Gündelik hayatımızın hızında çoğu zaman fark etmediğimiz insanlar var. Sabah erkenden sokakları süpüren, geceleri şehir ışıklarını onaran, market raflarını dolduran ya da hastanede nöbet tutan emekçiler… Onlar, şehirlerin görünmeyen kalbini atan kahramanlar.
Ama ne yazık ki toplum olarak çoğu zaman bu emeğe göz ardı ediyoruz. Trafikte sıkışırken, markette kuyrukta beklerken, ya da hastanede endişe içinde otururken, arkamızda çalışan insanların çabası çoğu zaman sadece arka planda kayboluyor.
Oysa bu emek, toplumun ayakta kalmasını sağlayan temel bir güç. Sessiz ama vazgeçilmez. Onların varlığı olmasa hayat, düşündüğümüzden çok daha zor olurdu. Ve belki de takdir, teşekkür veya sadece bir gülümseme, bu görünmeyen kahramanlar için büyük bir fark yaratabilir.
Günlük koşuşturma içinde “görünmeyeni görmek” belki de en büyük insanlık dersimiz. Çünkü her kahraman süper güçlerle donanmış olmak zorunda değil; bazen sadece işini layıkıyla yapmak yeterli.