Diyarbakır Barosu'ndan çatışmaların sonlandırılması çağrısı; ‘Göç dalgası engellenmeli’

Diyarbakır Barosu İnsan Hakları Merkezi Göç ve İltica Komisyonu, 20 Haziran Dünya Mülteci Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, Suriye, Filistin ve İran’daki savaşların yeni bir mülteci krizine yol açmaması için uluslararası kamuoyuna çağrıda bulundu.

Ardıl BATMAZ

TİGRİS HABER - Diyarbakır Barosu, 20 Haziran Dünya Mülteci Günü vesileyle hazırlamış olduğu raporu düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı. Diyarbakır Barosu binasında gerçekleştirilen açıklamayı Göç ve İltica Komisyonu Başkanı Ahmet Mulla Muhammed okudu.

Türkiye’de, Göç İdaresi Başkanlığı verilerine göre Geçici Koruma Statüsü’nde bulunan 2.691.160 Suriye vatandaşı, Uluslararası Koruma Statüsünde bulunan 9.009 kişi, ikamet izinlilerim 1.106.188 kişi, 2025 yılının ilk 6 ayında yakalanan düzensiz göçmen sayısı ise 60.956 olarak belirtiliyor. Ancak bağımsız raporlar bu verilerin çok üzerinde bir nüfusun Türkiye’de bulunduğunu gösteriyor.

Türkiye’nin mevcut göç politikalarının, Cenevre Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi başta olmak üzere taraf olduğu uluslararası belgelerdeki yükümlülüklerle çeliştiği belirtilen açıklamada, "Siyasileşmiş göç söylemleri, nefret suçlarını körüklemekte ve sığınmacılar sistematik olarak hedef gösterilmektedir. Oysaki ekonomik krizlerin, depremlerin ve siyasi çalkantıların faturasını bu hakları ihlal edilmiş kitlelere kesmek, insan haklarına tamamen aykırıdır. Barınma, sağlık, eğitim, çalışma ve serbest dolaşım gibi temel haklara erişiminde ciddi engeller ve ihlaller yaşanmaktadır. Geri Gönderme Merkezleri ile Geçici Barınma Alanlarında yaşam koşulları ciddi oranda insani standartların altındadır. Avukata erişim, hijyen, beslenme ve sağlık hizmetleri gibi en temel haklar dahi sağlanamamaktadır. Birçok merkezde kamera altında avukat görüşmeleri yapılmakta, bazı yerlerde ise bu görüşmelere dahi izin verilmemektedir" denildi.

Hükümet yetkililerine göre 8 Aralık’tan bugüne Türkiye’den Suriye’ye gönüllü geri dönüş yapanların sayısı 273 bini aşıyor. Ancak bağımsız kuruluşlar ve saha araştırmalarına göre bu sayı abartılı. Geri dönüşün ancak bireyin hür iradesi ile ve gönüllü olarak gerçekleştirilebileceğine dikkat çeken Muhammed, geri dönenlerin bir kısmının gönüllü olarak dönmediklerinin de belirtildiğine dikkat çekiyor.

Suriye’de henüz kalıcı istikrar durumunun oluşmaması, küresel ve bölgesel çıkarların çatışmaların sürmesine yol açması, Suriye’de bulunan farklı inanç, kimlik ve aidiyetlere yönelik saldırılar, 8 Aralık 2024 tarihinden bu yana yaşanan çatışmalar ve saldırılarda can ve mal kayıplarının yaşanması gönüllü geri dönüşler üzerinde ciddi engeller oluşturduğuna dikkat çeken Muhammed, şöyle konuştu:

"Henüz Suriye’de kalıcı barış ortamı sağlanmamışken, İran ve İsrail arasındaki çatışmalar 8. gününde devam etmektedir. Bu çatışmalarda yerleşim alanları hedef alınmakta, yüzlerce sivilin ölümüne, binlercesinin yaralanmasını yol açmaktadır. Ayrıca temel yaşam alanlarındaki alt yapı ve üst yapı kaynakları hedef alınarak sivillerin bu bölgelerde yaşamaları engellemekte bu da zorunlu göçü ortaya çıkarmaktadır. Henüz kamuoyuna yansıyan bir veri olmamasına rağmen binlerce İranlı ve İsrailli ailenin evlerini terk etmek zorunda kaldıkları gözlemlenmektedir. Hal böyle iken uluslararası toplum var olan çatışmalara engel olma konusunda yeterli bir çaba göstermemektedir. Bununla birlikte ne devlet kurumları ne de toplum bu olası hareketliliğe hazır durumdadır. Bu nedenle Türkiye ve uluslararası kuruluşların, zorunlu göç sonucu İran’dan Türkiye’ye gelebilecek kişiler için gerekli hazırlıkları yapmaları gerekmektedir.

Ne yazık ki devletler sisteminin temelini oluşturan egemenlik ve sınır güvenliği ilkeleri, savaş nedeniyle yerinden edilen bireylerin korunmasını ikinci plana itmektedir. Uluslararası toplum da savaşın sonuçlarıyla yüzleşmekten kaçınmakta; savaşın doğrudan ya da dolaylı aktörleri, mülteci akınından sorumlu oldukları halde uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmemektedir."

Açıklamada, başta Suriye, Filistin ve İran olmak üzere savaşın yaratacağı göç dalgalarının yeni bir mülteci krizine sebep olmaması için çatışmaların sonlandırılması ve savaştan etkilenen siviller için insani yardım yollarının açılması adına uluslararası kamuoyuna çağrı yapıldı.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Diyarbakır Haberleri