AZADÎ hareketi’nden barış konferansına destek!

AZADÎ Hareketi Siyasi İşler Sorumlusu Sıdkı Zilan, Kürt partileri arasındaki ittifak arayışlarına, SP Lideri Karamollaoğlu’nun “Diyarbakır’da barış konferansı ” önerisine, seçimlere yönelik ittifaklara ve ülke gündemine dair açıklamalarda bulundu.

HÜDAPAR ve HDP ile görüşeceğiz

HDP Şanlıurfa Milletvekili Osman Baydemir’in “Kürt partilerin kendi aralarında ittifak etmesi lazım” çıkışını değerlendiren Zilan, “Biz (AZADÎ, HAKPAR, KDP-T, KDP-B, PSK ve PAK) iki aydan fazladır seçim ittifakına dair görüşmeler yapmaktayız. Bu ayın sonuna kadar da kamuoyuna bir açıklama yapmayı umuyoruz. Biz kendi aramızda bir mutabakata vardıktan sonra, HÜDAPAR ve HDP ile ilan ettiğimiz deklarasyon çerçevesinde görüşeceğiz. Önceliğimiz yerel seçimler, bunu başarabilirsek, gerisi gelir diye düşünüyorum” diye konuştu.  

Diyarbekir Barış Konferansına varız

Saadet Partisi Lideri Temel Karamollaoğlu’nun hükümete yönelik olarak yaptığı “Diyarbakır’da barış kongresi” önerisine ilişkin olarak ise Zilan, şunları söyledi: “Bu öneri Saadet Partisi Antalya İl Başkan Yardımcısı Av. Ali Aktaş beyin önerisidir. Temel beyin bunu sahiplenmesi önemlidir. Bu fikir Şeyh Said Efendi ve Said-i Kürdî’ye dayanır. Şeyh Said’in düşüncesi 21 Mart 1925 Newroz’unda Diyarbekir’de bir kongre toplayıp, Kürdistan halkının talepleri ile İslamî Hilafet meselesini karara bağlamak istiyordu. Ancak Kemalist rejim ile İngiltere bunu engellemek için Piran’da provokasyona başvurup, maalesef başarılı oldular. Keza Said-i Kürdî’nin de Birleşik İslam(i) Cumhuriyetler projesi de var ki Kürdistan için tüzel kişilik talep etmektedir. Bu çerçevede biz Diyarbekir Barış Konferansına varız.”

AZADÎ Hareketi (Kürdistan İslami Hareketi) Siyasi İşler Sorumlusu Sıdkı Zilan ile Kürt partileri arasındaki ittifak arayışlarını, SP Lideri Karamollaoğlu’nun “Diyarbakır’da barış konferansı / kongresi” önerisini, 2019 seçimlerine yönelik ittifakları, Suriye iç savasında gelinen aşamada bölgesel ve uluslar arası güçler arasındaki gerginlikleri ve ülke gündeminde yer edinen pek çok konuyu konuştuk.

HDP Şanlıurfa Milletvekili Osman Baydemir’in “Kürt partilerin kendi aralarında ittifak etmesi lazım” çıkışını nasıl değerlendiriyorsunuz? Ayrıca ittifak çıkışının HDP’den gelmiş olmasının anlamı nedir? Uluslararası planda Kürtlerin hep yarı yolda bırakılmasında Kürtler arasında ulusal bir birlik sağlanamamış olmasının etkisi nedir?

Osman Bey değerli bir siyasetçi ve Kürdistan’da karşılığı olan biri; ancak HDP’nin Eş Genel Başkanlarının tanınırlıkları az ve Kürdistan Kamuoyunda fazla desteğe sahip olmadığını ifade eden gözlemciler var ve ben de benzer kanaati taşıyorum. Milli ittifak(sızlık) Kürd(istan) halkının kadim bir sorunu ve ilk defa Osman bey veya HDP tarafından da dile getirilmiyor.

Kaldı ki HDP Sayın Demirtaş öncülüğünde ve dindar Kürtler sayesinde ilkin Cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 9, sonrasında 7 Haziran genel seçimlerinde yüzde 13 oy aldı. HDP’nin asıl oyu yüzde 5-6 civarındadır. Programı itibariyle HDP bir Kürd(istan) partisi değil, ancak Kürtlerin kahir ekseriyetle seçmen tabanı olarak Kürtler tarafından desteklenen bir parti.

Kürt partiler arasında ittifak hangi zeminde nasıl sağlanır?

Mevcut kanuni partilerimiz HDP, HÜDAPAR, DBP, HAKPAR, PSK, ÖSP, KDP-T ve PAK’tır. Bir de KDP-B ve AZADÎ hareketi fiili birer hareket olarak siyasi arenada faaliyet göstermektedirler.

Biz (AZADÎ, HAKPAR, KDP-T, KDP-B, PSK ve PAK) iki aydan fazladır seçim ittifakına dair görüşmeler yapmaktayız. Bu ayın sonuna kadar da kamuoyuna bir açıklama yapmayı umuyoruz. Biz kendi aramızda bir mutabakata vardıktan sonra, HÜDAPAR ve HDP ile ilan ettiğimiz deklarasyon çerçevesinde görüşeceğiz. Önceliğimiz yerel seçimler, bunu başarabilirsek, gerisi gelir diye düşünüyorum.  

2019 seçimleri için gündeme getirilen ittifak arayışlarına partinizin bakışı nedir?

Biz (Kürdistan İslami Hareketi AZADÎ olarak) mümkün olan en geniş yelpazeyi yakalamak isteriz; bize göre birlik değil, MİLLİ İTTİFAK önemlidir; bu AKP+MHP’nin şer ittifakı değil, hak, adalet için, maruf olan (ortak iyi) için Kürdistan Milli İttifakı+Türkiye’deki adil çevrelerle ittifakı savunuyoruz.

AK Parti ve MHP arasında kurulan ‘Cumhur İttifakı’yla Evet cephesi şimdiden seçim hazırlıklarına başladı ancak Hayır cephesinde bir ittifaktan bahsedilmiyor, - en azından seçimlerin ilk turu için- sizin Hayır cephesinin ittifak etmesi hususundaki görüşleriniz nelerdir? Hayır cephesi hangi ortak paydada bir araya gelirse ve nasıl bir aday profili üzerinde mutabakat sağlanırsa yüzde 51’i bulabilir?

Bizim rejim partileriyle kalıcı bir ittifakımızın olabilmesi için Kemalizm ile aralarına bir mesafe koymaları lazım. Hiçbiri Kürd(istan) meselesini ana başlık olarak programına almış değil, en ileri olanlar da ancak Kürt sorunu tabiri kullanır ki zımnen Kürdü sorun olarak gördüğünü söyler.

Türkiye’de tek muhalefet odağı, merkezi Kürdistani parti ve oluşumlardır. Türkiye’nin dönüşümü de bu Kürd(istan) meselesinin çözümüne bağlıdır.

Tüm rejim partileri Efrin işgalini destekledi, haliyle adil bir şahitlik ve çözümü onlardan beklemek beyhudedir.

OHAL seçimlere kadar sürer mi, OHAL altında yapılacak bir seçim çalışmasının olası handikaplarına ilişkin neler söylemek istersiniz?

OHAL veya bu mevcut hal meşru ve hukuki değildir. Zaten Kemalist rejimin kendisi, anayasası da ilahi/tabii hukuka göre meşru değildir. Çünkü zorba ve inkârcı dönem ve şartların ürünüdürler. Rejim partileri sistem ( başkanlık mı, meclis mi) tartışması yapmaktadırlar. Olması gereken ise rejim değişikliği ve inkârcı, Kürde ve İslam’a husumet besleyen Kemalist rejimin kökten tasfiyesi ve adil, hukuka dayalı, ideolojiden bağışık bir anayasa ve rejimdir.

AK Parti MHP ittifakının muhafazakâr Kürt seçmen üzerindeki etkisini siz nasıl değerlendiriyorsunuz. “Cumhur İttifakı” muhafazakâr Kürt seçmenin tercihini ne oranda etkiler?

Bu bir şer ittifakıdır. Çünkü iyilik üzere oluşmamış, işgal ve tasfiye amaçlı kötü bir amaç taşımaktadır. 15 Temmuz üzerinden meşruiyet arayışında olsa da OHAL’in makul süreyi açması, Efrin’in işgali, kamudaki haksız tasfiyeler, masum insanların ve siyasilerin tutuklanması gerçek niyetlerini ortaya koymaktadır.

Saadet Partisi Lideri Temel Karamollaoğlu’nun hükümete yönelik olarak yaptığı “Diyarbakır’da barış kongresi” önerisini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu öneri Saadet Partisi Antalya İl Başkan Yardımcısı Av. Ali Aktaş beyin önerisidir. Temel Bey’in bunu sahiplenmesi önemlidir. Bu fikir Şeyh Said Efendi ve Said-i Kürdî’ye dayanır.

Şeyh Said’in düşüncesi 21 Mart 1925 Newroz’unda Diyarbekir’de bir kongre toplayıp, Kürdistan halkının talepleri ile İslamî Hilafet meselesini karara bağlamak istiyordu.

Ancak Kemalist rejim ile İngiltere bunu engellemek için Piran’da provokasyona başvurup, maalesef başarılı oldular.

Keza Said-i Kürdî’nin de Birleşik İslam(i) Cumhuriyetler projesi de var ki Kürdistan için tüzel kişilik talep etmektedir. Bu çerçevede biz Diyarbekir Barış Konferansına varız.

 Sizce Kürt sorunu hangi zeminde nasıl çözülür?

Kürd(istan) meselesi iki yoldan çözülür; ya savaşarak bağımsızlık, ya da uzlaşarak barış yolu ile. Bizim tercihimiz barışçıl siyasi bir çözümdür.

Suriye meselesinin geldiği noktadaki güç ilişkilerini, uluslar arası ve bölgesel güçler arasındaki açı farklılıklarını ya da somut olarak Suriye, İran, Rusya, Türkiye, ABD ve Fransa arasında gelinen aşamada nasıl bir yeniden saflaşma yaşanabilir? ABD’nin Suriye’den çekileceğine yönelik Trump’un söyleminin anlamı nedir, Fransa’nın Suriye’ye müdahil olma yönündeki girişimlerinin ABD ile Fransa arasında bir görev paylaşımı olduğu konusundaki yorumlara katılır mısınız?

Suriye’de başlangıçta ABD, Türkiye ve Suudi, Katar vs aynı safta yer aldı. Şu anda da fazla değişen bir şey yok, lakin sahada anlaşamıyorlar; sahadakiler de anlaşamıyor.

Sahadakilere ilişkin dil ve yaklaşım da değişik; Türkiye’nin mücahit dediği ÖSO’ya Kürtler, İran ve Rusya terörist diyor. Türkiye’nin milli beka sorunu saydığı Rojava (Kürdistan) Koridorunun başat aktörü YPG’yi Rusya, İran, Esad ve ABD terörist görmüyor. Tek günah keçisi İŞİD’tir ki söylem ve eylemiyle vahşi bir Baas artığıdır yani Saddam’ın varisleridir; herkes onların terörist olduğunda hemfikir ama hepsi de onunla bir veya iki gece yatmıştır.

Sonuç olarak Türkiye’nin temel siyaseti Kürd(istan) koridorunu engellemeye matuftur. Türkiye açısından Efrin’i ve diğer gelişmeleri bu açıdan okumakta fayda var. 

15 Temmuz ile beraber eksen kaymasına rağmen,  temel siyasette bir değişiklik olmadı. İran, Rusya ve ABD arasında gidip -gelen Türkiye’nin derdi budur.

10- Suriye’nin geleceğinde siz nasıl bir tablo öngörüyorsunuz?

Suriye 3 nüfuz bölgesine (Fırat’ın doğusunda ABD-YPG, Efrin ve çevresinde Türkiye, Şam-Lazkiye çevresi de Rusya’nın olmak üzere) bölünmüş gibi. Bir de İsrail ve Ürdün sınırında El Kaide unsurları hakim ve bu ülkelerden destek alıyorlar. Param parça bir Suriye var. 

Hüda-PAR’ın 2019 seçimlerindeki tutumu ne olur? AK Parti ve MHP ittifakına destek verirse tabanından eleştiri alır mı?

Eğer erken genel seçim yani Meclis, Belediye, CB beraber olmazsa Hüda Par’ın Belediyelerde müstakil seçime gireceğini düşünüyorum. Tüm partilerin tutumu yerel seçimlerden netlik kazanır, buna AKP de dahildir.

Eğer erken, birleşik seçim kararı alınırsa farklı seçenekler devreye girer. Şu anda AKP, MHP dahil, hiçbir ittifak net değil. 

Türkiye’deki Kürt partiler 2019’da ortak hareket edebilecek mi?

Kürt muhalefeti olarak tanımladığım (İslamcı Hüda Par ile solcu HDP-DBP dışındaki) blokun (Hak Par, PAK, PSK, KDP-B, KDP-T ve AZADÎ) ittifak görüşmeleri devam ediyor. Bu ayın sonuna kadar kamuoyuna bir açıklama yapmaları olasıdır.

Newroz’a katılan HAK PAR il Başkanı genel merkez tarafından uyarılınca istifa etmişti. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Hak Par’ın iç sorunu ama gerekçe Newroz değil, HDP ile ilişkiler olsa gerek.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Diyarbakır Haberleri