Kayseri İzlenimlerim ve Diyarbakır Hayalim

Oktay GÜVENER

Geçen hafta eşimin bir işi nedeniyle yolum Kayseri’ye düştü. Anadolu’nun tam ortasında, tarih boyunca ticaretin kalbi olmuş bu şehirde gördüklerim beni hem şaşırttı hem de derin derin düşündürdü.

Kayseri hakkında hepimizin kulağına çalınmış bir klişe vardır: “Kayserililer cimridir.” Fıkralara konu edilen, esprilere malzeme edilen bu söz, çoğumuzun zihninde hazır bir yargı gibi durur. Fakat işin aslı hiç de öyle değilmiş. Şehri gezerken gördüm ki Kayserililer, paralarını biriktirip sandıkta saklayan insanlar değil; aksine, şehirlerine kazandıran, gelecek nesillere kalıcı miraslar bırakan hayırsever bir topluluk.

Şehrin hemen hemen bütün kamu binaları, okulları, kütüphaneleri ve hatta üniversite fakülteleri birer hayırsever imzası taşıyor. Hangi fakülteye baksanız, hangi eğitim kurumunun kapısından girseniz tabelasında bir iş insanının, bir hayır sahibinin adı yazılı. Yani Kayseri’nin taşına toprağına hayır serpilmiş. Bu tabloyu gördüğümde, “cimrilik” yaftasının ne kadar boş ve yüzeysel bir klişe olduğunu bir kez daha anladım. Kayserilinin cimrisi buysa cömerdi nasıldır diye düşünmeden edemedim.

Ayrıca şehir gerçekten çok güzel bir şekilde büyüyor. Temizlik ve belediye hizmetleri harika bir şekilde yürütülüyor. Bu konuda da Büyükşehir Belediyemize gerçekten büyük iş düşüyor. Tabi sokakları kirleten bizlere de.

Sonra kendi memleketime, Diyarbakır’a döndüm düşüncelerimde…

Bizim topraklarımız da bereketli, iş insanlarımız, zenginlerimiz, imkân sahiplerimiz var. Ama ne yazık ki şehirde bu çapta bir sahiplenmeyi görmek zor. Elbette değerli bağışçılarımız var, ama Kayseri’deki ölçekte bir dayanışma ruhunu henüz yakalayabilmiş değiliz.

Oysa Diyarbakır gibi köklü bir şehre iş adamlarımızın, zenginlerimizin ve siyasetçilerimizin canı gönülden sahip çıkmaları gerekmez mi?

Bir şehir, sadece belediyelerin, devletin yatırımlarıyla büyümez. Şehir, halkının yüreğiyle, insanlarının el birliğiyle yükselir. İşte Kayseri bunun canlı bir örneği. Her okul bir hayırseverin emeğiyle, her fakülte bir gönlün cömertliğiyle şehre armağan edilmiş.

Diyarbakır’ın zengin ve hayırsever insanlarına buradan bir çağrım var: Şehrimize sahip çıkın. Çocuklarımızın okuyacağı okullarda, gençlerimizin bilim üreteceği fakültelerde, insanlarımızın hizmet alacağı hastanelerde sizin imzanız olsun. Çünkü şehir, ona gönül verenlerin ruhuyla ayakta durur.

Kayserili hayırseverleri buradan tebrik ediyorum. Onların gönüllerinin ne kadar cömert olduğunu görmüş oldum. Çünkü en büyük cömertlik, geleceğe eser bırakmaktır. Diyarbakır da aynı ruhu yakaladığında, sadece surlarıyla, karpuzuyla, tarihi eserleriyle değil, insanlarının hayır eliyle de anılacaktır.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (9)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.