Mümin AĞCAKAYA
TİGRİS HABER - Saraykapı’da İnsan Hakları Haftası dolaysıyla yapılan basın açıklamasına; Diyarbakır Barosu, Diyarbakır Tabip Odası, İHD Diyarbakır Şubesi, ÖHD Amed Şubesi, Rosa Kadın Derneği, TİHV Diyarbakır Temsilciliği'nin de yer aldığın çok sayıda kurum adına basın açıklamasını İHD Diyarbakır şubesi başkanı Ercan Güzel okudu. Ercan Yılmaz'ın okuduğu basın açıklamasından şu görüşlere yer verildi;
Dünya genelinde devam eden savaşlar insan hakları ihlallerine neden olmaktadır.
"Dünya tarihinde yaşanan 2 büyük savaş akabinde oluşturulan uluslararası bildirgenin, insanın doğuştan kazandığı hakların dokunulmazlığını ve kutsallığını koruma altına aldığını bu gün vesileyle yeniden hatırlatma ihtiyacı hissediyoruz.
Dünya genelinde devam eden savaş ve çatışma hali ağır insan hakları ihlallerine neden olmakta, her yıl on binlerce insan yaşanan çatışmalı süreç nedeniyle yaşamını yitirmekte, yüz binlerce insan ise yerinden edinmektedir. Yaşanan bu vahim tablo karşısında Evrensel Bildirgede yer alan hak ve özgürlüklere dayalı uluslararası bir düzen hala kurulamamıştır. İnsanların ırkından, renginden, cinsiyetinden, cinsel yöneliminden, dilinden, din ve mezhebinden, inancından, etnik kimliğinden, siyasi-vicdani ve felsefi kanaatinden bağımsız olarak, insan olmaktan gelen hakları ve dokunulmazlıkları olduğu temel fikri dünya çapında yeterli koruma bulamamaktadır.
BM Etkin olamamaktadır
Maalesef günümüzde Birleşmiş Milletler Örgütü de, var oluş gerekçesiyle çelişir biçimde, hak ihlallerinin başlıca sebebi olan savaşları ve iç savaşları önlemede/sonlandırmada, mülteci krizlerine müdahalede, küresel çapta doğal ve kültürel mirasın korunmasında, yoksullukla ve adaletsizlikle mücadelede, başta kadınlara yönelik olmak üzere her türlü ayrımcılığı sonlandırmada yeterince etkin olamamaktadır.
İnsan hakları ihlallerinin gölgesinde karşılıyoruz
Bu yıl da İnsan Hakları Gününü tüm dünyada ve Türkiye’de insan hakları ihlallerinin gölgesinde karşılıyoruz. Dünyada otoriterleşme ile birlikte temel hak ve özgürlüklerin her geçen yıl kısıtlandığı, insan haklarına dayalı devlet anlayışından ve hukuk devletinden hızla uzaklaşıldığı bir süreçten geçmekteyiz. Bu süreçte insan hakları ihlalleri dünyanın pek çok yerinde olduğu gibi Türkiye’de de artış göstermiştir. İnsan hakları savunucuları olarak ortaya çıkan bu tabloyu kaygıyla karşılıyor, uluslararası toplumu ve devletleri insan haklarının korunması ve geliştirilmesi için evrensel bildirgede çizilen çerçevede politika belirlemeye davet ediyoruz.
Barış içinde yaşama hakkı bir insan hakkıdır
Barış içinde yaşama hakkı bir insan hakkıdır. İnsan haklarının gelişmesi ve hayata geçirilebilmesi için barışın sağlanması en önemli etkenlerden biridir. Barış sağlanmadan insan haklarının, insan hakları esas alınmadan barışın tesis edilemeyeceğini belirtmek istiyoruz. Bu nedenle barış, insan haklarıyla mümkündür diyoruz.
Kürt meselesinin barışçı çözümü
Coğrafyamızda yaşanan insan hakları ve demokrasi krizinin en önemli sebeplerinden biri bir asırdan fazla bir süredir devam eden ve temeli Kürt halkının bir ulus olmaktan kaynaklı haklarının tanınmamasından kaynaklanan Kürt meselesidir. Bu meselenin Türkiye Cumhuriyeti ile ilgili kısmı devlet ve hükümetler tarafından çoğunlukla güvenlikçi politikalarla ele alınmış, bu anlayışın sonucu olarak ortaya çıkan şiddet ve çatışma durumu Türkiye toplumu arasında derin ayrışmalara neden olmuştur.