Devletin değil, iktidarın bekası!

NACİ SAPAN

Demokrasi ve toplumsal adalet anlayışından uzak, dayatmacı ve tek-tipçi yönetim şekillerinde toplumsal, bürokratik, ekonomik vb tüm alanların yapısı da siyasal iktidarın yozlaşma sürecine paralel olarak bozulmalar gösterir. Yönetimdeki adaletsizlikler, eşitsizlikler, yanlış politikalar her alana sirayet eder, buna bağlı olarak hem başarı hem kalite hem de güvenilirlik giderek azalmaya başlar.

Liyakat ve beceri temelinde kurulmayan tüm ilişkilerde olduğu gibi devlet ve ülke yönetiminin tüm alanlarında da iktidarın yanlış politikaları gidişatı olumsuz etkiler, ciddi çöküntüye neden olur. Birey olarak mevcutlu yaşadığımız bugünkü durumun özeti de aslında budur.

**

Toplumun ‘Artık yeter’ dediği bir noktaya gelinmiş olduğunu iktidarda, muhalefette çok iyi biliyor. /Sağcı-solcu-milliyetçi-muhafazakâr/Belki de normal koşullarda hiçbir şekilde bir araya gelemeyecek olan kesimleri karşılıklı talep olmaksızın ortak potada buluşturan asıl meselenin odak noktasını tespit edemeyenlerin hırsı, kibri, egosu doğaldır ki, yanlış yaptıracaktır ki, son günlerde tanık olduğumuz sonuçlar bize bunu gösterdi.

Devlet erkini elinde bulunduran iktidarın, Devlet gücünü iktidarın sopası gibi kullanarak muhalifleri tehdit etme aşamasına kadar işi götürmüş olması demokratik bir temayül olmasa gerek!

Devletin bekası mı, iktidarın bekası mı? Sorusu, en doğru cevabın verilmesi için yeterli iki şıktır, daha ileriye gidip kafa yormaya hiç gerek yok. İmam cemaat meselesinde ifadesini bulan bir yoldur tutturmuş gidiyoruz.

‘Sandıkla gelen sandıkla gider’ aşamasının çok ötesinde bir ‘siyaset rezaletinin’ tanıkları olduk. Muhalefet liderleri cezaevi ile tehdit ediliyor, İçişleri Bakanı Başkan adaylarına ‘Milletvekilinden nefret ediyorum’ demelerini istiyor, nefret söylemini toplumda yaygınlaştırıyor.

**

Bütün mesele Devlet erkini elinde bulunduran iktidarların bu erki nasıl kullanmaları gerektiği konusunda kendilerini nasıl ‘terbiye’ ettikleri ile ilgili durumu tartışmak gerekir aslında. Devlet erki güç verebilir iktidarlara. O güç Millet için kullanıldığında doğru güç olur, çünkü Devlet Millettir. İktidarların nefret söylemlerini gündeme getirmesi yeni bir durum değil Türkiye’de. Kaybedenlerin kaotik ortamlar yaratarak kazanma şansı yaratma gayretleridir toplumda yaygınlaştırmak istedikleri nefret söylemi.

‘Komünistler Moskova’ya’, ‘Başörtülüler İran’a, Arabistan’a’ gibi nefret söylemlerinden ‘Kürtler Kuzey Irak’a’ gibi bir sonuca kadar geldik. Adres gösterilenler de adres gösterenler de bu devletin yurttaşı. Böyle olmasına rağmen devlet gücünü elinde bulunduranlar kendilerine muhalif gördüklerine sınır dışını adres gösterebiliyor.

Ne için?

‘Devlet bekası’ diyorlar.

Bizde soruyoruz;

a)Devlet bekası mı?

b)İktidar bekası mı?

B şıkkı cevabı toplumun ezici bir çoğunluğunun vereceği cevaptır, çünkü Devlet bekası söz konusu olsaydı, yurttaşı ayrıştırmayan, birleştiren, bütünleştiren, milli birlik ve bütünlüğü sağlayan söylemleri duyardık, bunu devletten duymak da yurttaş olarak hakkımız.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.