Diyarbekir Kitaplığı...

Şeyhmus DİKEN

 

 

Önceki gün (27 Mart 2017 Pazartesi) Dicle Üniversitesine davetliydim. 

Her yıl Mart ayının son haftası kitapla, kültürle ve dahi kütüphanecilikle ilgili olanların katılım gösterdikleri "kütüphaneler haftası" vesilesiyle üniversite yönetimi Dicle Üniversitesi Merkez Kütüphanesinde "Diyarbekir Kitaplığı" oluşturmuş.

Dünyanın neresinde Diyarbekir üzerine yazılmış kitap varsa toplayıp okuruyla buluşturma gibi bir çaba. Kıymetli bir emek. Yedi aylık hazırlık ve beş bini aşan kitapla açılışı yapılarak kütüphaneler haftasına denk getirilmiş.

Rahmetli Şevket Beysanoğlu ve Esma Ocak'ın ailelerinin kitap bağışlarıyla da zenginleşmiş Diyarbekir Kitaplığı...

Açılış öncesi bir de konuşma yaptım protokole. Doğaçlama bir konuşmaydı benimkisi! 

Dedim ki;

İlk kitabım 1997'de yayınlandı. Bu yıl kitap sahibi yazar olarak 20. yılım. Bir çok dile çevirisi de yapılıp basılan kitaplarımın sayısı 18 oldu. Türkiye'de Ankara Üniversitesi, ODTÜ, Bilgi Üniversitesi dahil epey üniversitede şehir, mekân, kimlik, kültür üzerine davet edilerek konuşmalar yaptım. 

Ama ne acıdır ki bu 20 yıllık zaman dilimi içinde beni bildikleri, kitaplarımı okuduklarını ben bildiğim halde beni kendi şehrimin üniversitesine davet etmediler. Adeta beni görmek istemediler. Oysa üniversitelerin bir varlık sebebi de kurulu oldukları şehrin kültürel, sanatsal, entelektüel iklimi dünyası ile hemhal olmaktır. 

Kısmet bugüne imiş! Buna da şükür. Dicle Üniversitesi Rektörü Talip Gül'e teşekkür etmeliyim...

Sekiz asır evvel Kadim Diyarbekir'in İçkalesinde Robotlar yapmayı kendine iş edinen Sibernetik biliminin usta atası Ebul-İz El-Cezeri demiş ki; "Eyleme-pratiğe dönüşmemiş bilgi, doğru ile yanlış arasında bir yerdedir." Bu baptan hareketle Üniversite yönetiminin Diyarbekir Kitaplığı projesi artık yola düzülmüş bir ilk adımdır. Gelişerek sahiplenmeyi hak eden bir ilk adım.

Yıllar evvel rahmetli Abdülsettar Hayati Avşar anlatmıştı. "Gencecik bir öğrenciydim. İstanbul'da Beyazıt semtinde 1930'lu yılların ünlü kalemlerinin zaman zaman oturup tefekkür ettikleri bir kütüphaneye gittim. Diyarbekir'den birinin selamını götürmüştüm o zatlardan birine. Beni arkadaşlarına "Abdülsettar bey, Diyarbekir ekolünden mezundur..." diye tanıttı. Hazirun daha bir ilgiyle yaklaştı bana...

Büyük uygarlıklar ve büyük kapıların iz bıraktığı bir eski şehirden ve vakti zamanında milyon adetle telaffuz edilen kitaplığının olduğu bir Diyarbekir'den söz ediyoruz...

İşte bir kütüphanecilik haftası kitapların dünyası ve kentin diğer kurumlarının da mutlaka örnek alması gereken bir değerli çabanın hak teslimiyeti üzerine çalakalem bir şeyler yazarken bir kez daha hasbıhal olsun istedim...

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.