‘Hasta tutsaklar derhal serbest bırakılmalı’
İnsan hakları örgütlerinin hazırlayıp, sunduğu raporlara rağmen bu konuda çalışma yürütüldüğünü ileri sürmekten öteye gitmeyen siyasi sorumlular, her geçen gün bir yenisi eklenen cezaevinden çıkan tabutlar karşısında kılını kıpırdatmaktan hala uzak.
Cezaevlerinde bulunan hasta tutsaklar her gün ölüme yaklaşırken hükümetin duyarsızlığı ise tepkilere neden oluyor. İnsan hakları savunucuları hasta tutsaklar konusunda hükümetin tutumunun tutsakları ölüme sürüklediğini belirtirken, hasta tutsaklar konusunda Adli Tıp Kurumu ve savcıların devreden çıkarılması ve tutsakların derhal serbest bırakılmasını istedi. Tutsakların çoğunluğunun tedavisi ise çeşitli gerekçelerle sürekli engelleniyor. İnsan hakları savunucuları tutsakların yaşadığı sorunları ve hükümetin tutumunu DİHA'ya değerlendirdi.
Ünsal: Hükümette hassasiyet eksikliği var
MAZLUMDER Genel Başkan Ahmet Faruk Ünsal, diyalog sürecinde adım atılmayan en önemli konulardan bir tanesinin hasta tutsakların durumu ile ilgili yapılması gerekenler olduğunu belirtti. Ünsal, Adli Tıp Kurumu'nun işin hassasiyetine uygun çalışma yapmamasından dolayı hasta tutsaklara ilişkin idari sürecin işletilemediğini vurgulayarak, "Onlara ilişkin bir çalışma yapılmış olsaydı gerek Cumhurbaşkanlığı'nın af yetkisi ile gerekse tedaviye imkan veren düzenlemeler ile serbest bırakılmaları mümkün olacaktı" diye konuştu.
Ünsal, hasta tutsaklara ilişkin bu eksiğin biran önce giderilmesi gerektiğini belirtti. Hasta tutsaklarla ilgili bir iyileştirme olmamasından Adalet Bakanlığı'nın yaklaşım sorunu olduğunu vurgulayan Ünsal, hükümetin hassasiyet eksikliğinden bahsedilebileceğini kaydetti. Ünsal, durumu ağır olan hasta tutsaklara bir şey olması durumunda toplumda infial olacağını bundan dolayı hükümetin bunu da göz önünde bulundurması gerektiğini kaydetti.
Türkdoğan: Türkiye'de infaz rejimi insani değil
Türkiye'deki infaz rejiminin insani olmadığının altını çizen İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan da bunun sorunun ana damarını oluşturduğunu belirtti. Türkdoğan, AKP hükümetinin Meclis'e sunduğu son tasarının da talepleri karşılamadığına vurgu yaptı. Hükümetin var olan tutumunu terk etmesi gerektiğini söyleyen Türkdoğan, şunları kaydetti: "Adli Tıp Kurumu, hasta tutsakları İstanbul'a çağırıyor. Oradaki yerlerde incelemelerde bulunduk çok yetersiz. Siz tedavi edemiyorsanız o zaman yapmanız gereken salıverilmelerini sağlamaktır. Bu insani ve hukuki bir haktır. Artık bu soruları sormaktan bıktık. Sürekli eylem ve etkinlik yapıyoruz hasta mahpuslara ilişkin. Sorunu herkes biliyor ama çözüm üretilmiyor. Siz söz veriyorsunuz ama arkasında durmuyorsunuz. O zaman hükümet etmeyi bırakın."
TUHAD-FED: Bu ağır tablo ve bilanço devletin eseri
TUHAD-FED Başkanı Zübeyde Teker ise "hasta tutsak" meselesinin "yakalandıkları andan itibaren yoğun işkence ve kötü muamelelerin yıllara yayılan fiziksel ve psikolojik işkencenin ve cezaevleri koşullarının topyekün yarattığı bir sonuç" olduğunu ve devletin eseri olduğu üzerinde durdu.
Ayrıca var olan sağlık sorunlarının giderilmediğine işaret eden Teker, tutsakların kaldıkları ortamların hijyenik olmaması, yetersiz beslenme, tecrit koşullarının da bu durumu ağırlaştırdığını söyledi. "Hükümetin şu anki keyfi uygulamalarının hastaların ölüm riskini arttırdığını, rehine yaklaşımının da utanç verici olduğunu söylemek mümkün" diyen Teker, daha önce Adalet Bakanı ile konuya ilişkin yaptıkları görüşmede, 'güvenlik şartı' ile 'ağır hasta' şartını kaldırarak elektronik kelepçe takmak koşuluyla serbest bırakılacakları sözünü aldıklarını ancak bu sözün yerine getirilmediğini söyledi.