ŞANLIURFA - Savaşın temel karakteri olan çocuk ve kadınlar üzerindeki amansız etkisi, Suriye savaşında da kendisini en acımasız şekilde gösteriyor. Ülkelerinde çocuklarını yitiren, tecavüze uğrayan, ölümle tanışan kadınları, mülteci oldukları Türkiye'de kendilerini benzer bir akıbet bekliyor. Uluslararası sözleşmelerin 18 yaşına kadar masum, her tür iş ve olgudan muaf tutuğu çocuklar da hem savaş ortamında hem de sığındıkları ülkelerde savaşın faturasını en ağır şekilde ödüyorlar. Suriye savaşından kaçarak Türkiye'ye sığınan 11 yaşındaki Goriye Xelil de bunlardan sadece birisi.
Yabancı yerde bir çocuk!
Birleşmiş Milletler tarafından tutulan verilere göre milyonlarca Suriyelinin mülteci olmasına yol açan savaşın küçük bir mağduru da Xelil ailesinin, küçük çocuklarından biri olan 11 yaşındaki Goriye Xelil, aynı zamanda ailesinin bütün sorumluluğunu küçük omuzlarına yüklenmiş durumda. Urfa'nın en işlek caddesi olan Atatürk Bulvarı'nda tartı aletiyle para kazanmaya çalışan Xelil, çalıştığı bölgenin de tanınan simalarından. İletişim kurma zorluğuna rağmen insanları ikna edip tartıya çıkarmaya çalışan Xelil, tartıya çıkanların gönlünden kopan 50 kuruşla ailesine bir ekmek daha alabilme sorumluluğu taşıyor. Sokak'ta gün boyu güneşin altında çalışmak zorunda kalan Xelil, aynı zamanda Arap alfabesi ile yazılmış kitap ile defter ile de okuma merakıyla dikkat çekiyor. Xelil, eğitimine devam edemese de öğrendiklerini unutmamak için defterinde yazılı olanları tekrarlamaya çalıştığını söylüyor.
2 çocuk, bir dram
Halep'te bulunan Eşrefiye Mahallesi'nden Urfa'ya göç etmek zorunda kalan Xelil, Suriye rejiminin bombardımanından dolayı babasının ayağını kaybettiğini ve ailenin ekonomik külfetine katkıda bulunmak için çalışmak zorunda olduğunu dile getirdi. 9 yaşındaki kardeşi Ehmed ile Urfa'daki anne, baba ve 7 kardeşlerine bakmak zorunda olduğunu söyleyen Xelil, Ehmed'in de kendisi gibi caddede Suriye ekmeği sattığını söyledi. Evlerine düşen havan topunun acılarının başlangıcı olduğunu belirten Xelil, "Evimize düşen bir havan topu sonucu ile babam bir bacağını kaybetti, sakat kaldı. Bu yüzden ben ve kardeşim çalışıp ailemize bakıyoruz. Ben tartı cihazı ile kardeşim ise, Suriye'ye özgü olan Suriye ekmeğini satarak para kazanıyoruz. Fırsat buldukça ders çalışıyorum. Önceden öğrendiklerimi unutmamak için ise daha önce öğretmenlerimizin öğrettiklerini tekrarlayarak bildiklerimi taze tutmaya çalışıyorum" diye konuştu.
“Hayallerim çalındı”
Suriye'deki iç savaştan önce okulunda başarılı bir öğrenci olduğunu ve doktor olmak istediğini söyleyen Xelil, okulundan ayrı düştüğünü, geldiği Türkiye'de de okuluna devam edemediği için yaşadığını üzüntüyü dile getirdi. Savaşın tüm hayallerini yıktığını vurgulayan Xelil, "Hayallerimiz, umutlarımız vardı, ama hepsi bir anda yıkıldı. Okuyup doktor olacaktım, aileme bakacaktım. Türkiye'ye kaçtıktan sonra okuluma devam edemedim. Sürekli kendi ülkemize dönme umuduyla yaşıyorum. Suriye'deki savaşın biran önce son bulmasını istiyorum. Kimse ölmesin artık" dedi. (diha)