Ardıl BATMAZ
TİGRİS HABER - 27,71 hektarlık mera alanını işgal üzerine planlanan projeye karşı açılan davada, yöre halkının geçimini hayvancılık yaparak sağladığı, projenin en yakın yerleşim yerine 48 metre mesafede olduğu, proje alanı içerisinde çok sayıda mevsimlik akış gösteren kuru dere yataklarının bulunduğu ve projenin yol güzergâhının da dere yataklarıyla kesiştiğine dikkat çekildi.
Türkiye'deki en yoğun ipek böcekçiliği ve koza üretiminin, davaya konu projenin planlandığı köyde yapıldığı belirtilen dava dilekçesinde, ayrıca GES faaliyetine açılması planlanan bu mera alanının ortasında, köydeki tüm hayvanların su ihtiyacını karşılayan büyük ve işlevsel bir gölet bulunduğu belirtildi.
Ancak ÇED raporunda ''proje alanında sulak alan yoktur'' denildiğine dikkat çekilerek, göletin bilinçli bir şekilde gizlendiği ve sadece bu durumun bile ÇED raporunu temelden sakatlayacak bir husus olduğu ifade edildi.
Dava dilekçesinde şu ifadelere yer verildi:
"Proje alanı bölgesinde, köyden ortalama 5 - 10 km uzakta, mera olarak kullanılmayan, içinden göletler ve dereler geçmeyen, aynı rakımda, aynı paralelde yani aynı güneş enerjisi verimine sahip kilometrelerce boş alan varken ve iklim krizi, artık doğrudan yaşam hakkımıza sirayet ediyorken; tatlı su varlıklarımızı, sağlıklı gıdaya ulaşım hakkımızı, vatandaşların geçim kaynağını, iradesini, sağlığını ve barınma hakkını yok edecek bu projede kamu yararı nerededir?"
Öte yandan, GES başvuru sürecindeki proje tanıtım dosyasında proje yeri olarak gösterilen fotoğrafların, gerçek proje yeri ile hatta Buduka veya Eski Ağaçlı köyü ile hiçbir alakası olmadığına dikkat çekilerek, resmi evrakta sahtecilik yapan tüm ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunulacağı belirtildi.