Erkeği kadını yok

Aziz Kuzu

Erkeği kadını yok. İyi insan iyidir, kötü insan kötüdür. Femdom ablaların erkekleri sürekli yerden yere vurduğu gündüz kuşağı programları değil hayat. Erkek kötüyse kötü bir anne ya da kötü bir baba tarafından yetiştirilmiştir. Aynı şekilde kadın da…

Cinsiyetçilik sadece kadını ötekileştirmek değil. Erkeği canavar gibi gösteren, erkeği ötekileştiren de cinsiyetçidir. Ha kadın cinayetleri oluyor mu oluyor. Bu erkek cinsiyeti nezdinde tüm bireyleri ötekileştirmeyi meşrulaştıramaz ki kadın cinayetleri politiktir. Kadını ikinci sınıf insan muamelesine tabi tutan politikadır hatta politikadan öte dini inançtır. Bunu toplum mühendisleri çok iyi bilir. Kadını sınırlayan ve öldüren erkek değildir. Dinin ve geleneğin etkisinde kalarak büyüyen, cehalet duvarlarını yıkmak yerine üstüne bir tuğla daha ekleyen kişidir kadını öldüren...

Programa çıkmış, öğrenmiş iki kelime her şeye “cinsiyetçi yaklaşım bu” diyerek tepki gösteriyor. Aynı türün türevi kafe ve benzeri yerlerde de karşımıza çıkmıyor değil. Cinsiyetçiliğin ne olduğunu bilmeyip kulaktan dolma bilgilerle belirsiz bir kitleyi hedef gösteren bu kişiler, cinsiyetçi kimliğin ete kemiğe bürünmüş hali olarak kendini kabul ettirmeye çalışıyorlar. Bilmedikleri çok şey var örneğin; kediyi sevip eve giren fareyi öldürmek de cinsiyetçiliktir. Kendi babalarını, ağabeylerini yahut diğer bireyleri görmezden gelip “erkekler aşağılık yaratıklardır” diyen bu zihniyet cinsiyetçi değil mi?

Popi olacağım kaygısıyla gariban insanları zan altında bırakıp ezmek, rencide etmek feminizm değil suret değiştirmiş faşizmdir.

Öte yandan ailede kadını ezen gerçekten de kadındır babanın rolü de var ama annenin rolü daha baskındır çünkü çocuk büyürken (istisnalar hariç) genel olarak zamanının büyük bir bölümünü annesiyle geçirmektedir. Özellikle Türkiye’nin de içinde bulunduğu Ortadoğu ülkelerinde kadın ilkel bir geleneğin kölesi konumunda. Türkiye şartlarını baz alırsak alım gücü olmayan erkeğin de kadından bir farkı yok bu konuda. Ancak kadının köleliği ailede başlamakta, kadını ezen, erkeği kıymete bindiren yine bir kadın ve destekçisi de erkek yani baba; “kızım ağabeyinin yatağını topla”, “kızım ağabeyine kahvaltı hazırla” , “kızım erkektir, o yapar, sen yuvanın huzurunu düşün”, “kızım kadın dediğin şöyle olur, toplum içinde gülme, ağırlığını koru”, “Müslüman’ın kızı gavur kızı gibi giyinmez”, “Müslüman’ın kızı eşine itaat eder” ve benzeri birçok iğrenç cümle. Kadını döven, kadını hor gören ve kadını öldüren yine kadın, bir kadının elinden yemek yiyerek büyür kadını sömüren zihniyet.

 

Evet kadınlar dövülüyor, hor görülüyor hatta öldürülüyor. Bu durum bir utanç tablosudur. Biz bu konuda kadın erkek farkı gözetmeksizin sorunun bir parçası değil çözümü olmalıyız. Erkekler çevrelerine daha duyarlı olmalı kadınlar ise bu kirli zihniyetin yüzüne tükürmeli, elini-ayağını yıkamalı bu yoz zulümden. Ayrıca toplumun en küçük kategorisi olan ailede ya çocuk dünyaya getirilmemeli ya da dünyaya getirilen her çocuğa eşit davranılmalıdır. Unutmayalım ki cinsiyet rolleri ilkin aileden bireye geçer. Ek olarak çocuğa önce insan olma bilinci yüklenmeli. Beş yaşındaki bir çocuğun boynuna Elifba’yı asıp camiye göndererek insanlığı ve insani değeri öğretemezsiniz. O çocuğun öncelikle oyuna ihtiyacı vardır. Dilini dahi bilmediği bir dinin öğretilerine değil. Bu sonraki süreçlerde kendi tercihi doğrultusunda öğrenebileceği bir kavramdır. Dinsiz bir toplum yetişecek kaygısıyla öfkeli katiller ve sapıklar yetiştirmek toplumu yıkan pasif politikalardır. Bu katiller ve sapıklar sizin yere düşüp dizi kanasa gözünüzden yaş akmaya sebep olan biricik kızlarınızı dövebilir, tecavüz edebilir ve hatta öldürebilir.

Çocuğunuza bir kediyi, bir köpeği sevmeyi öğretin. Bir kadının anne ya da kardeş olabileceğini öğretin. Bir erkeğin de…

Karıncalara basmadan yürümesini öğretin çocuklarınıza.  Akarsuları kirletmeden su içebilsinler. İnsana saygıyı, hayvana saygıyı, doğaya saygıyı bilsinler. En çok da kendilerini bilsinler…