Binlerce yıllık Dicle Nehri, yasalarda yok sayıldı

Diyarbakır Barosu Çevre ve Kent Komisyonu Başkanı Av. Ahmet İnan, Dicle Nehri’nin en çok temas edilen bölümlerinin dahi “nehir statüsünde” değerlendirilmemesinin hem hukuki hem de ekolojik açıdan ciddi bir hata olduğunu söyledi.

Özel – Şirvan Oktay Görer

TİGRİS HABER - Kıyı Kanunu Uygulama Yönetmeliği’ne göre Dicle Nehri’nin yalnızca Bismil’den Suriye sınırına kadar olan kısmı “nehir” statüsünde yer alıyor. Ancak İnan’a göre, Bismil ile Kral Kızı Barajı arasındaki yaklaşık 100 kilometrelik kesim bu tanımın dışında bırakılmış durumda.

“Toplumun en çok temas ettiği, insanların yaşamla en çok bağ kurduğu bu bölge yasal olarak nehir sayılmıyor. Bu da kıyı kenar çizgisi tespitinin yapılmaması ve bölgenin korumasız kalması anlamına geliyor.”

İnan, Dicle’nin yalnızca bir su kaynağı değil, medeniyetin ve insanlık hafızasının bir parçası olduğunu vurguladı:

“Dicle Nehri, insanlığın yerleşik hayata geçtiği Neolitik Tarım Devrimi’nin başrolündedir. Bu nehrin bazı kısımlarını ranta açmak için nehir statüsünden çıkarmak, ismini bile inkâr etmektir. Bu, yaşama ve hafızaya karşı bir adaletsizliktir.”

“Barajlarla debi düşürülüyor, sonra nehir statüsünden çıkarılıyor”

Bakanlığın Dicle’nin bazı bölümlerini nehir saymama gerekçesinin “düşük debi” olduğunu aktaran İnan, bu yaklaşımı çelişkili olarak niteledi:

“Önce barajlarla debiyi düşürüyorsun, sonra ‘artık azaldı’ diyerek nehir statüsünden çıkarıyorsun. Bu bilimsel de değil, hukuki de değil.”

“Yalnızca hukuki güvence yetmez”

İnan, Dicle’nin korunması için yalnızca hukuki düzenlemelerin yeterli olmadığını, yerel halkın ve sivil toplumun sürece katılması gerektiğini belirtti:

“Hevsel Bahçeleri örneğinde olduğu gibi, en büyük tahribat bazen ‘koruma’ statüsünden sonra yaşanıyor. Dicle için de aynı tehlike var.”

Baro ve Ekoloji Derneği’nden ortak başvuru

Diyarbakır Barosu Çevre ve Kent Komisyonu ile Ekoloji Derneği, Dicle Nehri’nin “nehir statüsüne” alınması ve kıyı kenar çizgisi tespitinin yapılması için DSİ, Diyarbakır Valiliği ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na başvurdu.

İnan, başvurunun 3-4 aylık bir hazırlığın ürünü olduğunu belirterek, “Resmî gazetelerdeki tanımlar, haritalar, yönetmelikler tarandı. Eğer başvuru reddedilirse iptal davası açacağız. ‘Dicle Nehri nehir midir değil midir?’ tartışması bile başlı başına ironik bir durum.” dedi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Diyarbakır Haberleri