Diyarbakır, kayyumları göndermeye hazır…

Zülküf Kışanak

Yerel seçimler hızla yaklaşıyor. Halk bir defa daha sandığa gidecek, bir defa daha irade beyanında bulunacak, bir defa daha şaredarını, kendi şehreminini, günümüz Türkçesiyle belediye başkanını seçecek. İnsan onurunu ayaklar altına alan irade gaspına son verecek, kentlerimizi mutsuzluğa boğan kayyumları bir daha gönderecek, halkın iradesi bir daha haksız, hukuksuz sistemi alaşağı edecek. Akla hayale gelmeyen hile hurda işlere, pervasızca bölgeye kaydırılan destek güçlerine, şehirlerimizde tahkim edilen binlerce seferi seçmene rağmen memleketi çiftlik bellemiş kayyumları paşa paşa gönderecek. İllaki kadim Diyarbakır’ın, demokrasi mücadelesinin kalesi güzelim Diyarbakır’ın başına musallat olmuş kayyum saltanatına son verecek. Dahası kırk tane şehir hastanesi müjdesi verseniz de kayyum gidecek, yüreğini özgürlüğe yatıranlar gelecek, illaki erkek egemenliği zihniyetine meydan okuyan yiğit kadınlar, güneş ülkesine can olan kadınlar, muktedirlere el pençe durmayan kadınlar gelecek. Diyarbakır, en çok da bilmem hangi ağanın, hangi şeyhin, hangi feodal beyin çocuklarını, en çok da AFAD’çı adayı hayal kırıklığına uğratacaktır. Çünkü iradesi gasp edilen Diyarbakır, kayyumları göndermeye hazırdır…

*

Diyarbakır halkı, ne zaman, kimi, nasıl göndereceğini çok iyi bilen, bu konuda epey mahir, feraseti epey büyük, kudreti dağları aşan bir halktır. Kayyumların yenilgisi yine büyük olacak, halkın parasının çarçur edilerek yaptırılan altın varaklı mekanlardan kaçışları yine muhteşem olacak. Şimdiden kaybedeceklerine emin oldukları mevziyi boşaltmaya, terk etmeye başladılar bile. Diyarbakır halkına ait ne kadar arsa, bina, dükkan, bilmem ne taşınmaz varsa hepsini peşkeş çekmeye, iktidarın emrindeki, yedeğindeki kurumlara devretmeye başladılar bile. Halka ait malların en çoğunu da bitini bile halkın yönettiği, hizmet ürettiği belediyelere vermeyen, günahını bile Diyarbakır halkına bağışlamayan baş asimilasyoncu kuruma verdiler. Yangından mal kaçırıyorlarmış gibi 10 Ocak tarihli bir kararla, Ali Emiri Bilgi Evi’ni, Merkez Bilgi Evi’ni, Şehit Ali Gaffar Okan Akademi Lise’sini, Tema park Kitap Kafe’yi, Kardeşlik Parkı ve Kent Meydanı Kitap Kafe’yi25 yıllığına İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne tahsis ettiler.Hatta çok kıymetli bir parseli de bedelsiz olarak apar topar Maliye Hazinesi’ne devrettiler. Kaçışın, kaçırmanın böylesi ne görülmüş, ne duyulmuş. Bir taraftan belediyenin varını yoğunu yandaşa peşkeş çeken kayyumlar, öbür taraftan da giderek ayak haraç mezat sattıkları Fabrika mahallesini polis ve zabıta marifetiyle yoksul vatandaşın başına yıkmaktan geri durmadılar. Üstelik bunu ibadet aşkıyla yaptılar…

*

Gözümüz aydın, kayyumcu iktidar sıfır kilometre AFAD’çı birini bulmuş, düğün dernek havasında Diyarbakır’a getirmiş. Neymiş, bir zamanlar daire başkanlığı yapmış, pek yetenekli bir bürokratmış, pek iş bitiren bir teknikçiymiş, pek eli çabuk bir projeciymiş, bilmem neymiş. Anlayacağınız Kürde kendini ve kentini yönetmeyi bile çok gören, Kürdün iradesini hiçe saymayı reva gören zihniyetin emrindeki binlerce kalifiye kayyumcudan biriymiş. Bir de Diyarbakırlıymış, Kürtmüş, öyle diyorlar, öyle de kabul edelim. Bir bilse, Diyarbakır halkının ne teknikçi Diyarbakırlıyı, ne kayyumcu Diyarbakırlıyı, ne rantçı Diyarbakırlıyı gördü, geçirdi. Üstelik aşiret aleminin yakışıklı çocuklarını, Kürtle kavgaya yeminli iktidarın uslu evlatlarını, itibar fukaralarını, dahası muktedirlerin muazzam desteğine rağmen kadim Diyarbakır’ın seçim meydanlarında kırk defa sırtı yere gelmiş, adam akıllı tuş olmuş koca koca gösterişli bey ve paşa kılıklı adamları es geçiyorum…

*

İbadet aşkıyla hizmet vereceklermiş. Baştan sona yalana dayanan, kökü iftira olan suçlamalarla görevden alınan bir kentin belediye eşbaşkanına, daha doğrusu belediye eşbaşkanlarına yapılan haksızlığa, zalimliğe, halkın irade gaspına, yüz binlerce insanın rızasını hiçe sayan hukuksuzluğa, haksızlığa ne zaman tepki gösterdin ki hizmetin ibadet kabul edilsin, Diyarbakır halkı sana inansın, sana güvensin, sırtını sana dayasın. İslam literatüründe yer alan ki her Müslüman bunu çok iyi bilir. Demem o ki sağır sultanın bile duyduğu, bildiği yapılan haksızlığa sessiz kalmanın, edilen zulmü görmezlikten gelmenin tanımını, dahası anlamını benden çok iyi bildiğini düşünüyorum.Öyle ya arif isen tarifi çok iyi bilmen gerekiyor. Velhasılıkelam Diyarbakır halkının karnı toktur bu tür laflara, güzellemelere,aslı astarı olmayan tanıtım panolarına, üstelik hiç tahmin edemeyeceğiniz kadar. Öyle böyle değil, bu defa sahiden kayyum zihniyetini adamakıllı sandığa gömecektir,“Aklın da teknik bilgilerin de bürokratik maharetin de bize lazım değil, daha fazla sıkıntıya ne gerek…” diyecektir bu halk. Buna emin olabilirsin haksızlığı Diyarbakır’ın iradesine reva görenlerin ibadet aşkıyla yanıp tutuşan beyefendi…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.