Yaklaşık 6 aydır yollarda olan ikili, gittikleri yerlerden aldıkları bir avuç toprağı bir sonraki güzergahta değiş tokuş ederek, insan ve doğa arasındaki ilişkiyi sembolleştiriyor. Jérome toprağın yaşamdaki önemine dikkat çektiklerini ve toprağın insanlar ile halklar arasında birliğin sembolü olduğunu söylerken, Sebina ise insanlığın tehlikede olduğunu belirterek, “İnsanlar dünyada barışa ihtiyaç duyuyor. Biz gezmeyi ve yürümeyi seçtik. Çünkü bu insanlara yakın olmanın en iyi yoludur” diyor.
Sabina ve Jérome Bergami Fransalı iki gezgin. İnsanlığın ve doğanın tehlike altında olduğunu düşünen iki seyyah, Marco Polo’nun İpekyolu güzergahını takip ederek ülke ülke yürüyor. Yaklaşık 6 ay önce İtalya’nın Venedik kentinden yola çıkan Sabina ve Jérome, gittikleri her yerde aldıkları bir avuç toprağı, bir sonraki güzergahta değiş-tokuş yaparak ilerliyor. “Terre en Marche – Dünya Yürüyor” adını verdikleri ve ortalama 8 bin kilometre tutan yürüyüşte ikilinin istikameti ise Çin’in Taklamakan Çölü. Toplam 2 yıl sürmesini planladıkları yol boyunca insanlarla ilişki geliştiren, hiçbir şekilde araç veya otel kullanmayan Sabina ve Jérome, ya sırtlarında taşıdıkları çadırlarında ya da kendilerini konuk eden insanların evlerinde kalıyor. Aynı zamanda gittikleri bölgenin kültürel ve sosyolojik özelliklerini inceleyen, yine dillerini çat pat da olsa öğrenen ikili, geçtikleri Kürdistan’ı çok beğendiklerini dile getiriyor.
Fransa'nın Saint-Maur-des-Fosses bölgesinde doğan Jérome, edebi çalışmalar yürütmesinin yanı sıra daha önce kitap da yazmış. Marco Polo’nun 1271'de babası ve amcasıyla birlikte kat ettiği İpekyolu’nu sembolik olarak seçtiklerini belirten Jérome, yürüyüşleri boyunca bir tek Adriyatik Denizi'ni geçmek için tekneye bindiklerini, Hazar Denizi'ni geçmek için de tekne kullanmayı düşündüklerini, onun dışında herhangi bir araç kullanmadıklarını söyledi.
Sembolleri toprak
“Terre en Marche” adlı kuruluşu geçen yıl kurduklarını belirten Jérome, yürüyüşlerinin amacını şöyle anlatıyor: “Dünyanın toprağını değiş tokuş yapmak istedik. Dünyadaki beş kıtanın toprağını kesemize doldurup sembolik olarak değiş tokuş yapıyoruz. Gittiğimiz her ülkenin toprağını alıyoruz. Biz okullarda, üniversitelerde insanlara, çocuklara toprağın önemi hakkında bilgiler veriyoruz. Toprağın yaşamdaki önemine dikkat çekiyoruz. Toprak insanlar ve halklar arasında birliğin sembolüdür. Aynı zamanda ekoloji hakkında da konuşuyoruz. Biz sembolik olarak Venedik'ten başladık, çünkü orası Marco Polo'nun şehridir. Günde 25 ile 30 kilometre arası yürüyoruz. Kültürler arasında saygı önemlidir. Dünyada çok sayıda farklı kültür var, bunlara saygı duymak zorundayız. Bu insanlar ve dünya için bir hazinedir. Evet yürümeyi seçtik, çünkü insanlarla karşılaşmak tanışmak istiyoruz. Bu içten dilediğimiz bir şey.”
‘İnsanlık tehlike altında’
Romanya asıllı Fransa vatandaşı Sabina ise Romanya'nın Toplita kentinde dünyaya gelmiş. Aynı zamanda bir sağlık çalışanı olan Sabina, öncelikle enternasyonal arkadaşlıklar kurmak istediklerini söylüyor. Venedik'te başlayan yolculuklarında Arnavutluk, Yunanistan, Türkiye ve ardından Kürdistan’a geldiklerini söyleyen Sabina, Gürcistan'a doğru devam edeceklerini dile getirdi. Ardından Ermenistan, İran, Özbekistan, Türkmenistan, Kırgızistan ve Çin'e yürüyeceklerini aktaran Sabina, “Öğrenci ve çocuklara ülkeler arasında saygı ve farklı kültürler üzerine konferanslar veriyoruz. Bence, bunu anlayabilmek çok mühim bir şey. Etrafımızda olan biten onca şeyden haberdar olmak, bunu anlamak önemlidir. Demek istediğim insanlık tehlike altındadır. İnsanların dünyada barışa ihtiyaç duyduğunu fark etmek de önemlidir. Biz gezmeyi ve yürümeyi seçtik. Çünkü bu insanlara yakın olmanın en iyi yoludur. Bu öylesine başlı başına bir yürüyüş değil, biz aynı zamanda bir şeyler paylaşıyoruz” dedi.
Erzurum yolunda gerçekleşen görüşmenin ardından Jérome, öğrendiği Kürtçe kelimeleri sıraladıktan sonra, çantasını sırtladı ve “Şimdi yürüyerek adım adım Kürt halkına gideceğiz. "Xatire we” diyerek, Sabina ile birlikte yollarına devam etti.