Mehdi TANAMAN
Okuduğu bir kitaptan sarsılarak etkilenen, sayfalardan neredeyse fışkıran ışığa bütün hayatını veren ve kitabın vaat ettiği yeni hayatın peşinden koşan genç bir kahramanın hikâyesi anlatılıyordu kitapta.
Gazetemiz yazarı Nimetullah Yıldız’ın ‘Yayınlanmayan o romandan alıntılar’ kitabının ilk sayfalarını çevirdiğimde, nedense Orhan Pamuk’un o ünlü cümleleri geldi aklıma. Ancak Nimetullah yazdığı kitapta meramını Orhan Pamuk gibi uzun uzun cümleler ve betimlemelerle anlatmıyor. Yazar, çok kısa cümlelerle okuyanı bir o duvar, bir bu duvara savuran üslubuyla ‘Ben farklıyım’ diyor bu ilk kitabında. Deyim yerindeyse bir edebiyat fenomeni olma yolunda çok önemli bir işaret fişeği gibi bir anda kendi kulvarını aydınlatıyor.
Kitapta ilk sayfadan itibaren bir kaç kelimeden oluşan aforizmalar, okuyanı kitaplar dolusu derinliklere daldırıp, kelimelerin birleştiği zaman yazı halindeyken bile insanın kulağında nasıl bir çığlığa dönüşebileceğini gösteriyor.
Bu kitap ve içinde yazılı olan metinler; bir yazarın yazdıklarını okumaktan çok, okuyan kişinin kendi yazdığı bir metni gözden geçirmesi gibi bir algı oluşturuyor. Çünkü Henry karakteri ile olan diyalogları okurken, bir anda kendi içinizde de bir Henry olduğunu fark ediyorsunuz... İşte o andan itibaren kitabın yazarı Nimetullah Yıldız olmaktan çıkıyor ve sanki kendi adınız kitabın kapağında yer alıyor.Yani özetle kitabı okurken bir anda kitabın yazarı siz oluveriyorsunuz.
‘Yayınlanmayan o romandan alıntılar’ kitabı gerçekten okuyanın hayatını değiştirebilecek her kütüphanede kendine yer bulabilecek güçte bir eser. Bize de tüm okuyuculara sadece “İyi okumalar” demek düşüyor. Edebiyat dünyasına hoş geldin. Yolun açık olsun Nimetullah Yıldız…