Demokrasi ve sorumluluk

NACİ SAPAN

Ailenin en geniş tanımına denk gelen toplumlar zora düştüklerinde güvenecekleri, güven veren bir kapı arayışı içinde olurlar, bu yazılmış olsa bile, aslında yazılmamış toplumsal bir kuraldır.

İyi ya da kötü, ancak yönlendirmeyi sever toplumlar. Ondan sonrası yönlendirenin/yönlendirenlerin insafına kalmış bir durumdur. Toplumu ne kadar az ya da fazla kandırmak istediğine, kandırmaya gerek olmadığına karar verenlerin her zaman bir kapı aralığı vardır.

Mesele; toplum/birey olarak bu kapı aralığını bizim ne kadar erken-geç, görüp-görmediğimizdir. Demokrasi önemli bir araçtır toplumsal yol yürüyüşü açısından. Toplumların geleceğinin güvence altına alınması meselesinde demokrasinin doğru araç olarak kullanılması halinde, etnik ve dini temelleri ile birlikte yaşayan halkların, toplumların kendi aralarındaki sorunları çözme şanslarının yüksek olduğunu dünyadaki örnekleriyle görüyoruz, tanığıyız.

**

Bütün eksiklerine, tek başına iktidar olma şansına ‘şimdilik’ sahip olmamasına, iç kavgalarına rağmen,  Cumhuriyet Halk Partisi, toplum için ‘can simidi’ konumundadır, kurtuluş kapısıdır. Hemen bütün kesimlerden, hatta kendi içinden sürekli eleştiri alan, içeriden dışarıdan sürekli yumruk yiyen bir boksör, mindere düşürülen bir güreşçi konumuna sokulsa ya da düşse bile, hala güvenilir, sığınılacak bir liman kapısı olarak değerlendiriyorum Cumhuriyet Halk Partisini.

Cumhuriyeti kuran parti olma özelliği ve sorumluluğunun varlığı, bu anlamdaki kurumsallığı, CHP’yi yöneten kim/kimler olursa olsun, onlar tarafından inkâr edilemeyecek bir gerçek olduğu için, kimsenin bundan kaçarı göçeri de söz konusu değildir. Bu toplumsal sorumluluktan kaçmanın mümkün olmadığı dayatılmış bir süreç ile karşı karşıyayız. Bu nedenle; Cumhuriyet Halk Partisinin, yönetiminin, tabanının, onu destekleyenlere karşı ciddi bir sorumluluğu var. O sorumluluk, yeni bir yüzyıla hazırlık yapılırken gözden kaçırılmamalıdır. Buradan hareketle ‘uğraş alanı nasıl olmalıdır Cumhuriyet Halk Partisinin’ diye düşündüğümüzde, önümüze iki tercih çıkıyor.

a)Parti içi iktidar mı?

b)Genel iktidar mı?

Elbette ki Genel iktidar, halkın iktidarı. Bu tercih önemliyse, iç ‘kavgayı’ demokrasi gereği daha üsluplu, kol-kanat kırmadan, şenlikli bir şekilde yapmak gerekiyor ki, toplumun güvenli kapı, güvenli yol güzergâhına olan ihtiyacına katkı sunulabilsin.

Naci Sapan

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.