Büyük kurultay ve ülkenin kurtuluşu

NACİ SAPAN

Togo kuleleri-Sinan Aygün-Meclis üyeleri-Meclis üyesi kız kardeş-Ankara Büyükşehir Belediyesi-Başkan Mansur Yavaş. Bu gündemlere dair tartışmaların tamamı organize, asıl amaç; Kayyum atamasına zemin yaratmak.

Yaratılan tartışmanın boyutu büyük, çok büyük, yandaş, Candaş medyanın acar muhabirleri ve TV yorumcuları çok ‘ciddi’, yolsuzluk varmış gibi konuyu tartışıyor. Olmayan bir şey için ‘Mansur Yavaş çıksın açıklasın’ diye çağrılar yapıyorlar. ‘Saraya kim gitti’ meselesinde olduğu gibi, ortamı karartıp, karanlığa kurşun sıkmak istiyorlar.

Mansur Yavaş, ‘Sinan Aygün ile hiç görüşmedim’ diye açıklama yapıyor, ikna olmuyor müsvedde gazeteciler, ‘Buraya gelsin, konuşsun’ diye kıvranıyorlar. Kalabalığa getirip, ucuz sorularla bir şey varmış gibi algı yaratmak istiyorlar.

Hepimizin bildiği hırsızlıklar, soygun, talan, karşılıksız katrilyonluk banka kredileri ile ilgili tek soru sormayan kapı kulu ‘gazeteci’ takımı, alınmış ya da verilmiş bir para yok iken, ‘Rüşvet’ iddiaları ile ortalığı ayağa kaldırmış vaziyetteler.

Ben meseleye; Sinan Aygün’ün Togo kuleleri, ‘benden para istediler’ iddialarının, onun CHP’den aday gösterilmesi çerçevesinin ötesinde, ‘Devleti ele geçirme’ operasyonlarının devamı niteliğinde bakıyorum. Operasyonun önemli ayaklarından biri belediyeleri kayyum atamaları sayesinde elde tutmaktır. HDP’li belediyeleri ‘terör’ ile ilişkilendirmek, CHP’li belediyeleri de ‘Yolsuzluk’ iddiaları ile derdest etme yönteminin başarılı olma şansı var mı? Kısa vadede başarı görünse de, toplum nezdinde güvenilirliliğini kaybeden iktidar ve yandaşlarının kendilerinde mevcut olan bütün suçları, karşıya yükleme çabalarının beyhude olduğunu görmek lazım.

Hırsızlığı beceremeyenlere hırsızlık suçlaması yapmak toplum nezdinde kabul görmüyor. Halk kendisini soyanların kimler olduğunu geç de olsa anladı, gördükleri karşısında da fikri değişmez.

**

Gerisi, ülkenin kurtuluşunda katalizör görevi üstlenecek olan Cumhuriyet Halk Partisi’nin sorumluluğunda. Dar alanda siyaset paslaşmasının zamanı geçmiştir. Bu parti de artık, aday adayı olanlara, ‘Siyaset yapmak için paran var mı’ sorusu da sanırım anlamını yitirmiştir. Siyaset için parası olanların, para harcayanların son noktadaki satışının bedellerinin ne olacağı şu anda test ediliyordur sanırım.

Nisan ayında büyük kurultay var. Yetkiler, görevler, sorumluluklar geniş çaplı bir alana yayılmalıdır, diye düşünüyorum. Milletvekillerinin, Belediye Başkanlarının, Parti meclisi üyelerinin, il, ilçe başkanlarının görev alanları tek bir kapıya çıkmamalı. Sadece Partiyi değil, Türkiye’yi yönetecek geniş bir kadro yapılanmasına yol açılmalıdır. Sayın Kılıçdaroğlu, son kez yetkilerini ülkenin kurtuluşu için kullanmalıdır, o zaman parti de zaten kurtulmuş demektir.

Kişisel ikbal için konumlananların taban tarafından takip altında olduğunu da hatırlatmak istiyorum. Her şeye rağmen sahip çıkanlar, hesap sormak için çok kararlı, ona göre!

Naci Sapan

 

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.