İnsanlık halleri (1)

Aydın Alp

Alçakgönüllülük bir değerdir. Kişilikle ilintilidir. Kendiliğindendir. Yapay değildir. İçten gelendir. İnsanının kendine güveniyle ilgilidir. Yetersiz insan; komplekslidir, alıngandır. Ukalalık, cehalet ve pervasızlıktan gelir. Sevilen, sayılan insanların ortak özelliklerinden biridir alçakgönüllülük. Kendi alanında uzman olan, kendine güvenen ve insan sevgisiyle yüklü olan insanların ortak değeridir alçakgönüllülük. Bütün zamanların gelmiş geçmiş en büyük bilim adamı Albert Einstein: “Benim dünyada en çok bildiğim şey, hiçbir şey bilmediğimdir.” sözünü boşuna sevmemiş ve yinelememiştir. Sonra dikkat etmek gerekir; en çok bildiğim şey, hiçbir şey bilmediğimdir lafını severek yineleyen, koca Einstein’dir. Kibirlilik, ukalalık, kendini beğenmişlik, yeteneksiz insanların işidir. Böyleleri sevgisiz ve kaprisli olur. Kendilerini “mutlak” görme eğiliminde oldukları için de hep durağan olurlar. Kendilerini yenileme şansları da yoktur. Ve böyleleri acınası durumdadırlar. Şimdi buraya kadar her şey tamam. Birçok insan, yukarıdaki saptamalara katılır; ama kıskançlığa gelince işler biraz karışıyor. İnsan ne diyeceğini bilemiyor. Kıskançlık, duyarsız insanlara özgüdür desem, bazı sanatçılar çok kıskanç. Kıskançlık, cahillere özgüdür desem, bazı bilim adamları da çok kıskançmış. Fakat ben yine de söyleyeceğim kardeşim, sanatçıların bilim adamlarının birbirini kıskanması çok çirkin. Onlara Antonio Salieri tavrını yakıştıramıyorum. Hem her sanatçı, çapıyla orantılıdır. Her sanatçı kendisiyle yarışmalı, başkalarıyla değil.

SEVGİNİN BEDELİ

Ah, sevginin doğurduğu yanılsama duygusu!

Bir akrebi bile insana Kollarını açmış

Koşa koşa kucaklamaya gelen

Bir dost sandıran yanılsama duygusu…

Ah, âşkın doğurduğu kutsal aldanma!

Büyük saflık Ne demeli sana?

-Ne kadar çatar görünsem de

Dokunamadığım bir kelebektir yüreğim

Hiçbir zaman, hiçbir güzelliğe

Elveda demedi, demez de…

 

Defalarca yanıldım, ama tanıdım artık onları

Sabahları yataklarında akrep olarak uyananları

Beqo Ewan’ları, yani çağdaş Brütüs’leri, Antonius Salier’leri

Enseleri kalınsa Drakula’ları olurum

Tuzu kuru olanlar sokulamaz yanıma!

Mağdur ve yoksulsalar ama

Yani basbayağı bir çöl akrebi

Varsın sançsınlar, öncesinden kıyamam!

Olur ya belki yanılıyorumdur!

Belki de değişebilirler

Akrebi sırtında karşıya geçiren kurbağa misali

Bile bile lades yani!

Ben efsunluyumdur zehre karşı

Barbar bir geçmişim var hem

Gündüzleri horoz gibi öterdim

Geceleri kurt gibi ulurdum sokaklarda

Ta çocukluğumdan ve ilk gençliğimden

Yani her zaman iyi değilimdir

Başka ne desem?

Defalarca yanıldım, tanıdım artık onları

Sabahları yataklarında akrep olarak uyananları

Tuzu kuru olanlar, sokulamaz yanıma!

Çaresiz ve garibansalar ama

Yani basbayağı bir çöl akrebi

Varsın sançsınlar, öncesinde kıyamam!

Ki hep böyle olur çünkü

Bir Mem û Zin’in âşkı kadar

Büyüktür insanlara sevgim!

 

Hey, onları kuytu bir yerlerde sonraları!

Hey, hak ettikleri gibi paylarım onları! (YÜREĞİNİZİN KAPILARINI KIRACAĞIM)

  1. insanlar tehlikelidir. İç dünyası, yoksul insanların cepleri kadar boş olan insanlar tehlikelidir. Yıkıcı ve berbattırlar. Maddi anlamda yoksul olmak, giderilmeyecek bir şey değil. Maddi anlamda yoksulluk, mutlak değil çünkü. Ama içsel, ruhsal, tinsel anlamda boş olmak, ölümcüldür. Çünkü insanda, sonradan edinilemeyecek değerler vardır. Belki sonradan değiştirilmeyecek özellikler de... (Gazete ve Edebiyat Dergileri Yazıları/Aşkı Olmayanın Şiiri Olmaz) Coronasız ve özgür günler dileğiyle sevgiler, saygılar…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.