KONFOR ALANI- KAYGI İLE BAŞ ETMENİN KÜÇÜK ADIMLARI

Ayşegül Kunuguş

Beyin, tanıdığıyla rahat eder; konfor alanı, insanın huzur bulduğu güvenli alanlardır. Örneğin dışarı çıktığınızda sürekli aynı mekânı seçmek, aynı masaya yönelmek ya da aynı sandalyeye oturmak; aslında bilinçli olmasa da, daha önce deneyimlediğiniz güvenli duyguları tekrar yaşama çabasıdır.

Bu döngüyü sürekli tekrarlayan insanlar, kaygılarını yönetmekte zorlanabilir. Bir adım daha ileri gidersek; evden çıkmayı bile istememek, hiç yeni bir şey denememek mümkün olabilir.

Aranızda, yeni bir dizi ya da film izlemek yerine, aynı dizileri tekrar tekrar izleyenler muhakkak vardır. Peki, bunu neden yapıyoruz? Öngörülebilirlik… Kaygılı insanlar için bilinmeyen, sürprizlerle dolu maceralar, zihinde huzursuzluk yaratır. Bildikleri hikâyelerde ise rahatlarlar. Eski filmler adeta bir sığınaktır. Çünkü ne zaman güleceklerini, ne zaman hüzünleneceklerini, kimin öleceğini ve finalin nasıl biteceğini bilirler.

Hayat, kaygı yaşayanlar için çoğu zaman kestirilemez keskin virajlarla doludur. Ama o ekrana baktıklarında, her şey kontrol altındadır. Huzursuzluk veren sahneleri atlamak ise bir sonraki adım olur. Tıpkı gerçek hayatta, hoşuna gitmeyen durumları görmezden gelmek gibi… Bilinçaltı, duygularımızı ve geçmiş deneyimlerimizi öyle bir eşleştirir ki, bize tehlike sinyalleri gönderir ve huzursuz hissetmemize yol açar.

Peki, bu ve benzeri duygularla nasıl baş edebiliriz?

Bilinçaltı bir toprak gibidir; kaygı oraya korku tohumları eker. Ama biz küçük adımlarla güven, umut ve başarma tohumları ekersek, zamanla yeni bir bahçe filizlenir. Gün içinde kelimelerimizi değiştirmek bile bilinçaltımızda yeni bir dosya açar. “Yapamam” yerine “deniyorum” demek, küçük ama etkili bir alan yaratır. Zihin, tekrar edilen kelimelere inanır ve enerjiniz değişir.

Kaygı zihni çoğu zaman hep kötüye odaklansa da, bilinçaltı gerçek ve hayali ayırt edemez. Kaygı veren durumları —sınav, topluluk önünde konuşma, yeni deneyimler— zihinde olumlu bir senaryoyla prova etmek, beynimizde yeni bir yol açar. Olumsuz bir son yerine, güçlü bir olasılık yerleşir.

Belki önceden fark etmişsindir, belki de bu yazı bir şeyleri fark etmeni sağladı. Bugün kendin için küçük bir adım atmaya hazır mısın? Kaygı ile baş etmeye çalışmak yerine, “harika deneyimler ediniyorum” diyebilirsin. Acele etmeden, koşmadan; ayağa kalkmanın verdiği o tatlı heyecanla renkleri, kokuları ve sesleri yeniden keşfedebilirsin. Zamanı geldi. Parla. Kendini keşfetmek, dünyayı keşfetmektir.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.