İSTİKRARIN GETİRİSİ

Aydın Altaç

 

15 temmuz gecesi FETÖ tarafından yapılmak istenen darbe girişimini can ve mal kayıplarımız pahasına milletçe defetmeyi başardık. Darbe girişiminin sıradanlaştırılması, basitleştirilmesi veya anlamsızlaştırılması çabalarına kulak asmamak gerekir. Yapılmak istenen düpedüz darbe girişimiydi. Bu girişimin geçmiş dönemlerde yaşadığımız darbelerden daha farklı ve güçlüydü. Zira, 15 temmuz gecesindeki girişimin askeri, emniyet,bürokrasi,mülkiye,ekonomi ve bir çok bileşeni vardı. Etkin olan ise kuşkusuz pensilvanyadaki FETÖ elebaşı ve üst aklın sevk ve idaresi idi. Ele başı ve üst aklın hesaba katamadığı husus ise Türkiye'de yaşayan 79 milyon vatandaşın ,hem darbeye hem de istikrarsızlığa karşı tek yürek,tek bilek olacağına dair duruştu. Bu duruş aslında istikrara ve sivil idareye sahip çıkma iradesinin beyanı olarak kabul etmek ve görmek gerekir. Türkiye'de önceki dönemlerde yaşanan darbe dönemlerinde görünmeyen bu duruşun zemini sağlam olup ve 15 yıldan bu yana ülkemizde siyasal,ekonomik ve sosyal gelişmeler neticesindeki kazanımları sahiplenme duygusundan kaynaklanmaktaydı. 2015 yılı haziranında yapılan genel seçimlerden sonra yaşanan sıkıntılı sürecin her anlamda ülkeyi sıkıntıyla başbaşa bıraktığı pratiğini yaşamış halkın, istikrarın kendisine neler kazandırabileceğini,istikrarsızlığın kendisine neler kaybettirebileceğini yaşamış ve tecrübe etmiştir.Yine yakın tarihimizde yaşadığımız Hendek-barikatların yarattığı tahribatlar,gezi olayları,6-7-8 ekim olayları,17-25 aralık kumpas olayları dönemlerinde de istikrarsızlığa karşı milletçe sağlam bir duruş sergilenmişti. Bu dönemlerde de kamuoyu dikkatini daha çok olayların amacını ve olası sonuçlarının muhasebesini yaptıktan sonra desteğini istikrar ve güven ortamından yana kullanmıştı. Söz konusu olaylarda da can ve mal kayıpları yaşamamıza rağmen olaylar kısa zaman  diliminde kontrol altına alınmıştı. Ülkemizde  yaşayan 79 milyon vatandaş bahsettiğim tüm olaylar ve özellikle 15 temmuz gecesindeki duruşu 2023,2053 ve 2071 hedeflerinin de teminatı ve garantisi olarak görmek gerekir. Söz konusu hedefleri yakalamanın yolu demokrasiden,sivil siyasetten,güçlü ekonomiden ve sosyal barıştan geçmektedir. Şu an için milletçe bu ruhu yakalamış bulunmaktayız. Zira,temmuz darbesine karşı ülkenin kuzeyinden-güneyine ve doğusundan-batısına kadar tüm etnik ve inanç grupları siyasi düşünce farklılıklarını ve tercihlerini bir kenara bırakarak hareket etmiştir. Ülkeyi yöneten siyasi iradenin de bahsettiğim ruhun yakalanması için önemli hamleler yaptığını görmek gerekir. Gerek hükümet kanadından ve gerekse Cumhurbaşkanlığından darbe girişiminin başarısını topluma mal etmeye,bu şekilde paydaşları çoğaltma ve toplumda dayanışma ruhunu üst seviyeye çıkarma gayretlerine hep birlikte şahitlik yaptık. Geldiğimiz noktayı daha üst seviyeye çıkarmak ve her anlamda istikrarı kalıcı hale getirmek için bu ruhu devam ettirmek gerekir. Demokratik,çoğulcu ve sivil anayasa ile bu ruhu taçlandırabilirsek kalıcı bir ruhu yakalamış olacağız. Yeni anayasada sorun üreten tüm konularla ilgili cesaretle ve kararlılıkla hareket etmemiz zorunludur. 2023, 2053 ve 2071 hedefleri önünde engel olabilecek tüm hususlarla ilgili cesaretimizden ve kararlılığımızdan ödün vermemeliyiz. Bu ruh kolay kazanılmadı,kolay kaybetmeyi asla göze alamayız.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.