Kaynak: Özgür Araştırmacı Bêjdar Ro Amed
TİGRİS HABER - “Zihin artık oluşturucu değil, ayrıştırıcı çalışıyor. Bu sadece psikolojik değil; biyolojik, toplumsal ve ruhsal çöküşe neden olan sistemsel bir bozulmadır.”
“Zihin ters çalışıyor” ne demek?
Evren; titreşim + düzen temelinde işler. Gece ve gündüz nasıl birbirini tamamlıyorsa, proton ve elektron nasıl birlikte atomu oluşturuyorsa, tüm oluş sistemleri uyumlu ikiliklerle varlık üretir.
Ancak insan zihni, bu doğal oluş ilkesinden kopmuştur.
Bêjdar Ro Amed’e göre, zihin artık şu çatıştırıcı ikilemler üzerine çalışmaktadır:
İyi / Kötü. Haklı / Suçlu. Doğru / Yanlış. Biz / Onlar. İnançlı / İnançsız. Güçlü / Zayıf.
Bu ayrımların kaynağı evrensel gerçeklik değil; zihinsel deneyimlerin çatışmacı yorumudur.
Sinir sistemini nasıl etkiliyor?
Bu zihinsel yapı, sinir sistemimizi evrensel denge yerine sürekli tehdit algısı üzerine kurulu bir moda sokmuştur. Bu da beraberinde:
Kronik stres hormonları
Tükenmiş bağışıklık
Sinir hücrelerinde yorgunluk
Hormon dengesizlikleri
Organ düzeyinde düzensizlikler getirmiştir. Zihin ters çalıştıkça, beden de doğal işlevini yitirir hale gelmiştir.
Modern terapiler neden yeterli değil?
Bêjdar Ro Amed’e göre, mevcut terapi ve gelişim teknikleri çoğunlukla bu bozuk zihinsel yapının yönetilmesine odaklanıyor. Ancak: “Zihni yönetmek yetmez. Yazılım bozuksa sistemi yeniden kurmalıyız. Gerçek çözüm, zihni evrensel titreşimle yeniden hizalamaktan geçiyor.
Bu yalnızca bireysel bir sorun değil
Bu bozukluk sadece bireysel psikolojiyi değil, tüm insanlık yapısını etkiliyor. Çünkü:
Beden hastalanıyor
İlişkiler bozuluyor
Toplumlar çatışıyor
Yaşam doyumu kayboluyor
Ve belki de en çarpıcısı: “Bu ters işleyen zihin yapısı, modern tıpta tanımlanmış binlerce dejeneratif hastalığın zeminini oluşturuyor.”
Uyarı niteliğinde son söz: “Asıl kriz, dışarıda değil içeridedir. Zihin, doğayla ve evrenle yeniden hizalanmadıkça hiçbir terapi, ilaç ya da sistem tam anlamıyla işe yaramayacaktır.”