“Kürdistan 40 milyonun yüreğindedir”

TBMM'de kullandığı sözlerden sonra 'geçici çıkarma' cezası alan Baydemir, yeni açıklamalarda bulundu.

Genel Kurul’da "Kürdistan" ifadesini kullandığı için Meclis tarihinde ilk kez "geçici çıkarma" cezası alan Osman Baydemir, gündem yaratan sözleri sonrası, Gazeteci Hayri Demir’e konuştu.

Baydemir’in konuşmasında şunları kaydetti.

 “Kürdistan" ifadesini o kürsüden kullanmanın bir hakikati haykırmak ve dillendirmek olduğunu kaydeden Baydemir, "Kürdistan'a, Kürdistan demek büyük bir iş yapmış olmak değildir. Bir gerçeği sadece dillendirmiş oluyorsunuz.Esas üzerinde durulması gereken Kürdistan denilmesine bu kadar milliyetçi ve ırkçı bir cepheyle saldırıya maruz kalmaktır. Esas ilginç olan konu budur. Üzerinde durulması gereken, eleştirilmesi ve karşı durulması gereken budur. Meclis'te ifade ettiğimin aynısını burada da ifade ediyorum, hadiseye samimiyetle yaklaşılması gerekiyor. Bütün siyasi hayatım boyunca Kürdistan'ın adı, Kürdistan’dır. Ben Kürdistanlıyım. Kürdistani ve Kürt halkının bir evladıyım. TBMM'ye gelmemin en önemli nedeni Kürt sorunun barışçıl çözümüne siyaset etme yoluyla katkı sunmaktır. Bu Meclis'in Kürdistan'ı da kapsamasıdır. Eğer ret ve inkar politikası olacaksa ve parlamento değişmeyecekse Kürdün, Kürdistan'ın, Trakya'nın, Ege'nin, Akdeniz'in ortak çatısı olmayacak o halde şahsım adıma söylüyorum, benim ne işim var bu parlamentoda. Bir Kürt olarak bu kimliğimi ret ediyorsa bu parlamento ve bu zihniyet benim ne işim var burada"

‘Dağkapı  Meydanı’nda darağacı kurulsa da, Kürdistan yine Kürdistandır’

"Değil beni Meclis'ten iki günlüğüne veya temelli atmak Dağkapı Meydanı'nda darağacı kursalar Şeyh Sait ve yoldaşlarına yaptıklarının aynısını bana yapsalar, yine Kürdistan Kürdistan'dır. (Meclis'te 'Kürdistan neresidir?’ diye soran Meclis Başkanvekili Ayşenur Bahçekapılı'ya yanıt verirken yaptığı gibi elini kalbinin üstüne koyarak) Kürdistan aha buradadır. Sadece burada değil, 40 milyon Kürdün zihnindedir, yüreğindedir ve çabasındadır. Asla bu davadan da vazgeçmeyeceğiz. Ama bir kez daha söylüyoruz bizim rolümüz ve misyonumuz bu sorunu barışçıl yollarla çözmektir. Ortak paydalarda buluşarak çözmektir. Bütünün vazgeçilmez bir parçası olabilmesi için tanınması lazım. Ürkülmemesi lazım. Tam tersine eşitlik, özgürlük, adalet ve bir arada yaşam perspektifiyle yaklaşılması gerekir."

AKP’de yer alan Kürtlere çağrı

"Eğer halen zerre kadar bir değer yargınız kalmışsa artık o siyasi hareket içerisinde yerinizin kalmadığını görmeniz gerekiyor. Erdoğan ne diyordu; 'ırkçılığı ayaklarımın altında çiğnerim.' Şimdi ırkçılık AKP'yi ve Erdoğan'ı almış sabahtan akşama kadar ağzında çiğniyor. Meclis'te AKP'ni tutum ve tavrı ırkçılığın oyuncağı olduklarının göstergesidir. Irkçılar onları böyle parmağında oynatıyor. AKP artık eski AKP değildir. Bütün Kürt halkı, hangi siyasi partiye gönül vermişse olsun Kürtlerin ulusal ittifak dışında başka bir seçenekleri yoktur. Kürtlerin ulusal ittifakı Ortadoğu halklarına da barışı getirecektir. Artık Kürtlerin kendi kapılarına geri dönmesi gerekir. Bunun yegâne yolu da ulusal ittifaktan geçiyor"

"Bu konuda esas temel eleştirimiz şuydu; devlet giderek bir parti devletine dönüştürülüyor. Ordu, polis teşkilatı, adliye teşkilatı bir partinin denetimde. Vali, kaymakam, belediye başkanı her şey bir parti ve o partinin liderinin iki dudağı arasındadır. Bunun adı, demokratik devlet olmaz. Bunun adı, parti devleti olur. Meclis'te çoğunluğu elinde bulunan AKP, aynı zamanda şu anda yasama organını da elinde bulunduruyor. Yasama organının kendisinde yani kürsü dokunulmazlığının olduğu bir ortam içerisinde milletvekilinin beyanından dolayı müeddeye maruz kalması demek, totaliter bir rejimin inşa edildiğinin ispatı demektir. Biz bundan bir kaç ay önce ne demiştik; Kürdistan'a Kürdistan demeye devam edeceğiz demiştik. Halkıma vermiş olduğum sözü tuttum, Kürdistan'a Kürdistan demeye devam ediyorum. Dolayısıyla bir tabuya boyun eğmek sorunu çözmüyor, tam aksine sorunu derinleştiriyor. Biz bu yasaklara boyun eğmeyeceğiz. İç tüzük değişikliği Kürdistan kelimesini, Amed, Dersim demeyi yasaklıyordu. Bu coğrafyanın kültürel kodları, çeşitlilikleri ve farklılıklarının tanımlanmasını yasaklayan bir iç tüzük değişikliği yapıldı. Biz o zaman itirazımızı ortaya koymuştuk. Bu parlamento içerisinde milletvekilinin dahi iradesi ve düşüncesi üzerinde bir baskı mekanizması oluşturma girişimidir demiştik."

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Politika Haberleri