Bir zamanlar sadece bilim kurgu filmlerinde gördüğümüz yapay zeka artık hayatımızın tam ortasında. Telefonlarımız, evlerimiz, hatta iş yerlerimiz… Her şey “akıllı” hâle geliyor. Peki, bu hızla değişen dünyada insan olarak bizim yerimiz ne olacak?
Yapay zeka işleri elimizden alıyor, üretimi hızlandırıyor, karar mekanizmalarını optimize ediyor. Avantajları tartışılmaz. Ama bir yandan da kontrol sorusu gündeme geliyor: Teknoloji bizi yönetmeye mi başladı, yoksa biz mi onu yöneteceğiz?
Toplumlar, ekonomiler, hatta günlük hayatlarımız, algoritmaların biçimlendirdiği bir dünyada şekilleniyor. Haberleri, alışverişi, arkadaş önerilerini… bir yazılım belirliyor. Düşünsenize: bir gün en basit kararlarımızı bile kendi başımıza almakta zorlanabiliriz.
Sorulması gereken asıl soru bu: İnsanlık, teknolojiyi sadece hizmetçi olarak mı görecek, yoksa kendi değerlerini koruyacak şekilde mi yönlendirecek? Gelecek, hızlı ve akıllı bir dönüşümle şekilleniyor. Ama unutmayalım, teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, empati, vicdan ve yaratıcılık hâlâ sadece insana ait.
Belki de yapmamız gereken tek şey, teknolojiyi yönetmek değil, ona yön gösterecek insan olmayı unutmamak.