BAHAR UMUTLARI DA ÇİÇEKLENDİRİR-1

Mümin Ağcakaya

 

 

Hayat umut demektir. Gelecek umutla vardır. Yaşamı bir ağaca benzetecek olursak umut da ağacın kökleri gibidir. Ağacın dallarının yaprak vermesi, çiçeklenip meyveye durması, beslenmesi; minerallerin topraktan alınmasını sağlayan bu köklerdir.

 Kökler nasıl ağaç veya bitkiler için hayata tutunmanın vazgeçilmezi ise; Umut da insan için aynı derecede vazgeçilmezdir. Umutsuzluğa düşen insan için gelecek; karanlığa mahkûm olmaktır. Yaşamı devam ettiren nedenler kendi içinde uyumlu bir bütünlük oluşturmaktadır Yaşamdan umudu kesilenin, yaşama gerekçesi kalmayanın çaresini doktorlar bile bulamaz. Karanlıklar içerisinde yitip gitmek kaçınılmaz olur. İradi bir varlık olan insan bu ruh haline yenik düşmemelidir. Ne kadar sıkıntılı olunsa da, umut yitirilmemeli, can çıkmadan umut solmamalıdır.

Her bahar hayatımızda yeni bir sayfa açar. Bahar kar altında kalan hayatların yeniden can bulmasıdır. Kar altında sabırsızlanan kardelen üzerindeki esaret örtüsünü yırtarak boynunu gün yüzüne ilk uzatan olur. Sırayı kimseye vermez. İsmini de bu yüzden almıştır. Boynunu gün yüzüne uzatarak baharın müjdesini ilk o verir.

Ağır geçen kıştan sonra bahar, ruhumuzu daraltan kışın kasvetli havasından bizi kurtarır. Toprakta uç veren çiçekler ruhumuzda da açmaya başlar. Kışın kasvetli ve soğuk havası, sadece eller ve ayaklarımızı değil ruhumuzu da üşüttü. Üşümekten bedenlerimiz yoruldu. Kardan kapanan yolların açılması gibi, doğanın gizemli yolları da kapıların ardına kadar açılmasını bekliyor.

            Karı, fırtınayı, tipiyi, soğuğu, gamı kasveti geride bırakacak değişim başlıyor; bahar uç gösteriyor. Güneş bulutları yararak kendini hissettiriyor. Cemreler birbiri ardına havaya, suya, toprağa… Sırası gelen düşüyor.

Sonunda bir bahar daha geliyor. Kışın soğuk tek renkliliği yerini, her türden çiçeklerin, renklerin yer aldığı sıcak bir havaya bırakıyor. Ömrümüze katılan ve ömrümüzden alacak olan bahar; bize ne çektireceğini, ömrümüzden neleri alıp götüreceğini bilemesek de yine de bahar kışı geride bırakarak onun yerini alıyor. Çünkü kendisinin sırası gelmiştir. Kış bu zorunluluğa karşı yapacak bir şeyi olmadan gitmeye hazırlanıyor. Artık bahar geldi hoş geldi.

Baharla yeniden canlanan, kendini yenileyen doğa insanın ruhunun canlanmasına da ilham kaynağı olacaktır. İnsana; yaşama dört elle sarılmanın bütün zeminini yaratacaktır. İnsanoğlu buna kayıtsız kalabilir mi? İnsanoğlu bu yaşam ve renk armonisinden kendini mahrum etmeyecektir. Şairin dediği gibi; dışarda delikanlı bir bahar, seviyorum seni çıldırasıya diyerek veya bir başkasının; bahara en iyi aşk yakışır veya ben her bahar âşık olurum şarkı sözü gibi canlanan doğa insanın ruhunu da canlandırmaktadır. Yaşama olan aşkını tazelemektedir.  İnsan içinde bir köşelerde saklı kalan çocuk sevinçlerinin peşinden koşmaya başlar. Şairin dediği gibi;

 

‘’Yarına dair her şeyin güzel olacağını düşünürsün,

  Olmayacağını bile bile,

  Ama yitirmezsin içindeki umudu.

  Bazen sadece ummaktır hayat!   ‘’

 

         Bir taraftan baharın getirdiği tatlı yorgunluk, Orhan Veli’nin deyişiyle insanı âşık eden, âşık olana da şiir yazdıran cinsinden bir bahar, gelip insanın yanı başına kuruluverince; insanın içini umut dolduruyor, aşk dolduruyor, sevgi dolduruyor. Doğanın canlanması insanın ruhunu da kıpır kıpır ediyor. Durabilirsen gel de yerinde dur.

 

 

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.