KENDINE GEÇ KALMAK -3-

Bêjdar Ro Amed

İçten Olmak

İçten olmak, çoğu zaman doğruyu söylemekle karıştırılır. Ama içtenlik, sadece doğruyu ifade etmek değildir; kendi içindekini duyabilmek, onu bozmadan taşıyabilmek ve orada kalabilmektir.

İçten Olmak ile Gösteri Farkı

İçten olmak, bir gösteri değil bir yalınlıktır. Süslenmemiş, süzülmemiş, başkası için biçimlendirilmemiş bir hâl. Bir bakışta, bir sessizlikte, bir varoluş biçiminde kendini gösterir. Ve bazen hiç konuşmadan da içten olunabilir. Çünkü içtenlik, sözde değil; varlıkta taşınır.

İçten Olmak, Kendinle Çelişmemektir.

Ne hissediyorsan, onu bastırmadan, abartmadan, çarpıtmadan var etmektir. Bu bir dürüstlük biçimi değil; bir bütünlük halidir. İçinle dışın arasında boşluk bırakmamaktır. Kimsenin duymasını beklemeden içinden gelenin izini sürmektir. Ama en çok da kendine içten olmaktır. İçinden yükseleni tanımak, saklamamak, küçümsememek… Ne kırgınsan, orada durmak. Ne sevinçliysen, oradan gülümsemek. Kendini o an neysen, o hâlde taşımak.

İçtenlik, Bir Konfor Alanı Değil; Bir Çıplaklıktır.

Ve bu çıplaklık, kırılganlıkla iç içedir. Bu yüzden birçok insan içten olmak yerine güçlü görünmeyi seçer. Ama içtenlik, güçle değil; açıklıkla ilgilidir. Bir şeyin seni yıkmasından değil, onun içinde kalabilme cesaretinden doğar. İçten olmak, dünyayla pazarlık yapmamak gibidir. Sevilmek için şekil değiştirmemek, anlaşılmak için kendini eğip bükmemek… Ve bazen yanlış anlaşılmayı göze almak… Ama yine de kendi içinden sapmamak. İçtenlik; kendine geç kalmamak için her an bir kapı aralar. Çünkü dıştan içe değil, içten dışa yaşarsan, o kapı hep açıktır. Ve sen, her an o eşikte olabilirsin.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.