istiyorum. Toplumsal düşünüyorum, sevgiyi, sevmeyi, dostluğu, arkadaşlığı…
Şöyle dökülüyor yazı;
Sevmek iyidir; İnsanı, doğayı, yeşili, ormanı, kadını, hayvanı, çocuğu, genci, yaşlıyı..
Denizi, suyu. Hukuku, adaleti. Yürekte olmalı sevgi.
Hep kalıcı, ama hep kalıcı.
Toplumsal Varlık nedeni olmalı sevgi.
Bireyin yaşam sürecine, toplumun sonsuz geleceğine denk gelmeli sevgi.
Yeşeren tohum misali, hep var olmalı sevgi.
Kavgadan uzak, zamansız ölümden, ölümlerden uzak olmalı, insana, insanlığa yakışmalı sevgi.
Kötülüğe inat, hep var olmalı sevgi.
Ve de yaşam felsefesi gibi bir şey olmalı sevgi…
Askıda olmalı sevgi, isteyen, hak eden almalı, minnetsiz.
*
Yazı bitiyor, başlık alışkanlığı var ya gazetecilikten kaynaklı.
Evet. Başlık hazır aslında, ‘ASKIDA SEVGİ’.
‘Hak eden alsın, üstelik minnetsiz’ demişim.
Öyle yaptım, yayınladım.
Okuyan dostlar aradı, tutmuş.
Sevgiye dair susuzluğa birkaç damla damlatmışım.
O zaman, gazete sütunlarına da yansıtayım, daha fazla okunsun, üzerinde konuşalım istedim.
Şairlikle ilgim, alakam yok, ama ona yakın dizeler çıkmış anlık.
Sevginin askıdaki halini kafamda özgürlük gibi yorumluyorum.
Aklında, kalbinde, yüreğinde sevgisizlik mahkûmiyeti olanların zaten ihtiyacı değil sevgi.
Askılı yâda askısız, zaten almaz.
Alsa da, korumak ve yaymak, yaygınlaştırmak için değil, ‘murdar’ etmek içindir.
Üzerinde tepinmek içindir.
Toplumsal halimizin sevgisizliğe evirildiği bir süreci yaşamak zorunda olmadığımızı fırsatlarımız varken, sevginin, dostluğun, arkadaşlığın tohumlarını yeşertme çabamızı anlamlı hale getirmeliyiz.
*
Sonra diplomasızlar takılıyor aklıma.
Ülkede diplomasız olmak galiba daha itibarlı bir durum olmalı ki, çok sayıda birey el uzatmış. Öyle olmasa normal bir yurttaş ne diye hakkı olmayana el uzatsın. Aslında alışkanlık oldu ülke de hakkı olmayana el uzatmak, başkasının hakkını gasp etmek.
Gerçek diploması olanlara da ‘Şüpheli’ bakıyoruz.
Mademki at izi it izine karıştı, izler kayboldu, itibarlı, itibarsız, diplomalı, diplomasız, liyakatli, liyakatsiz hiç fark etmiyor, daldık gidiyoruz, hız kesmeyelim.
‘Battı balık yan gider’
O zaman; Bu kadar sahte diplomalı varken, bence, Cumhurbaşkanını da diplomasızlar arasında seçelim.
Olmaz mı?
Sevgi askıda kalsın, bunlar el uzatmasın!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.