ASLINDA NE OLUYOR (3)

Süleyman ÇİFTÇİOĞLU

 

İlk iki yazımızda İŞİD ‘in ortaya çıkış nedeni ve hedeflenen şeyleri açıklamaya çalıştık. Biraz da olayın Türkiye ve Kürtler ile ilişkisine değindik. Bugün yine bu konuları açmakla beraber daha çok bu örgüte karşı nasıl mücadele edilmesi gerektiği üzerinde durmak istiyorum.

          Ortadoğu’nun başına açtığı bu belayı defetme iddiasıyla ortaya atılan Amerikan derin devleti, maalesef bu karmaşayı bırakın son vermeyi, korkarım işleri daha da içinden çıkılmaz bir hale getirip halkların arasına kıyamete kadar sürecek bir kin ve nefret tohumu atmayı hedeflemektedir!

 Yaptıkları planın içinde Esed ’in görevden uzaklaştırılması diye bir madde olmaması ve operasyonun yıllarca sürebileceğini söylemeleri bu iddiamızı güçlendirmektedir. Eğer İŞİD ’i ortadan kaldırmak istiyorsanız öncelikle O’ nu ortaya çıkaran sebepleri yok etmelisiniz. Bu sebeplerin ilki Esed rejimi ikincisi ise Irak’ta uygulanan Şii merkezli mezhepçi politikalar değil mi? Oysa koalisyon güçlerinin bu iki noktayla ilgili en ufak bir girişimleri yok. Tek düşünceleri havadan bombalamak ve karadan da Kürtleri ve Türkleri kullanarak, bölgede yıllarca sürecek bir istikrarsızlık meydana getirmek. Başbakan Davudoğlu ‘nun ancak sonuç alınabilecek, bölgeye huzur getirebilecek bir koalisyonun içinde yer alırız, açıklaması da Türkiye’nin bu hain projenin farkında olduğunu gösteriyor. Musul konsolosluğumuzdaki rehinelerin serbest bırakılması Türkiye’nin elini rahatlattı. Ama geçen yazımızda da belirttiğimiz gibi bu daha aktif bir şekilde sürece dahil olmasını sağlamakla beraber yine de kara operasyonuna dahil olacağı anlamına gelmiyor. Türkiye lojistik istihbarat ve siyasi destekle yetinecektir. Nihai çözüm konusunda ise gerekli adımları atmaya çalışacaktır. Bu adımların ilk ayağı Esed ‘in yönetimden uzaklaştırılmasına çalışmak, ikincisi ise Irak ‘ta ki mevcut hükümetin ülkedeki tüm etnik ve mezhebi oluşumları yönetime dahil etmesi yolunda gerekli adımları atması için teşvik etmektir. Eğer İŞİD ’e destek veren Sünni Arap aşiretlerinin yönetime aktif bir şekilde katılımı sağlanırsa İŞİD yalnızlaştırılabilir ve sorunun çözümünde önemli aşamalar kaydedilebilir.

 Bunun olabilmesi için tek gerekli şey karşılıklı iyi niyet ve güvenin tesis edilmesidir. Peki Kürtler nasıl bir konum almalı dersek, birinci planda ABD’nin emellerine uygun hareket etmeyi reddetmeleri gerekir. Suriye’ de baştan beri muhalefet güçleriyle hareket etmeyerek Esed’in işini kolaylaştıran yaklaşımlardan uzaklaşıp Suriye muhalefetiyle diyalog kanalları açmalı ve siyasetini bu yönde sürdürmelidir. Ayrıca yüzbinlerce Suriyeli Kürt mültecinin Türkiye sınırlarına dayandığı bu günlerde çözüm süreci ile ilgili yapılan açıklamalar her kesimi şaşırtmaktadır. Sürece daha fazla destek vermemiz gereken bu zor zamanlarda böylesi açıklamaların kimseye bir faydası olamayacağı açıktır. Suriye’deki Kürt bölgesinin petrolü toprağa akıp heba olurken ; Türkiye İŞİD terörü yüzünden daha şimdiden 10 milyar dolar zarara uğramışken ve Irak bölgesel Kürt yönetimi petrol ve doğalgazını ihraç edemez hale gelmişken bu kayıpların üzerine bir de çözüm sürecini baltalayan açıklamalar yapmak samimiyetten uzak bir öngörüsüzlükten başka bir şey değildir!

Özetle ;  İŞİD Amerikan derin devleti’ nin  projelendirip hayata geçirdiği bir fitne hareketidir. Ve Ortadoğu halklarının etnik ve mezhepsel sürtüşmeleri devam ettiği sürece bu fitne versiyonlarının ardı arkası kesilmeyecektir!...

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.