Deprem sonrası notlar - 2

NACİ SAPAN
Önce Dicle Üniversitesi ile ilgili not düşmek istiyorum. Üniversitenin deprem sonrası barınma ve konaklama konusunda aktivitesinin olmadığını ya da göremediğimizi yazmıştım.
Rektör Mehmet Karakoç aradı, reklamdan uzak yaptıklarını anlattı.
Bize de yazmak düşer.
Özeti; AFAD ve Kızılay ile koordine içindeler.
Adıyaman’a 5 kamyon malzeme, bin adet battaniye göndermişler.
İlk günden itibaren kampüsteki yemekhaneler açık tutulmuş, kahvaltı ve yemek servisleri aksatılmamış. Hizmetler, ayrıca üniversitenin 40 bin kişilik bir nüfusuna da hitap ediyormuş.
Rektör ayrıca, konuk evi ve kapalı spor salonu ile birlikte kampüsteki bütün alanların halka açık olduğunu aracılığımızla duyurdu.
Bilmiyorduk, yazdık öğrendik.
Şeffaflık ve görünür olmak iyidir hocam, kolaylıklar diliyorum.
*
Türkiye milli bir felaketle karşı karşıya, galiba öncelikli olarak imar ile ilgili ciddi bir seferberlik ilan edilmesi gerekiyor. Deprem ülkesiyiz, bilim insanlarının aktardıklarına göre, bu tür felaketler karşısında hazırlıklı olmak gerekiyor. Yer bilimciler, gelecek için tehlikeye işaret ediyor.
Diyarbakır'ı konuşuyoruz.
İmar konusu ciddi masaya yatırılmalı.
Bundan sonra yapılması gerekenler konuşulmalıdır.
İmar ile ilgili planlamalar, sadece belediyeleri, TOKİ’cilerin ilgi-bilgi-denetiminde olmamalı. Şehir plancıları, TMMOB gibi kurumlarında dâhil olacağı kurullar oluşmalı, uluslararası standartların uygulanması için ortaklaşmak şarttır.
Dün de yazmıştım, yineliyorum; kolon kesilme iddiaları çok yoğun. Bu nedenle, bina altlarındaki tüm market-süpermarket, bakkal, lokanta, restaurant gibi işyerlerinin ciddi bir ekiple sıkı bir şekilde denetlenmesi şarttır. Kantin bileşenlerinin ilk yapması gereken işlerden biri bu olmakla birlikte, akabinde, yeni yapılacak bina ve konutlar için de aynı tedbir ve denetlemeler sağlanmalıdır.
*
Milyon dolarlara daire, dükkân satan burnu havada müteahhitler bu yıkımdan sonra herhalde titreyip kendilerine gelmişlerdir. ‘Renkli, alacalı, bulacalı akıllı binalar yapıyorum’ demekle olmuyor. Bunlar yapılsa bile, yapanın adı günün sonunda, hayatın Z raporunda ‘Katil’ olabiliyor. Çünkü onlarca, yüzlerce insanın yaşamının son bulmasına zemin hazırlıyorlar.
İmar affını imar hırsızlığına ve rantına dönüştüren, onlara bu zemini hazırlayan, destek olan herkese ‘Cehennem ateşi’ diliyorum.
*
Evet; şimdi görev, Diyarbakır STK’larının, bileşenlerinin, kamu kurum ve kuruluşlarının.
Yaşamı kolaylaştırıp, güzelleştirmek için ortaklaşacaklar.
Başka çareleri yok.
‘Yapmam’ diyenleri, kent adına deşifre edeceğiz, halka şikâyet edeceğiz.
Halk adına yönetim koltuklarında oturanlar, halka karşı sorumludur.
Bu sorumlulukta hesap vermeyi gerektirir.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.