DİSKİ'nin tahammülsüzlüğü!

NACİ SAPAN

Naci SAPAN

DİSKİ, halkın belediyesine ait, dolayısıyla doğrudan halkla muhatap bir kurum.

Ne olacak ki, vatandaşın şikâyeti, sorunu; su ya da kanalizasyondur. Eksik, aksak her ne ise buna cevap vermek bu kurumun görevidir; tahammülsüzlüğe yer yoktur. Halkın belediyesi, halkçı belediyecilik öyle sıradan bir iş değil. Bürokratik davranışı, üstten bakmayı, ‘Her şeyi biz biliriz’ anlayışını kaldırmaz.

Topu topu, bir mahallenin, vatandaşın musluğundan akmayan suyu yazmışız. Sonra “Bizden kaynaklanmıyor, binaların hidroforu, deposu yok” denilmiş, ben de bir açıklama yapın demişim. Gazetecilik sorumluluğu gereği açıklamayı yayınlamışım.

Diyarbakır Milletvekili konuyu kent geneline yayarak ilgili bakanlıklara soru önergesi vermiş. Sonra, geri çekmiş veya çekmemiş; siyasi açıdan sorun çözülmüş/çözülmemiş; bu da bizim dışımızda.

Vatandaşın şikâyeti var, yayın yoluyla aktarılan bu tepkiye cevaben; kasıt varmış gibi kamuoyuna yansıtılması, gazete haberine 'Asılsız' yaftası, ‘Gerçekler ortaya çıktı’ gibi açıklamalar yapılması, bizim çok büyük yanlış yaptığımızın ima edilmesi yakışıksız oldu.

Üstüne bir de "Hukuki süreç başlatıldı" diye basın özgürlüğüne ‘tehdit’, bugünün iklimine uzak olmayan bir davranış biçimi sergilenmesine çok üzüldüm ve de şaşırdım.

Topu topu; bir mahallenin, vatandaşın musluğundan akmayan suyu yazmışız. Yolsuzluk suçlaması yok, ihale usulsüzlüğü dememişiz, alım-satım ile ilgili haksız bir fatura eleştirisi yapmamışız. Eksik olan; vatandaşın su mücadelesi!

Ne yapalım yani; vatandaş var diyecek, siz de "Yok" diyeceksiniz. Yurttaşın kendi beyanı üzerine bir durum, yazacağız, siz de bizi adliye koridorlarına çağıracaksanız öyle mi? Bulunduğumuz yerden DİSKİ binasına kadar sizlere alkış tutuyorum. Tigris, kayyumlarla ben tek başına mücadele etti, adliye koridorlarında bu kentin, bu halkın hakkını savundu.

Bu ne telaş DİSKİ!

Doğrusu çok şaşırdım.

Yazdığımız bir musluk, bir de akmayan bir su (sebebi her neyse, bu kadar büyütülecek bir şey değildi.) DİSKİ’nin Web sitesinde yaptığımız haberin kapak fotosunu paylaşarak, sanki ağır bir iş yapılmış gibi ‘afişe’ etme çabası neden?

Bu çabaya anlam veremedim. (Bir süre sonra kapak kaldırıldı ve SONRA HABERİN TAMAMI kaldırıldı.) Ancak, davranış biçimi, kalbimde ve beynimde yer etti.

"Haber yaparken bize sorun" anlayışını bir yerlerden hatırlıyorum. Mahkemelik olduğum, kayyumun genel sekreteri de aynısını söylemişti; yine oralı olmamıştım.

Doğrulama anlamında her haberi size soramayız, sormayız. Sorulacak olan var, sorulmayacak olan var. Vatandaşın şikâyeti varsa, haklı yâda haksız çözüp, cevabınızı öyle vereceksiniz. Ayrıca, gazetecilik etiğine uygun olarak "Tarafların beyanı esastır" dedik ve DİSKİ'nin açıklamasını yayınladık.

DİSKİ binasına, durumu izah etmek için davet edildim. 50 derece sıcakta nezaket gereği gittim. Bilsem böyle bir şey olacak, hayatta gitmezdim; fakat Diyarbakır nezaketi gösterdim ve gittim.

Görevler gelip geçicidir. Halkın kurumlarını kimse babasının malı zannetmesin. Bugün var yarın yok ama ben 50 yıldır gazeteciyim; 66 yıldır bu kentteyim. Mesele kişisel değildi; fakat DİSKİ yetkilileri gereksiz kişiselleştirdiler.

Efendim neymiş; “Kurum itibarını hedef alan kasıtlı girişim”de bulunmuşuz. Bir musluk, vatandaşın musluğundan akmayan su üzerinden nasıl bir kasıt olur ki? Bir de ben ve gazetem, durup dururken bunu yapmayız.

Çok dokundu. Israrlı davet üzerine gittiğim DİSKİ Genel Müdürlüğünün, daha sonra yaptığı açıklamasında, ‘Doğrudan bilgilendirme sonrası geri adım atıldı’ ibaresi, gösterdiğim nezaketin karşılığı değil..! Bu ısrarlı davete icabet etmeden "Yazılı açıklamanızı gönderin" dedim, ısrarla ‘Sizi ağırlamak istiyoruz’ dediler. Kırmadım, gittim.

Kayıp mı ettim? Asla!

Özetle; Su, kanalizasyon, yağmur suyu, kaldırım, asfalt, temizlik, park-bahçe düzeni gibi sorunlar her koşulda halkın gündemidir. Bu sorunlar gelecek, hep birlikte tahammül göstereceğiz, çözümcü olacağız. ‘Benim işim değil, binanın dışı, mahallenin dışı bana ait, içeride sorumluluğum yok’ demek çözümsüzlük üretmektir. Halkçı belediyecilik, çözüm üretmektir. Çözüm üretmeyenleri gönderen bu halkın, sorunlarını ‘Bürokrasiye’, gereksiz ‘gerekçelere’ takılmadan çözmek halkın belediyesinin, halkçı belediyenin meselesidir. İnsanların suyu yok; haklı haksız fark etmez, suyu yok suyu! Halkın belediyesi çözüm üretmek zorundadır. Depo yap, hidrofor bağışla, bir şey üret.

Basın, halk, halkın belediyesi; kavgada değil, çözümde ortaklaşmalıdır.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (5)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.