Bakırhan: Kayyum garabeti bitmeli, seçilmiş irade görevine dönmelidir

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Diyarbakır’daki bir buçuk yıllık değerlendirme toplantısında kayyum uygulamaları, cezaevi politikaları, yerel yönetimlerin koşulları ve barış sürecine ilişkin önemli mesajlar verdi.

Şirvan Oktay GÖRER

TİGRİS HABER - DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin belediye eş başkanlarıyla bir araya geldiği bir buçuk yıllık değerlendirme toplantısında önemli açıklamalarda bulundu. ÇandAmed Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen toplantıda Bakırhan konuşmasının başında Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanları başta olmak üzere tüm yerel yöneticilere teşekkür ederken, cezaevlerindeki siyasi tutuklulara selam gönderdi.

Nuri Arslan ve Hoşgör Sarıyıldız’ın tahliyelerini hatırlatarak “Geçmiş olsun” dileklerini ileten Bakırhan, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in de 10 ay “haksız bir şekilde” cezaevinde tutulduğunu belirterek, “Diğer tüm haksızlıkların da giderilmesini talep ediyoruz” dedi.

“Selçuk Mızraklı’ya yönelik ret kararı intikamcı bir yaklaşımdır”

Selçuk Mızraklı’nın şartlı salıverme talebinin reddedilmesine tepki gösteren Bakırhan, kararın siyasi saiklerle alındığını ifade etti:

“Sebep olarak ‘örgütten kopmadığı’ ileri sürülüyor. Selçuk Mızraklı, hayatı boyunca meslek örgütü ve partimizin üyesi oldu. Bu bahanelerle infaz yakmak hukuksuzluktur, intikamcı bir yaklaşımdır.”

Cezaevi idare ve gözlem kurullarının tavrını “garabet” olarak tanımlayan Bakırhan, “Bu akıl tutulmasından vazgeçilmeli” diye konuştu.

“Siyasi tutsakların özgürlüğü Türkiye’nin demokratikleşmesinin ön şartıdır”

Bakırhan, Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş, Leyla Güven ve Ayşe Gökkan gibi seçilmiş siyasetçilerin cezaevinde olmasını Türkiye’nin demokratik gelişimi açısından büyük bir sorun olarak değerlendirdi:

“Ülke ekonomik ve siyasi olarak çıkmaza sürüklenmişken, barışı konuştuğumuz bir dönemde halen bu tutsaklıkların sürmesi kabul edilemez.”

“Yerel yönetimler barış sürecinin asli taşıyıcısıdır”

Toplantıda barış sürecine de geniş yer veren Bakırhan, 27 Şubat’ta başlayan barış ve demokratik toplum sürecinin yerel yönetimlerle doğrudan bağlantılı olduğunu vurguladı:

“Barış, yerel demokrasinin güçlenmesi, kayyum uygulamalarının sona ermesi, seçilmişlerin özgürce görev yapması demektir. Bu süreçte belediye eş başkanlarımız en etkin rolü oynayacaktır.”

Yerel yönetimlerin toplumla bağ kuran, sorun çözen, barışı toplumsallaştıran bir çizgide hareket etmesi gerektiğini söyleyen Bakırhan, belediyeleri “halkın sorunlarının çözüldüğü komünler” olarak tanımladı.

“İller Bankası’nın ayrımcı tutumu kabul edilemez”

Bakırhan, kayyum döneminde biriken borçların bugün DEM Partili belediyelerin önüne engel olarak çıkarıldığını belirtti:

“Kayyumların yaptığı usulsüzlükleri Sayıştay belgeleriyle ortaya koydu. 9 yıl boyunca bu borçlara ses çıkarmayanlar, şimdi biz göreve gelince hatırlıyor. İller Bankası adil davranmalıdır.”

Belediyelerin tüm engellemelere rağmen ciddi hizmetler ürettiğini söyleyen Bakırhan, “Bu hizmetler takdire şayandır. Engelleri aşarak daha büyük işlere imza atacağız” dedi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel Haberleri